Businessweek
Bloomberg Businessweek Türkiye dijital dergisine aboneliğiniz boyunca tam erişim sağlayabilirsiniz. Abone Ol

İş Dünyası

Hayatta Kalmak İçin Üç Temel İhtiyaç
İşletmelerin üretime devam edebilmesi ve işleri büyütebilmesi için, hammadde, enerji ve finansman üçlüsüne her daim erişebilmesi gerekiyor
  • 20 Nisan 2024 13:40
  • Dr. Ali Yürüdü
Hayatta Kalmak İçin Üç Temel İhtiyaç

İş hayatında patron kademesinde “işleri büyütelim” kararı almak; işletmenin geleceği için oldukça önemli bir adımdır ve dikkatli planlanması gerekir. Öylesine söylenmiş olma ihtimali yoktur. Ortada büyüyen ya da büyümesi beklenen bir talep vardır. Ancak burada “işleri büyütelim” kararı aşamasına geçmeden önce; sanayici açısından mevcudiyetin nasıl korunduğuna değineceğim.


Sanayicinin varlığını devam ettirebilmesi için üretiminin sürekli olması gerekir. Üretimin sürekliliği için ise, deyimi yerindeyse üç temel gıda maddesine her daim erişebilmesi gerekir. Bunlardan ilki; hammadde, ikincisi finansman, üçüncüsü ise enerjidir. Bu üç temel gıda maddesine içinde bulunduğu koşullardan daha avantajlı olarak erişebilen ve parasını ödeme gücüne sahip her işletmenin hayatta kalma ve hatta rekabet edebilme gücü vardır.


Hammaddeye erişim


Hammadde, bir ürünün ya da malzemenin üretiminde kullanılan; temel bileşenini oluşturan, işlenme sonucunda son ürüne dönüşen maddedir. Sanayi sektörü; kimyadan gıdaya; tekstilden demir-çeliğe kadar birçok alt sektörüyle zengindir. Bu zenginlikten kaynaklı olarak hammadde çeşitliliği de fazladır. Dolayısıyla her sanayici; üretim süreçlerini optimize etmek için farklı tedarik stratejileri geliştirir. Elbette hammaddeye erişimin tek riski tedarik zincirindeki sorunlar değildir. Alınan hammaddenin bulunduğu coğrafya, o coğrafyanın politik riskleri, doğal afet gibi çevresel riskleri, kalite ve güvenlik sorunları, hammaddenin tabi olduğu regülasyonlar ve uluslararası fiyat dalgalanmaları; o hammaddeye erişebilmek için tek tek gözden geçirilmesi ve hesaplanması gereken riskleri oluşturur.


Enerjiye erişim


Günümüz dünyasında herkesin enerjiye ihtiyacı olduğu bir gerçek. Gelişen ülke olarak tanımladığımız, bizim gibi büyüme heveslisi ülkelerde faaliyet gösteren şirketler için enerji maliyeti, hele de söz konusu olan enerji ithalatçısı bir gelişen ülke ise çok önemli bir gider kalemi haline geliyor. Bizim ülke olarak enerji tedarikinde kullandığımız kaynakların başında doğal gaz ve petrol geliyor. Her iki kaynakta da net ithalatçıyız. Dolayısıyla küresel enerji piyasasındaki arz ve talep dengesiyle oluşan fiyatlar; doğrudan bizim sanayicimizin enerji faturasını etkiliyor. Devlet politikalarımız itibarıyla her ne kadar enerji sektöründe sübvansiyon bulunsa da, satın alma gücü açısından değerlendirdiğimizde, enerji faturaları sanayici açısından hâlâ çok büyük bir gider kalemi. Ayrıca, ithal olan bu kaynaklar döviz kuru riskini de beraberinde getiriyor. Altyapı ve vergilendirme politikaları gibi birçok unsurla; hem küresel hem de yerel riskler barındıran enerji riski; bizim gibi pek çok ülkeyi gerek Avrupa’ya uyum sağlamak, gerekse sahip olduğumuz coğrafi potansiyel sebebiyle yatırıma zorluyor. Bu iyi bir şey. Ancak konu yine yatırıma geldiği için, orada yine finansmana erişim problemi de doğmuş oluyor.


