Kadınların ekonomik hayata katılımı sadece bireysel haz ve başarıdan ibaret olamaz ve değildir de. Kadınların iş dünyasında varolmaları bunun çok ötesinde toplumsal kalkınmayı da doğrudan etkileyen kritik bir faktördür. Bakın araştırmalara, kadın istihdamının artmasının ülkelerin ekonomik büyümesini hızlandırdığını ve refah seviyesini yükselttiğini nasıl da açıkça gösteriyor. Ancak Türkiye’de ve dünyada kadınların iş gücüne katılım oranları bu bilimsel gerçekliğe rağmen hâlâ erkeklerin gerisinde. Burada şüphesiz toplumun kadına bakışı ve ona atfettiği çeşitli rollere yönelik “beklentilerin” de etkisi var… Ancak malum ekonomik gerçeklikler de kadınların istihdama katılımını artırmak gerektiğini ortaya koyuyor. O halde bir yandan toplumun kadına bakış açısını değiştirmeli bir yandan da kadınların istihdam oranlarını artırıcı hamleleri adım adım hayata geçirmeliyiz.
İşte sıkça konuşulmasına rağmen nadiren uygulanan, ancak uygulandığında herkese fayda sağlayacak o yedi adım:
1. Toplumsal Farkındalığı Artırmak
Kadınların iş hayatına katılımının artırılması için bir an evvel toplumsal algının değişmesi gerekiyor.
Cinsiyet Kalıplarını Unutun: Kadınların sadece belirli meslek gruplarında çalışabileceği yönündeki önyargılar “out”, kadınların her alanda başarılı olabileceği gerçeği “In”. Medya ve eğitim sistemleri aracılığıyla bu alanda pozitif algı oluşturulması ve değişime öncülük edilmesi gerekir.
Rol Model Kadınlar Öne Çıksın: İş hayatında başarılı olan kadınların hikayeleri daha fazla paylaşılmalı, genç kadınlara ilham verecek projeler düzenlenmeli. Her çalışan kadının ilham verici bir başlangıç ve mücadele hikayesi var.
2. Eğitime ve Mesleki Gelişime Yatırım Yapmak
Mesleki Eğitim Programları: Kadınların iş dünyasında daha fazla yer alabilmesi için mesleki ve teknik eğitim programları yaygınlaştırılmalı. Özellikle STEM (bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik) alanlarında kadınların eğitimi desteklenmeli. Kadınlar her işi doğru eğitimle yapabilir.
Kadın Girişimciliğini Desteklemek: Kendi işini kurmak isteyen kadınlara yönelik girişimcilik eğitimleri ve mentorluk programları artırılmalıdır.
3. Esnek ve Kapsayıcı Çalışma Modelleri Uygulamak
Kadınların iş hayatına devam edebilmesi için iş-özel hayat dengesini sağlamalarına yardımcı olacak esnek çalışma modellerinin katkısı olduğu aşikar.
Uzaktan ve Esnek Çalışma: Teknolojinin gelişmesiyle birlikte uzaktan ve hibrit çalışma modelleri giderek yaygınlaşıyor. Bu modeller, özellikle çocuk sahibi kadınların istihdama katılımını kolaylaştırabilir. Uyarlanabilecek mesleki alanlar mutlaka seçenek haline getirilmelidir.
Yarı Zamanlı Çalışma Seçenekleri: Kadınların kariyerlerini devam ettirebilmeleri için yarı zamanlı veya proje bazlı çalışma fırsatları artırılmalı.
4. Çocuk ve Yaşlı Bakımı İçin Destek Mekanizmaları Oluşturmak
Kadınların iş hayatına ara vermelerinin en büyük sebeplerinden biri, çocuk veya yaşlı bakımı gibi ailevi sorumluluklar. Kabul edelim, bu sebeplerle iş hayatına ara verenlerin önemli bir kısmı da geri dönmek noktasında zorluklar yaşıyor.
Daha Fazla Kreş ve Bakım Merkezi Şart: İş yerlerinde kreş olanaklarının artırılması ve devlet destekli bakım merkezlerinin yaygınlaştırılması, kadınların iş hayatına dönüşünü kolaylaştırır ve verimliliği artırır.
Babaların da Ebeveynlik Sorumluluğu Var: Ebeveyn izinleri sadece annelere değil, babalara da eşit şekilde tanınmalıdır. Bu, bakım sorumluluğunun eşit paylaşılmasına yardımcı olur.
5. Cinsiyet ve Fırsat Eşitliğini Sağlamak
İş dünyasında kadınların erkeklerle eşit fırsatlara sahip olması için kurumsal ve hukuki düzenlemelerin geliştirilmesi gerekiyor.
Eşit Ücret Politikaları: Kadınlar ve erkekler aynı işi yaptıklarında eşit ücret almalıdır. Nokta. Şeffaf maaş politikaları ve düzenli denetimler ile ücret eşitsizliği ortadan kalkar. Kadınların bu konuda yaşadığı çifte standart motivasyonu ve nihayetinde verimliliği olumsuz etkiliyor.
Daha Çok Kadın Lider Lazım: Şirketler, üst yönetim pozisyonlarında kadınların daha fazla yer alması için bilinçli politikalar uygulamalı. Kadın liderlerin sayısını artırmak için kota uygulamaları ve liderlik eğitimleri teşvik edilmeli ve bundan gurur duyulmalı.
6. Güvenli ve Destekleyici İş Yeri Ortamı Oluşturmak
Taciz ve Ayrımcılıkla Mücadele: İş yerlerinde cinsiyet temelli ayrımcılık ve mobbinge karşı sıfır tolerans politikaları benimsenmelidir. Kadınların güvenli ve adil bir ortamda çalışmaları sağlanmalı.
Destek Programları: Kadın çalışanlara yönelik mentorluk programları, dayanışma ağları ve kariyer gelişim fırsatları standart uygulama haline dönüşmeli.
7. Kadın Girişimciliğini ve Ekonomik Bağımsızlığı Teşvik Etmek
Finansal Destek Mekanizmaları: Kadın girişimciler için düşük faizli krediler, teşvikler ve hibeler sağlanmalı. Bankalar ve finans kuruluşları kadın girişimcileri destekleyecek özel programlar geliştirmeli.
Kadın Kooperatiflerini Güçlendirmek: Kadınların bir araya gelerek üretim yapabileceği kooperatifler teşvik edilmeli ve bu kooperatiflerin pazara erişimi artırılmalı.
Nihayetinde, kadınların iş gücüne katılımını artırmak toplumsal refah ve sürdürülebilir ekonomik kalkınma için olmazsa olmaz öneme sahip. Eğitimden esnek çalışma modellerine, çocuk bakım desteğinden cinsiyet eşitliğine kadar birçok alanda yapılacak iyileştirmeler, kadınların iş dünyasında daha güçlü bir şekilde yer almasını sağlarken hem şirketler hem de toplum kazançlı çıkacaktır.
Unutmayalım;
“Kadınları geri bırakan bir toplum, geride kalmaya mahkûmdur.” – Mustafa Kemal Atatürk
8 Mart Dünya Kadınlar Günümüz Kutlu Olsun!
Sevgiyle…