Businessweek
Bloomberg Businessweek Türkiye dijital dergisine aboneliğiniz boyunca tam erişim sağlayabilirsiniz. Abone Ol

Küresel Ekonomi

Global Otomotiv Ekosisteminde Değişim ve Türkiye’nin Artan Önemi
Küresel otomobil pazarı, 2025’in ilk yarısında karmaşık eğilimler gösterse de yılın ilerleyen dönemlerinde talebin zayıflamasıyla ilgili endişeler devam ediyor.
  • 21 Kasım 2025 00:15
  • Koray Öztopçu
Global Otomotiv Ekosisteminde Değişim ve Türkiye’nin Artan Önemi

Küresel dinamikler, e-mobilite, sürdürülebilirlik ile elektrikli otomobillerin yönlendirdiği yeni otomotiv ekosistemi ve endüstrisinin gelişimi için giderek daha önemli hale geliyor. Küresel otomotiv endüstrisi, küresel sorunların, enerji krizlerinin, tedarik zincirlerinin ve çip krizlerinin olumsuz etkileri altında ilerliyor. Bu endüstri aynı zamanda günümüz dünyasının karşı karşıya kaldığı artan mobilite ihtiyaçlarına da yanıt vermeye çalışıyor.


Son dönemdeki küresel gelişmeler ışığında, Türk otomotiv endüstrisi, Avrupa otomotiv endüstrisindeki gelişimini ve rekabet gücünü sürdürüyor.


Türk otomotiv sektöründe kilometre taşları


Türk otomotiv endüstrisinin doğuşu, 1950’lerde ticari araç üretimiyle başladı; 1960’larda otomobil üretimine de geçildi.


• 1955: Federal Türk Kamyonları A.Ş., Federal markası altında ticari kamyonet üretimine başladı.


• 1959: Otosan kuruldu ve otomobil üretimine yönelik ilk yatırımlar gerçekleştirildi.


• 1962: Federal Türk Kamyonları A.Ş., Magirus otobüslerinin üretimine başladı.


• 1966: Otosan, Anadol modelinin üretimine başladı.


• 1968: Tofaş kuruldu ve 1971’de Murat 124 modelinin üretimine başlandı.


• 1969: Oyak Renault kuruldu ve 1971’de ilk modeli olan Renault 12’nin üretimine başlandı.


Bu dönemde, daha önce koltuk, döşeme, lastik, kauçuk parça ve akü üreten Türkiye, motor parçaları, piston, segman, supap ve dişli üretimine de başladı. MAN, Otoyol Sanayi A.Ş., Karsan, Otomarsan, Genoto, Chrysler, BMC Sanayi ve Ticaret A.Ş. ve Taşıma Sanayii A.Ş. aynı dönemde faaliyete geçti.


• 1990’lar: Yerli üretim ilk Opel modelleri ve Toyota Corolla yollara çıktı.


• 1997: Honda Civic ve Hyundai Accent’ın yerli üretimi ilk kez başladı.


• 2019: Yeni yerli elektrikli otomobil TOGG kamuoyuna tanıtıldı.


• 2023: Togg 10X ilk teslimat


• 2025: Togg 10F ilk teslimat


Türk otomotiv sektörünün Avrupa pazarındaki payı artıyor


Türkiye, otomotiv sektöründe hem tedarik hem de üretim açısından Avrupa’nın en önemli ülkelerinden biri haline geldi. Son 25 yılda önemli bir yapısal değişim geçiren Türk otomotiv sektörü, gelişmiş pazarlara ihracatı hedefleyen, Ar-Ge alanında sürdürülebilir üretim rekabet gücünü artıran ve tasarım kabiliyetini geliştiren bir sektöre dönüştü. Türk otomotiv sektörü, otomotiv satışları açısından da Avrupa’da önemli bir konuma geldi.


Küresel enerji krizinin ortasında Türk otomotiv endüstrisi yükselişte


• 2025 yılı Ocak-Ekim döneminde toplam üretim bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 4 artarken, otomobil üretimi yüzde 3 oranında azaldı. Bu dönemde toplam üretim 1 milyon 163 bin 425 adet, otomobil üretimi ise 717 bin 321 adet olarak hesaplandı.


• 2025 yılı Ocak-Ekim döneminde toplam pazar geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10 artarak 1 milyon 78 bin 527 adet düzeyinde gerçekleşti. Bu dönemde otomobil pazarı ise yüzde 11 oranında arttı ve 833 bin 382 adede ulaştı.


