2027 yılına kadar dünya genelinde 300 milyondan fazla bağlantılı araç olacağı tahmin ediliyor. Avrupa’da yeni araçların yaklaşık yüzde 90’ının bağlantılı hale gelmesiyle beraber, mobilite verilerinin hacmi ve zenginliği de artıyor. Her gün milyarlarca yeni veri noktasının üretilmesi, şehir planlamacılarına ve kamu otoritelerine trafik akışına dair daha önce benzeri görülmemiş içgörüler sunuyor.
Bağlantı kapasitesi genişledikçe, yalnızca bireysel araç kullanımı değil; kentsel lojistik, hafif ticari araç hareketleri ve ağır vasıta trafiği de daha iyi analiz edilebiliyor. E-ticaret ve aynı gün teslimat taleplerinin yükseldiği şehirlerde bu veriler, özellikle yük hareketlerini optimize etmek için kritik önem taşıyor.
Bağlantılı otomobil pazarının büyüklüğü 2024 yılında 100 milyar dolar olarak hesaplandı. Bu rakamın 2025’te 120 milyar dolara, 2032’de ise 425 milyar dolara ulaşması bekleniyor. 2024 yılında Asya-Pasifik bölgesi yüzde 58’lik bir payla küresel pazarda lider konumunda ve bu konumunu sürdürmesi bekleniyor.
Bağlantılı araç nedir?
Bağlantılı bir otomobil; internet, diğer araçlar, altyapı veya mobil cihazlar gibi harici sistemlerle çift yönlü iletişim kurmak için gerekli donanım ve yazılıma sahiptir. Bu sayede gerçek zamanlı navigasyon, uzaktan teşhis, kablosuz yazılım güncellemeleri, araç içi eğlence, acil durum hizmetleri, araçtan araca (V2V) ve araçtan altyapıya (V2I) iletişim ile veri odaklı analiz gibi işlevler sunar. Bu iletişim araç içinde yer alan GSM/4G/5G bağlantısı sayesinde gerçekleşir. Bağlantılı araçlar; güvenlik, kullanım kolaylığı ve akıllı mobilite özelliklerini destekleyerek, modern ulaşımda otonom sürüş platformlarının ve nesnelerin interneti ekosistemlerinin temelini oluşturmaya giderek daha fazla katkı sağlıyor.
Küresel pazar, bilgi-eğlence, telematik, ADAS, V2X iletişim ve araç yönetim sistemleri alanlarında iş birliği yapan otomotiv üreticilerinin, teknoloji firmaları, telekomünikasyon sağlayıcıları ve tedarikçilerinden oluşan karmaşık bir ekosistemi kapsıyor.
Önde gelen otomobil üreticileri, modellerine gömülü bağlantı teknolojisini entegre ediyor. Teknoloji devleri ve yarı iletken firmaları, güçlü bağlantı çözümlerine olanak tanıyan donanım, yazılım ve platformları sağlıyor. Telekomünikasyon operatörleri de gerçek zamanlı veri aktarımını ve yeni ortaya çıkan 5G tabanlı hizmetleri destekleyerek önemli bir rol oynuyor.
Özellikle donanım tedarikinde yaşanan gecikmeler küresel otomotiv endüstrisini sekteye uğratırken, uzaktan araç teşhisi, temassız hizmetler ve akıllı mobilite çözümlerine olan ihtiyaç bağlantılı ürünlere olan ilgiyi yeniden artırıyor. Devlet teşvik önlemleri ve altyapı yatırımları, 2020 sonrası dijital otomotiv ekosistemlerindeki ivmeyi daha da destekliyor.
Otomotiv endüstrisi, yapay zekâ ve makine öğreniminin kullanımıyla bağlantılı araçların öğrenme, uyum sağlama ve gerçek zamanlı karar verme yeteneklerini geliştiriyor. Bu da sektörü akıllı araçlara doğru hızla yaklaştırıyor. Bu trend, insan müdahalesi olmadan çalışabilen otonom araçların geliştirilmesine öncülük ederken, güvenlik ve konfor özelliklerini de iyileştiriyor.
Yapay zekâ ve makine öğrenimi; adaptif hız sabitleyici, şerit takip asistanı, otomatik acil frenleme ve çarpışma önleme gibi sistemleri kapsayan ADAS’ın (Sürüş Destek Sistemleri) gelişiminde önemli bir rol oynuyor. Bu teknolojiler, sensörler, kameralar ve radarlardan gelen gerçek zamanlı verilere dayanıyor. Yapay zekâ algoritmaları bu verileri işleyerek potansiyel tehlikeleri tespit ediyor ve araç hareketlerini belirliyor. Otopilot sistemleri ise derin öğrenme algoritmalarını kullanarak yol verilerini işliyor ve sürüş otomasyonunu geliştiriyor. Tam otonom sürüş sistemleri, yıllardır süren yapay zekâ destekli veri eğitimi sayesinde rota planlama ve karar verme süreçlerini iyileştiriyor.
