IMF makalesi, küreselleşme, ticari ve ekonomik bütünleşme sonrasında dünya ekonomisinin çok ciddi bir parçalanmaya işaret ediyor.
15 Ocak 2023 tarihinde aşağı yukarı bir yıl önce IMF Ekonomistleri tarafından yılın makalesi addedilebilecek ‘Jeoekonomik Parçalanma ve Çok Taraflılığın Geleceği’ (Geoeconomic Fragmentation and the Future of Multilateralism) adlı bir makale yayımlandı . Makalede, onlarca yıllık küreselleşme, ticari ve ekonomik bütünleşme sonrasında dünya ekonomisinin çok ciddi bir parçalanma ve ayrışma riskiyle karşı karşıya olduğuna vurgu yapıyor. Bilindiği üzere Dünya Ekonomisi çok uzun dalgalı bir küreselleşme süreci tecrübe ediyor:
i. Sanayileşme Dönemi (1870-1914): Küresel ticaret, Arjatin, Avustralya, Kanada, Avrupa ve ABD tarafından domine edilirken, altın standardı yerleşti, ulaşım gelişmesi ticaret maliyetlerini düşürdü ve hacmini artırdı.
ii. Yavaşlayan Küreselleşme (1870-1914) (Slowbalization): İkinci Dünya Savaşı Sonrası Dönem (Bretton Woods Dönemi): Yeni kurulan IMF, Dünya Bankası ve GATT gibi kurumların karakterize ettiği, ABD dolarının sistemde anahtar rolü üstlenmesi, savaş sonrası toparlanma ve ticaret liberalizasyon, ekonomik büyümenin hızlanması.
iii.Liberalizasyon Dönemi (2000’ler sonrası): Büyük gelişmekte olan ekonomiler, özellikle Çin, ticaret engellerini kaldırdı.1995’te kurulan DTÖ (WTO), ticaret anlaşmalarını denetleyen çok taraflı bir kurum oldu. Uluslararası ekonomik işbirliği artarak, sınır ötesi sermaye akışları genişledi. iv. 2008 Krizi Sonrası Küreselleşmenin Yavaşlama (Slowbalization) Dönemi: 2008-2010 finansal krizi sonrası, sınır ötesi kredi ve ticaret genişlemesi yavaşladı. Toplamda ve genel olarak küreselleşme, 1870-1914 dönemine benzer bir yavaşlama sürecine girdi.
Yazıda yukarıda özetlenen uzun soluklu küreselleşme döneminin çok özel bir kırılma evresinde olduğumuza ve bu sürecin olumsuz şekilde değişeceğine dair beklenti ve tespitler var.
Ayrıca, Dünya ekonomisinin, 2008 Küresel mali krizin ardından yaşanan sığ ve eşitsiz ekonomik toparlanma ertesinde, Birleşik Krallık ve AB arasındaki Brexit süreci, Trump yönetimiyle iyice alevlenen ABD-Çin ticaret çatışmaları ile akabinde küresel düzlemde sayısı gittikçe artan askeri çatışmanın etkisi altında kaldığı belirtiliyor. Diğer önemli bir tespit ise, düzenli küresel mal ve sermaye akışları dönemin sona erdiği ve uluslararası ticari kısıtlamalarının şiddetlendiği bir dönemde, COVID-19 pandemisi ve Rusya’nın Ukrayna özel operasyonu gibi olayların uluslararası ilişkilerin sinir uçlarını sınadığına, küreselleşmenin ve uluslararasılaşmanın faydalarına yönelik şüpheciliği artırdığına vurgu yapıyor.
Yazarlar “jeoekonomik parçalanma (geoeconomic fragmentation)” olarak adlandırdıkları bir olgu etrafında, çok boyutlu bir süreç olan küresel ekonomik bütünleşmenin ülkelerce alınan politik kararlarla tersine dönüşünün potansiyel ekonomik sonuçlarını keşfetmeyi amaçlayan IMF Personelinin kendi aralarında bir Tartışma Notu aslında. Yılın makalesi addedilebilecek kapsam, derinlik ve çok boyutlulukta bir yazı olduğunu belirtelim.
Makale küreselleşmenin faydalarının birçok alanda hissedildiğini, jeoekonomik parçalanmanın olumsuz sonuçlarının da birçok alanda hissedileceğinin altını net bir şekilde çiziyor. Özetle Yazıda;
- Küresel ticaretteki ayrışma ve parçalanma sebebiyle Dünya GSYİH’sinde meydana gelecek maliyetin yüzde 0,2 ile yüzde 7 arasında değişebileceğini, teknolojik kopmanın ticaret kısıtlamalarından kaynaklanan kayıpları önemli ölçüde artırabileceğini belirtiyor.