• Ticari araç grubunda, 2025 yılı Ocak-Ekim döneminde geçen yıla göre toplam ticari araç üretimi yüzde 17 ve hafif ticari araç grubu üretimi yıla göre yüzde 20 arttı. Ağır ticari araç grubunda ise üretim yüzde 2 azaldı. Ocak-Ekim dönemine göre ticari araç pazarı yüzde 5, hafif ticari araç pazarı yüzde 7 yükselirken, ağır ticari araç pazarı yüzde 6 azaldı.


• 2025 yılı Ocak-Ekim döneminde bir önceki yıla göre, toplam otomotiv ihracatı adet bazında yüzde 5 artarken, otomobil ihracatı ise yüzde 9 oranında azaldı. Bu dönemde, toplam otomotiv ihracatı 864 bin 809 adet, otomobil ihracatı ise 488 bin 385 adet düzeyinde gerçekleşti.


• 2025 yılı Ocak-Ekim döneminde bir önceki yılın aynı ayına göre, toplam otomotiv ihracatı dolar bazında yüzde 11 arttı. Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) verilerine göre bu dönemde toplam otomotiv ihracatı 33,5 Milyar dolar olarak gerçekleşirken, otomobil ihracatı yüzde 6 artarak 9,6 Milyar dolar seviyesine ulaştı.


Türkiye ekonomisinin lokomotif sanayi kolu olan otomotiv sektörü, Türkiye’yi küresel bir Ar-Ge ve üretim üssüne dönüştürüyor. Ayrıca ürün ve mühendislik ihracatları ile dış ticarete sağladığı pozitif katkıyı da sürdürmeye devam ediyor.


• 2 milyonun üzerinde kurulu kapasite


• 17 yıldır ihracat şampiyonu


• 550 bin kişiyi aşan istihdam


• Üretim sıralamasında dünyada 12., AB’de 4.sırada yer alıyor.


2000 yılından bu yana küresel markaların Türk otomotiv endüstrisine yaptığı toplam yatırım tutarı 20 milyar dolar iken, 2024 yılında ülkemizde 1,4 milyon adet araç üretildi. 2024 yılında Türkiye, Avrupa ticari araç üretimi sıralamasında 2’nci, Avrupa otomotiv üretimindeki sıralamada ise 4’üncü sırada yer aldı. Yine 2024 yılında Türkiye küresel otomotiv üretiminde 12’inci sıra da yer aldı ve aynı yıl Türkiye’deki OEM’lerin ortalama ihracat oranı yüzde 75 olarak hesaplandı. 2002-2024 yılları arasında Türkiye araç pazarındaki yıllık bileşik büyüme oranı yüzde 6 seviyesinde gerçekleşirken, dünyanın en büyük 50 küresel tedarikçisinin 30’dan fazlasının Türkiye’de üretim tesisi bulunuyor.


Dünyada otomotiv satışları yükselirken, otomotivde rekabet ne konumda?


2024 yılında küresel araç satışları, 2023 yılına kıyasla yüzde 2,5 artışla 74,6 milyon adede ulaştı. AB otomobil pazarı 2024 yılında yüzde 0,8 büyüdü ve toplam satışlar 10,6 milyon adede ulaştı. Kuzey Amerika’daki araç satışları ise 2024 yılında da direncini korudu ve bölge yüzde 3,8 büyüme kaydetti. Japonya’daki araç satışlarında 2024 yılında yüzde 7, Güney Kore’de ise yüzde 5,1 düşüş görüldü. 2024’ün son çeyreğinde güçlü bir toparlanma yaşayan Çin’deki araç satışları, küresel araç satışlarının yüzde 31’ini oluşturarak yaklaşık 23 milyon adede ulaştı.


Global otomobil üretimi


2024 yılında küresel araç üretimi toplam 75,5 milyon adede ulaşırken, AB’deki araç üretimi, belirgin şekilde zayıf kalarak yüzde 6,2 seviyesine düştü. Kuzey Amerika’da üretim yüzde 3,2 azaldı ve geçtiğimiz yıl 11,4 milyon otomobil üretildi. 2024 yılında Güney Amerika’daki otomobil üretimi, 2023’e kıyasla yüzde 1,7 arttı. Bu artışta, yaklaşık 1,9 milyon otomobil üreten ve yüzde 6,3 artış kaydeden Brezilya etkili oldu. Yüzde 5,2’lik güçlü bir artış gösteren Çin, yüzde 35,4 pazar payıyla dünyanın en büyük otomobil üreticisi konumunu daha da sağlamlaştırırken, Japonya ve Güney Kore’deki üretim sırasıyla yüzde 8,6 ve yüzde 1,2 azaldı.