Finansmana erişim


Mevcudiyetini korumak isteyen her işletme; üretim sürecini aksatmayacak hammadde ve enerji kaynağına erişim risklerini bertaraf ettikten sonra çözmesi gereken üçüncü problem finansmana erişimdir. Hammaddeyi bulduğunda ve üretime devam etmek için bulduğu enerjiyi kullandığında; sıra ödemesine gelir.


Burada işletmenin bulunduğu ülkenin makroekonomik koşulları ilk etkendir. İhtiyaç olan finansman özsermaye ve dış finansman yoluyla sağlanabilir. Eğer başkasının parası enflasyon olan ortamlarda cebindeki parayı kullanmaktan daha ucuza geliyorsa dış finansmanla ilerlenir. İş kendi kararından çıkıp, bir finansal kuruluşa gitmeye geldiyse; işletmenin kendi sınırlarından öte; finansal kurumların risk alma eğiliminin azaldığı nokta, etken olur. Artık parayı size verecek olan başkasıysa; önemli olan onun risk algısıdır. Bu risk algısı ise, eğer makroekonomik koşullardan işletmenin riskine indirgenebiliyorsa; işletmenin kredi geçmişine, ihtiyaç olan finansmanı karşılayacak teminatın karşılanıp karşılanmadığına bakılır.


Günün sonunda tüm bu erişim sıkıntılarının çözümü; pandemi gibi siyah kuğu örneklerini saymaksak finansmanla çözülüyor. Yani finansmana erişiminizde bir problem yoksa, aslında sorunlarınızı büyük ölçüde çözmüş oluyorsunuz. Amerika’nın kurucularından sayılan Thomas Jefferson’un da dediği gibi “Kazanmadan paranı harcama.” Dolayısıyla “işleri büyütelim” kararına geçmeden önce üretimde aksama olmamasını sağlayacak kaynak erişiminin eksiksiz olması gerekir. Bu kaynaklara erişimde sıkıntı olmadığı durumda; işletmeler talepteki hızlanmaya karşı “işleri büyütelim” aşamasına geçebilirler. Ama önce hayatta kalabilmek önemlidir.