- Dünya ekonomisindeki GSYİH kayıplarına, bazı ülkelerde teknolojik çatışma ve ayrışmaların etkisiyle meydana gelecek menfi etkiler de eklendiğinde bahse konu kayıpların yüzde 8 ila yüzde 12’ye ulaşabileceği belirtiliyor
- Yazıda vurgulanan en önemli hususlardan bir tanesi ise jeoekonomik parçalanma sürecinin küresel finans sistemi üzerindeki etkisi. Jeoekonomik parçalanmanın uluslararası para sistemini ve küresel finansal güvenlik ağını zorlayabileceğini, finansal globalleşmenin “finansal bölgeselleşmeye” ve parçalanmış bir küresel ödeme sistemine dönüşebileceğini belirtiyor
- Genel olarak ve tüm dünya ekonomisi için, Jeoekonomik parçalanma, uluslararası risk paylaşımını azaltarak makroekonomik oynaklığı artırabileceği, daha ciddi krizlere ve ulusal rezervler üzerinde daha fazla baskıya neden olabileceği belirtiliyor
- Yazı jeoekonomik parçalanma riskleriyle başa çıkmak için çok taraflı kurallar(Bretton Woods, BM v.d) temelli çok taraflı sistemin dünya değişimine adapte olması gerektiğini belirtiyor. Ancak, mevcut jeopolitik gerçekler göz önüne alındığında, çok taraflı uzlaşma yoluyla ilerlemenin her zaman mümkün olmayabileceğini, sistemin işleyişine dair güvenin ülkelerin tercihlerine ve birlikte çalışma isteklerine bağlı olarak aşamalı olarak yeniden inşa edilmesi gerekebileceğini belirtiyor.
Dünya Ekonomisinin Mevcut Durumu ve Türkiye
Dünya ekonomisinin bugünkü yapısı ve çok taraflı kurumları, büyük ölçüde şu an ABD Hegemonyası ile birlikte sona ermekte olan II. Dünya Savaşı sonrası Bretton Woods Liberalizasyon dönemi tarafından şekillendirilmiş olup birkaç önemli özelliğe sahiptir.
Halihazırda:
- Dünya ekonomisinde ülkeler arasındaki bağlantılar ağı son derece karmaşık hale gelmiş; mal ve hizmet ticareti, finansal akışlar ve insan-bilgi hareketliliği artmıştır.
- Tedarik zincirleri küreselleşmiş ve ara mal ticareti, nihai mal ticaretini geçmiştir.
- Kritik mal üretimi yoğunlaşmış ve bu durum, küresel değer zincirlerini piyasa gücü, lojistik riskler ve jeopolitik kesintilere karşı kırılgan hale getirmiştir.
- Gelişmekte olan ekonomiler, artık küresel ekonomide başat rol oynamaktadır; 1995’te AB, Japonya, Birleşik Krallık ve ABD’nin küresel GSMH payı yüzde 74 iken bu oran 2019’da yüzde 50’ye düşmüştür. Çin, küresel imalatın üçte birini tek başına gerçekleştirmektedir. Bu dönüşümün birdenbire algılanması ya da kabullenilmesi çok kolay olmasa gerek
Türkiye’nin Rolü
Jeoekonomik Parçalanmanın(GEF) risklerini ve etkilerini azaltmak mevcut jeopolitik ortamda, çok taraflı uzlaşma yoluyla ilerleme her zaman mümkün olmayabileceğinden hareketle Türkiye;
- Kendi ekonomik ve güvenlik çıkarlarını dikkate alarak öncelikle tebarüz etmekte olan Çok Kutuplu Yeni Dünya Düzenine hazırlık babında çok taraflı (Multilateral), çoklu (Plurilateral) ikili (Bilateral) müzakere tekniklerini güvenlik, ticaret, finans ve uluslararası örgütler bağlamında kendi ulusal çıkarları ekseninde optimize etmeli
- Ticaret, finansman, enerji-çevre-teknoloji temelli yeni bir ekonomik milli güvenlik ve milli güvenlik temelli bir ekonomik ulusal sistem tercihi yapmalı, finansal ve ticari açıdan ekonomik bağımlılıklardan kaynaklanan riskleri kabul edilebilir seviyelere çekmelidir.
- Dünya ekonomisinin ağırlık merkezi olan ve oluşan yeni dünya düzeninin potansiyel müzakere karargahının yer alacağı Asya bölgesi ile çok somut ve etkili ticaret, finans, teknoloji ve kültürel kanallar açmalı. Yeni dünya düzeninde oynayacağı aktif rolün provasını yapmaya şimdiden başlamalıdır
- 1930’lu yıllarda Gelişme Yolundaki Ülkeler için bir para fonu (IMF) ve Dünya Bankası kurulması fikrini geliştiren Türkiye Cumhuriyeti 21. YY yapay zeka çağının yeni sistem tasarımını yapacak devlet zekasına sahip olduğunu uluslararası ekonomik sistem tasarımında da aktif rol alarak tüm dünyaya göstermelidir.