Elektrikli araçlar ve küresel dengeler


Küresel otomobil pazarı, 2025’in ilk yarısında karmaşık eğilimler gösterdi. Dünya çapındaki satışlar, hurda teşvikleri ve yeni enerji araçları politikalarının da desteğiyle Çin’in yüzde 12’lik artışının öncülüğünde yüzde 5 oranında artarak 37,4 milyon adede ulaştı. Kuzey Amerika ise aynı dönemde yüzde 2,5 oranında bir büyüme kaydetti. Bununla birlikte, yılın ilerleyen dönemlerinde talebin zayıflamasıyla ilgili endişeler devam ediyor.


Avrupa’da ise aynı dönemde tablo daha farklıydı; genel satışlar yüzde 2,4, AB pazarı ise yüzde 1,9 düşüş gösterdi. Ancak Türkiye, EFTA ülkeleri ve Birleşik Krallık’taki talep bölgedeki daralmayı dengeledi.


2025’in ilk altı ayında küresel otomobil üretimi yüzde 3,5 artarak 37,7 milyona ulaştı. Asya, toplam üretimin yüzde 60,1’ini oluştururken, AB yüzde 15,9’luk payla onu takip etti. Avrupa’daki üretim, yüksek enerji maliyetleri ve gümrük vergilerinin etkisiyle yüzde 2,6 oranında azaldı. Buna karşılık Çin’in üretimi, politika desteği ve ihracat pazarlarındaki kazanımları sayesinde yüzde 12,3 arttı. AB’de üretilen otomobillerin en önemli pazarları arasında Birleşik Krallık, Amerika Birleşik Devletleri ve Türkiye yer almaya devam devam ederken, Çin’deki satışlar yerel rekabet ve elektrikli araçlar sebebiyle düşmeye devam etti.


Otomotiv üretimi yeni kıtalara yayılıyor


Otomotiv üreticilerine göre önümüzdeki dönemin en önemli sonucu, üretimin daha fazla coğrafi olarak çeşitlendirilmesi olacak. Şirketler, herhangi bir ülkenin ticaret kurallarına daha az bağımlı olmak için üretimlerini daha fazla ülkeye yaymaya odaklanacakları bir döneme doğru ilerliyorlar. “Sattığın yerde üret” ilkesiyani araçların satıldığı pazarlarda üretim yapmak- önemli olurken, bu eğilime ek olarak “değer yaratmanın giderek daha fazla kısmının araçların pazarlandığı bölgelere kaydırıldığını” yavaş yavaş görmeye başlayacağız.


Otomotiv sektörü için uzun vadeli planlama zamanı


ABD’nin son dönemde hızlanan ticari ve ekonomik politikaları, otomotiv sektörünün yeni stratejiler geliştirmeden bu süreci yönetmesini zorlaştırıyor. Uygulanan son politikalar, belirsizliği artırarak uzun vadeli planlama yapması ve karmaşık tedarik zincirlerini koordine etmesi gereken üreticiler ile tedarikçiler için yeni bir dönemi işaret ediyor.


Yeni ekosistem, otomotiv sektöründeki belirsizliği, diğer zorluklarla da boğuşan otomobil üreticileri için önemli bir sorun haline getiriyor. Uzun vadede yüksek tarifelerden kaçınmak için bazı otomobil üreticilerinin üretimi ABD ve farklı coğrafyalara taşımayı düşünüyor. Bunun yanında farklı noktalarda bir fabrika kurma fikrini araştıran premium otomobil üreticileri de belki farklı ortaklıklar yapabilirler. Sonuç olarak, bu tabloda maliyetlerin yükselmesine neden olacak. Bunun sonucunda dünyadaki talep düşerken; gelir ve karlar da düşecek gibi gözüküyor. ABD’nin uyguladığı tarifeler, bu politikalardan yalnızca biri olsa da tek başına bile piyasa dalgalanmalarını tetikleyerek küresel ticaretin temel dinamiklerini tehdit ediyor.


ABD, Asya ve Avrupa: Fırsatlar ve pazarın yeniden şekillenmesi


Gümrük vergileri yerel üretimi teşvik etse de üreticilerin tedarik zincirlerini yeniden yapılandırırken yaşadığı aksaklıklar da görülüyor. Örneğin, ABD’de 2032 yılına kadar 233 milyar dolar büyüklüğe ulaşması beklenen elektrikli araç pazarı dikkat çekerken, Çinli üreticiler bu pazara sınırlı erişim nedeniyle alternatif bölgelere yönelmek zorunda kalıyor. Bu durum, Avrupa, Türkiye ve Güneydoğu Asya gibi pazarların Çinli markalar için daha cazip hale gelmesine yol açıyor. Asya tarafında ise Hindistan öne çıkıyor. Ülke, çeşitli teşvik programlarıyla yerel üretimi artırırken, küresel vergi politikalarındaki değişimlerden de önemli ölçüde fayda sağlıyor.