Dergi Erişimi
Dergi içeriklerini okumak için Bloomberg Businessweek Türkiye dijital dergisine abone olmanız gerekmektedir.Abone değilseniz abonelik satın alarak tüm dergi içeriklerine sınırsız erişim sağlayabilirsiniz
Abone Ol
İşyerinde Kitlesel Fonlama Tehlikeli Olabilir
İşyerinde Kitlesel Fonlama Tehlikeli Olabilir
Bir Meta çalışanı iş arkadaşlarından girişimine yatırım yapmalarını istedi. İflas eden startup arkasında ciddi bir kayıp bıraktı.
İhracatçı İçin En Kötü Geride Kaldı mı?
İhracatçı İçin En Kötü Geride Kaldı mı?
Türkiye’nin ana ihracat pazarında işler toparlanıyor ancak riskler hâlâ masada
İnsan Sermayesini Yeniden Tanımlamak
İnsan Sermayesini Yeniden Tanımlamak
Yeni dünyanın bakış açısı yeni iş normlarını sadece adapte etmekle kalmayacak, yeniden tanımlayacak
Boeing Rotaya Oturabilecek mi?
Boeing Rotaya Oturabilecek mi?
Havacılık devinin maliyet düşürmeyi odağına almış dar bakış açısı, şirketi krize sürükleyen tavizlere yol açtı.
BYD, Geely’yi Nasıl Solladı?
BYD, Geely’yi Nasıl Solladı?
Çin’in elektrikli araçları hızla benimsemesi, Volvo, Lotus ve diğer üreticilerde hisseleri bulunan Çinli otomobil üreticisini ikincilik mücadelesine itti.
Türkiye’nin Yeni Yatırımcı Öbekleri
Türkiye’nin Yeni Yatırımcı Öbekleri
Türkiye’nin yatırımcı profili, son yıllarda ekonomik, sosyal ve teknolojik gelişmelerin etkisiyle önemli değişimler geçiriyor
Sizi Nankör Şeyler!
Sizi Nankör Şeyler!
“Kendisini sürekli eleştiren ve yargılayan birine şöyle der İbn Haldun; Benim hakkımda düşündüğün şeyler ‘ben’ değilim. Bu ‘sensin’.”
Bitcoin Kıtlığı Artıyor!
Bitcoin Kıtlığı Artıyor!
Kripto para piyasalarının heyecanla beklediği Bitcoin ödül yarılanması (halving) 19-20 Nisan’da gerçekleşiyor. Bu belirsiz süreçte Bitcoin yüksek fiyat dalgalanmaları yaşıyor. Peki kripto piyasasının bu tarihi anında bilinmesi gerekenler ve beklentiler neler?
Yönetim Kurullarına 'Bay Başkan'ın Dönüşü
Yönetim Kurullarına 'Bay Başkan'ın Dönüşü
Şirketler en üst pozisyonları için cinsiyet referansını istikrarlı bir şekilde düşürmüştü, ta ki çeşitlilik, eşitlilik ve kapsayıcılıkla ilgili yeni koşullara kadar...
İşyerinde Kitlesel Fonlama Tehlikeli Olabilir
İşyerinde Kitlesel Fonlama Tehlikeli Olabilir
Bir Meta çalışanı iş arkadaşlarından girişimine yatırım yapmalarını istedi. İflas eden startup arkasında ciddi bir kayıp bıraktı.
ABD’de Seçime Yön Verecek Salıncak Eyaletlerde Fabrika Patlamasından İz Yok
ABD’de Seçime Yön Verecek Salıncak Eyaletlerde Fabrika Patlamasından İz Yok
Biden’ın imalat rönesansı Amerika’nın Pas Kuşağındaki salıncak eyaletleri atladı
Enflasyon Düzeltmesi Kârları Değiştiriyor
Enflasyon Düzeltmesi Kârları Değiştiriyor
Borsa İstanbul’da şirketlerin 2023 yıl sonu mali tabloları gelmeye devam ediyor. Enflasyon düzeltmesinin gelir tablosuna yansıması ile birlikte şirketlerin kâr / zararlarında ilginç değişimler ortaya çıkmış durumda.
İmparatorluk Geri Dönüyor: Ulus Devletler Küresel Sermayeye Karşı
İmparatorluk Geri Dönüyor: Ulus Devletler Küresel Sermayeye Karşı
ABD, küresel bazda tetiklediği gerginlikler ile ucuz enerji, ucuz iş gücü ve düşük gümrük vergileri dönemini sona erdirerek en büyük rakiplerinin ucuza üretim avantajını elinden alıyor
Savaş Zamanlarında Küresel Piyasalar: Risk mi, Fırsat mı?
Savaş Zamanlarında Küresel Piyasalar: Risk mi, Fırsat mı?
Jeopolitik gerginliklerden beslenen küresel piyasalar çoğunlukla yatırımcıların yüzünü güldürüyor
Petroldeki Yükseliş Türkiye’nin Hedeflerini Zora Sokar mı?
Petroldeki Yükseliş Türkiye’nin Hedeflerini Zora Sokar mı?
İran ile İsrail arasındaki gerilim artmasıyla gözler yeniden petrol fiyatlarına ve olası senaryolara çevrildi. Petrol fiyatlarının seyri Türkiye’nin makroekonomik dengeleri için çok önemli. Fiyatların artması Türkiye’yi özellikle cari denge ve enflasyon alanında olumsuz etkiliyor.
100 Doları Aşan Petrol Dengeleri Bozar mı?
100 Doları Aşan Petrol Dengeleri Bozar mı?
İsrail-İran gerginliği başta petrol olmak üzere tüm dengeleri sorgulatıyor. Petrolde 100 dolar senaryoları, bölgesel hale gelecek bir çatışmanın varlık fiyatları üzerindeki etkileri, Türkiye’deki makro çerçeveyi nasıl değiştireceği konusunda rivayetler muhtelif…