ABD ve Ukrayna, geçtiğimiz hafta ABD’ye kritik minerallere erişim hakkı veren bir kaynak paylaşım anlaşması imzaladı. Anlaşmaya göre, ABD ve Kiev’in Ukrayna’nın kritik mineral kaynaklarını ortaklaşa geliştirmesini ve yatırım yapmasını sağlayacak. Ukrayna tarafından yayınlanan metne göre, anlaşma nadir toprak elementleri de dahil olmak üzere mineralleri ve ayrıca petrol ile doğal gaz gibi diğer değerli kaynakları kapsıyor.
Anlaşma, Ukrayna devleti için halihazırda bir gelir oluşturan kaynakları içermiyor. Başka bir deyişle, anlaşma kapsamındaki herhangi bir kâr, yeni yatırımların başarısına bağlı. Ukraynalı yetkililer ayrıca, anlaşmanın Kiev için herhangi bir borç yükümlülüğüne atıfta bulunmadığını, yani fondan elde edilen kârın muhtemelen ABD’ye önceki desteğinin geri ödenmesine gitmeyeceğini belirtti.
Kritik mineral anlaşması ne içeriyor?
Anlaşma, kaynakların tam mülkiyetinin Ukrayna’da kalmasını sağlarken aynı zamanda hangi kaynakların nereden çıkarılabileceğine kimin karar vereceğini belirliyor. Anlaşma metni 55 minerali listelerken, daha fazlasına da imkân tanıyor.
ABD’nin Ukrayna’nın nadir toprak elementlerine ilgisi uzun süredir tartışılırken, anlaşmada bunlardan bazıları, titanyum, lityum ve uranyum gibi diğer kritik minerallerle birlikte listeleniyor. Cep telefonları, bilgisayar diskleri ve elektrikli araçlar da dahil olmak üzere pek çok tüketici teknolojisi için vazgeçilmez olan bir grup kritik minerali içeriyor. Çin, dünyanın en büyük nadir toprak elementleri üreticisiyken hem ABD hem de Avrupa, Çin’e olan bağımlılıklarını azaltmaya çalışıyor. Bunlar arasında, anlaşmada listelenen lantan, seryum ve skandiyum gibi elementler yer alıyor.
Anlaşma, bir yeniden yapılanma yatırım fonu oluşturuyor ve hem ABD hem de Ukrayna, fonun yönetiminde eşit söz hakkına sahip olacak. Fon, Ukrayna’nın Amerikan ve Avrupa ülkelerinden yatırım ve teknoloji çekmesini umduğu ABD Uluslararası Kalkınma Finans Kurumu aracılığıyla ABD hükümeti tarafından desteklenecek. Ukrayna’nın, hükümete ait doğal kaynaklardan elde edilen gelecekteki tüm kârların yüzde 50’sini fona aktarması bekleniyor. ABD ayrıca, çok ihtiyaç duyulan hava savunma sistemleri ve diğer askeri yardımlar da dahil olmak üzere doğrudan fon ve ekipman katkısı sağlayacak. Fona yapılan katkılar, madencilik, petrol, gaz ve altyapı projelerine yeniden yatırılacak.
Ukrayna’nın nadir toprak elementleri savaş nedeniyle büyük ölçüde şu an kullanılamasa da rezervler ülke geneline yayılmış durumda ve büyük bir potansiyele sahip. Havacılık, tıp ve otomotiv endüstrileri için önemli bir bileşen olan titanyum rezervleri, Avrupa’nın en büyükleri arasında yer alıyor. Ukrayna ayrıca batarya, seramik ve cam üretimi için gereken lityumun Avrupa’daki bilinen en büyük rezervlerinden bazılarına sahip.
Ukrayna’da hangi mineraller var?
2021’de Ukrayna mineral endüstrisi ülkenin gayri safi yurt içi hasılasının yüzde 6,1’ini ve ihracatının yüzde 30’unu oluşturdu. Ukrayna’nın metalik mineral kaynaklarının yaklaşık yüzde 40’ı, Rus işgali nedeniyle erişilemez durumda.
Dünyadaki kritik ham maddelerinin yaklaşık yüzde 5’inin Ukrayna’da olduğunu tahmin ediliyor. Özellikle elektrikli araçlar bataryalarında kullanılan ve Ukrayna’yı mineral tedarikinde “ilk beş lider ülkeden biri” yapan yaklaşık 19 milyon ton grafit rezervi öne çıkıyor.
Ukrayna, ayrıca önemli miktarda titanyum ve lityum yataklarına sahip. Silahlar, rüzgâr türbinleri, elektronik cihazlar ve modern dünyada hayati öneme sahip diğer ürünlerin üretiminde kullanılan 17 elementten oluşan nadir toprak metallerinin de önemli bir kısmı Ukrayna’da bulunuyor.