Avrupalı büyük otomobil üreticileri, ABD’ye yönelik ihracatlarında karşılaştıkları yüksek gümrük vergileri nedeniyle çözümü Avrupa içinde satışlarını artırmaya odaklanan yeni stratejiler geliştirmekte buluyor. Bu tablo, aynı zamanda Asya’daki üreticilerle daha yakın ortaklıklara yönelmeyi de teşvik ediyor. Güneydoğu Asya ülkeleri, bileşen üretimi ve montajı için gümrüksüz bölgeler arayan üreticiler için yatırım noktası haline gelirken, Latin Amerika da Kuzey Amerika pazarlarına yakınlığı sayesinde elektrikli araç bileşen üretiminde potansiyel bir merkez olarak öne çıkıyor. Bütün bu gelişmeler, Asyalı üreticilerle ve Avrupalı üreticilerin lojistik avantajlar, iş gücü maliyetleri ve entegre otomotiv ekosistemi nedeniyle Türkiye’yi daha cazip bir üretim ve yatırım merkezi olarak değerlendirmesini beraberinde getiriyor.


Dergi Erişimi
Dergi içeriklerini okumak için Bloomberg Businessweek Türkiye dijital dergisine abone olmanız gerekmektedir.Abone değilseniz abonelik satın alarak tüm dergi içeriklerine sınırsız erişim sağlayabilirsiniz
Abone Ol
Çin’le Bağları Koparmak Şirketlerin Beklediğinden Daha Zor Olabilir
Çin’le Bağları Koparmak Şirketlerin Beklediğinden Daha Zor Olabilir
ABD’li oyuncak üreticisi Learning Resources, ana kara üreticilerinden uzaklaşmaya çalışırken, fabrikayı Çin’den çıkarmanın Çin’i fabrikandan çıkarmaktan çok daha kolay olduğunu keşfediyor.
BIST’te Sanayiler Yeniden Ön Plana Çıkıyor
BIST’te Sanayiler Yeniden Ön Plana Çıkıyor
Borsa İstanbul’da üçüncü çeyrek bilançolarıyla birlikte sanayi şirketlerinde görülmeye başlanan toparlanma hedef fiyatlarda da etkisini gösterdi. Hedef fiyat revizyonlarında banka dışı şirketler ön plana çıktı. 50’ye yakın şirket ise enflasyon üzerinde getiri potansiyeli ile dikkat çekti.
Çin Kıskacındaki Almanya: Avrupa’nın Dinamosu Kontrolü Kaybediyor mu?
Çin Kıskacındaki Almanya: Avrupa’nın Dinamosu Kontrolü Kaybediyor mu?
Alman şirketleri kâr iştahıyla Çin’e milyarlar akıtırken Berlin “kontrolü kaybediyoruz” uyarısı yapıyor. ABD tarifeleri sonrası alternatif arayan Avrupa’nın lokomotifi Almanya, Pekin’in ekonomik hegemonyasının bir parçası haline gelirse ne olur? Çin, bu bağımlılığı ABD’ye ve diğer Avrupa ülkelerine karşı bir koz olarak mı kullanmak istiyor?
Gelişen Ülke Borsalarında Kırılgan Boğa Piyasası
Gelişen Ülke Borsalarında Kırılgan Boğa Piyasası
Gelişen piyasalar 2025’te tarihi getiriler sunarken, aşırı pozisyonlanma ve likidite kırılganlıkları sert bir düzeltme riskini yeniden gündeme taşıdı. MSCI Gelişmekte Olan Pazarlar yükseliş rekoru kırarken, Türkiye dolar bazlı performansta yüzde 40 negatif ayrışarak küresel rallinin dışında kaldı.
Kasım Kampanyalarının Kaderini Nakit İhtiyacı Belirledi
Kasım Kampanyalarının Kaderini Nakit İhtiyacı Belirledi
Kasım ayı kampanya döneminde “gerçek indirim var mı?” tartışmaları yeniden alevlendi. Araştırmalar, bazı kategorilerde anlamlı indirimlerin görüldüğünü ortaya koyarken tüketici güvenini zedeleyen sahte indirim vakalarının tamamen ortadan kalkmadığını gösterdi. Sektör temsilcileri ise zayıflayan talep ve artan finansman baskıları nedeniyle işletmelerin indirimleri artık bir tercih değil, zorunlu bir adım olarak uygulamak zorunda kaldığını belirtiyor.
Döviz Kuru ve Enflasyon: Bir Sınır Hikayesi
Döviz Kuru ve Enflasyon: Bir Sınır Hikayesi
Kur düşük kaldığında, yerli para değerini korur ama ülkenin mal ve hizmetleri yabancılar için pahalı hale gelir. Bu dönüşümün etkilerini sınır kentlerinde de görmek mümkün.
130 Yıllık Asgari Ücrete Küresel Yaklaşımlar
130 Yıllık Asgari Ücrete Küresel Yaklaşımlar
Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun Aralık ayında başlayacak toplantı maratonu öncesi komisyonun yapısı tartışılırken, sendikalar bu konuda adım atılmasını bekliyor. Halen 186 ILO üyesi ülkenin yüzde 90’ında yasal-zorunlu asgari ücret mekanizması var. İskandinav ülkeleri başta olmak üzere yüzde 10’unda ise asgari ücret toplu sözleşmeyle belirleniyor. Türkiye, komisyon yöntemi uygulayan ülkeler arasında yer alırken en benzeyen ülke Güney Kore. Eurostat verilerine göre Türkiye 530 euro dolayındaki brüt asgari ücretle 750 euro altındaki ülkeler grubunda.
Bir Ömürlük Kredi: 50 Yıl Vadeli Mortgage
Bir Ömürlük Kredi: 50 Yıl Vadeli Mortgage
ABD’de pandemi sonrası hızla artan konut fiyatları ve yüksek faizler ev almak isteyenleri zorlayan bir tablo ortaya koyuyor. Özellikle ilk evini alacak olan gençleri sıkıntıya sokan bu tabloya çözüm olarak ise 50 yıl vadeli mortgage planı gündemde…
Türkiye–BAE Stratejik Ortaklığı: Yeni Bir Güç Koridorunun Eşiğinde
Türkiye–BAE Stratejik Ortaklığı: Yeni Bir Güç Koridorunun Eşiğinde
Son üç yılda ışık hızıyla gelişen iki ülke ilişkilerinde ticaretin ötesinde, bölgesel bir güç ortaklığı tesisi söz konusu. Türk iş dünyası içinse kazanmanın yolu bu kararlılığa uyum sağlamaktan geçiyor.
Yapay Zekâ Gelişimini Anlamanın 10 Kritik Noktası
Yapay Zekâ Gelişimini Anlamanın 10 Kritik Noktası
Yöneticilerin yapay zeka dönüşümünü daha iyi okuyabilmeleri adına geçen hafta başladığım yazıma devam ediyorum.
Türkiye Volkswagen İçin Stratejik Bir Güç Merkezi
Türkiye Volkswagen İçin Stratejik Bir Güç Merkezi
SUV pazarındaki büyümeye odaklanan Volkswagen, ikinci nesil T-Roc ile pazardaki payını artırmayı hedefliyor.
Yapay Zekâ Çağında Türkiye’nin E-Ticaret Vizyonu
Yapay Zekâ Çağında Türkiye’nin E-Ticaret Vizyonu
Türkiye, yapay zekâ destekli e-ticaret ve e-ihracat alanında hem ekonomik hem kültürel bir dönüşüm yaşıyor.
İnterneti Şekillendiren Adamlar Artık Onu Düzeltemeyecek
İnterneti Şekillendiren Adamlar Artık Onu Düzeltemeyecek
Tim Berners-Lee herkes için bir World Wide Web hayal etmişti. Ancak Nick Clegg ve Meta’nın bu konuda başka fikirleri vardı. Yeni kitaplarda ikisi de kârın interneti nasıl baltaladığını görmezden geliyor.
11 Milyar Dolarlık Bir Güzellik Şirketi Nasıl Banliyö İmparatorluğu Kurdu
11 Milyar Dolarlık Bir Güzellik Şirketi Nasıl Banliyö İmparatorluğu Kurdu
Ulta, Sephora gibi davranmak yerine Home Depot gibi davranarak ciddi bir başarıya ulaştı.
Bir Zamanlar Çırağan’da: Lale, Işık ve Aşkın Sarayı
Bir Zamanlar Çırağan’da: Lale, Işık ve Aşkın Sarayı
Yedi padişahın gözdesi Çırağan Sarayı kendisi kadar parıltılı ve efsanevi bir dönemin izlerini de taşıyor.