Ayrıca, ülkenin bugün işgal altındaki topraklarında 350 milyar dolar değerinde kaynak bulunduğu yönündeki açıklamalar dikkate alındığında, ABD’nin Ukrayna’nın geniş mineral zenginliklerine erişimini sağlayacak bir anlaşmanın, dünya genelinde birçok dengeyi değiştireceği açıkça görülüyor.
Kritik minerallerin kullanım alanı geniş
Bakır, lityum, nikel, kobalt ve nadir toprak elementleri gibi kritik mineraller; rüzgâr türbinleri ve elektrik şebekelerinden elektrikli araçlara kadar günümüzün hızla büyüyen enerji teknolojilerinin çoğunun temel bileşenidir. Enerji dönüşüm süreçleri hızlandıkça bu malzemelere olan talep de hızla artmaktadır.
Kullanılan mineral türleri, teknolojiye göre değişiklik gösterir. Lityum, nikel, kobalt, manganez ve grafit, pil performansı için çok önemlidir. Nadir toprak elementleri, rüzgâr türbinlerinde ve elektrikli araç motorlarında kullanılan kalıcı mıknatıslar ve elektrik şebekeleri büyük miktarda alüminyum ve bakıra ihtiyaç duyar. Bu mineraller, tüm elektrikle ilgili teknolojilerin temel taşıdır.
Temiz enerji geçişleri mineral talebini artırıyor
Özellikle temiz enerji uygulamalarının etkisiyle, kritik minerallere olan talep 2024’te güçlü bir büyüme yaşadı. Lityum tüketimi yüzde 30 üstünde artarken, nikel, kobalt, grafit ve nadir toprak elementlerine olan talep ile fiyatlarda artışlar gördü. Bugün bu temel enerji geçiş minerallerinin toplam piyasa değeri, yaklaşık 325 milyar dolar olarak ölçülüyor.
Temiz enerji teknolojilerinin yaygınlaşması sürdükçe, kritik minerallere olan talep artacak. Ülkeler, duyurdukları ulusal enerji ve iklim taahhütlerini tam olarak uygularsa, temiz enerji teknolojilerine olan mineral talebi 2030’a kadar iki katından fazla, 2040’a kadar ise üç katına çıkarak yıllık yaklaşık 35 milyon tona ulaşabilir.
Batarya pazarında Çin hakimiyeti
Çin şu anda lityum, kobalt, nikel, doğal grafit ve nadir toprak elementleri dahil olmak üzere modern ekonomiler için önemli olan kritik minerallerin küresel rafinasyonunda lider konumda. Bu durum Çin’i yarı iletkenler, havacılık bileşenleri, enerji depolama gibi ileri teknolojilerde işlenmiş girdilerin başlıca tedarikçisi haline getiriyor.
Çin dışında çıkarılan mineraller bile çoğunlukla Çin’e ait eritme ve işleme tesislerine gönderiliyor. Bu neredeyse tekelleşmiş yapı, Çin’e küresel tedarik zincirleri üzerinde önemli bir kaldıraç sağlıyor. ABD’nin Çin kontrolündeki bu rafineri operasyonlarına bağımlılığına ilişkin endişeleri artırıyor. Çin’in ABD tarifelerine yanıt olarak çıkarılan işlenmiş nadir toprak elementleri üzerindeki son ihracat kontrolleri de bu stratejik zaafı yeniden gündeme getiriyor.
Öte yandan, 2024’te küresel elektrikli araç batarya pazarında iki büyük Çinli şirketten biri yüzde 37,9, diğeri ise yüzde 17,2 pazar payına sahip.
Geri dönüşüm kritik mineral ihtiyacını azaltabilir
Kritik minerallerin geri dönüşümünü destekleyen yeni politikalar ve tesis yatırımları, ülkelerin enerji dönüşüm süreçlerinde tedarik zinciri üzerindeki potansiyel baskıyı önemli ölçüde azaltabilir. Kritik mineraller için yeni madencilik faaliyetlerindeki büyüme, geri dönüşümün ölçeklendirilmesiyle yüzyılın ortasına kadar yüzde 25 ila yüzde 40 arasında azaltılabilir. Dünya çapındaki ülkelerin enerji ve iklim konusunda duyurulan tüm ulusal taahhütleri yerine getirdiği bir senaryoda, geri dönüşüm 2050 yılına kadar bakır ve kobalt için yeni maden geliştirme ihtiyacını yüzde 40, lityum ve nikel için ise yüzde 25 oranında azaltabilir.