Otonom sürüşe yönelik eğilim, yapay zekâ destekli bağlantılı araçların artan önemiyle yakından ilişkilidir. Kameralar ve diğer sensörlerden toplanan büyük miktarda veri, yapay zekâ ve makine öğrenimini işleyerek otonom sürüş sistemlerinin geliştirilmesini sağlıyor.
Otonom araçlara ve gelişmiş sürücü destek sistemlerine artan talep
Otomotiv endüstrisi otonom mobiliteye doğru dönüşümsel bir değişime tanık olurken, bağlantılı araçlar; sürücüler ve yolcular için güvenliği, verimliliği ve konforu artıran akıllı teknolojilerle donatılıyor. Şerit takip asistanı, adaptif hız sabitleyici, otomatik acil frenleme ve trafik işareti tanıma gibi ADAS teknolojileri artık birçok yeni araç modelinde standart hale geldi. Bu sistemler, bağlantılı araç teknolojisiyle sağlanan gerçek zamanlı veri alışverişine dayanıyor ve araçları daha akıllı, daha hızlı tepki verebilen bir yapıya kavuşturuyor.
Bu sektördeki büyüme, sistemlerin verimli bir şekilde çalışması için gerekli altyapıyı sağlayan bağlantılı araç teknolojilerinin artan benimsenmesiyle doğrudan ilişkili. Otomobil üreticileri, kendi kendine park etme, otonom otoyol sürüşü ve çarpışma önleme gibi otonom özellikleri etkinleştirmek için gerçek zamanlı bağlantıya güvenerek gelişmiş ADAS özelliklerini araçlarına entegre ediyor.
Ülkelerde belirli ADAS teknolojilerini zorunlu kılan düzenlemeler araç güvenliğinin artmasına katkı sağlıyor. V2X (araçtan her şeye) iletişim kuralları sayesinde araçların altyapı ve diğer araçlarla iletişim kurabilmesi mümkün oluyor ve bu da hem güvenliği hem de trafik akışını iyileştiriyor. Daha güvenli araçlara yönelik düzenleyici baskı ve gelişmiş sürücü destek özelliklerine olan talep, üreticileri daha bağlantılı ve daha otonom özellikler geliştirmeye yöneltiyor.
Üreticiler, eller serbest sürüş ve uzaktan yazılım güncellemeleri gibi ADAS özelliklerini destekleyen bağlantı çözümlerini entegre ederek otonom sürüş teknolojilerine önemli yatırımlar yapıyor. Bu yatırımlar, belirli bölgelerde kamuya açık yollarda test edilen Seviye 3 otonom araçların geliştirilmesini sağladı. Düzenleyici standartlar geliştikçe ve tüketici güveni arttıkça pazarın katlanarak büyümesi ve bağlantılı araçların otonom sürüş teknolojilerinin gelişiminde daha da önemli bir rol oynaması bekleniyor.
Veri güvenliği – gizliliği, pazar gelişimi ve rekabet
Araçların bağlantı yetenekleri arttıkça ürettikleri veri miktarı da büyüyor ve bu durum siber saldırılar ile veri ihlallerine karşı riskleri artırıyor. Bu nedenle güvenlik kritik önem taşıyor. Bağlantılı araçlar; araç teşhisleri, sürücü davranışları, konum verileri ve kişisel tercihler gibi gerçek zamanlı bilgilerin sürekli aktarımına dayanıyor. Bu nedenle verinin kötüye kullanımı ve gizlilik ihlalleri, düzenleyici kurumlar, üreticiler ve hizmet sağlayıcılar tarafından yakından takip ediliyor. Veri koruma yasaları doğrultusunda işleme ve depolama gereksinimleri belirlenerek tüketicilerin bu teknolojilere güvenle yönelmesi sağlanıyor.
Üreticiler, araçlar ve harici ağlar (örneğin bulut hizmetleri) arasında paylaşılan verilerin şifrelenmesini ve yetkisiz erişime karşı korunmasını sağlıyor. Güvenlik testleri, uçtan uca şifreleme ve güvenlik duvarlarının uygulanması gibi girişimlerle bağlantılı araçların siber güvenliğini güçlendiriyor.
Rekabette yenilikçi pazar oyuncuları öne çıkıyor. Yeni bir araç tasarlayıp geliştirme süreci genellikle 24- 30 ay sürüyor. Bazı Çinli şirketler ise Avrupa’daki geleneksel tedarikçilerin maliyetinin yüzde 20 ile yüzde 30’u oranında bir maliyetle iki yıl içinde yeni e-sürücü platformları geliştiriyor. Bu durum yeni bir platformun üretime geçmesinin genellikle dört yıl sürdüğü anlamına geliyor.
Sürücü destek sistemleri pazarda liderliğe yükseliyor
Uygulama türüne göre pazar; mobilite yönetimi, telematik, bilgi- eğlence ve sürücü destek sistemleri olarak dört kategoriye ayrılıyor. Sürücü destek segmentinin pazara hâkim olması bekleniyor. Gelişmiş sürücü destek sistemleri; adaptif hız sabitleyici, şerit takip asistanı, 360 derece görüş kamerası ve park asistanı gibi araç güvenliğini artıran ileri teknolojilerden oluşuyor. Dünyanın birçok ülkesinde hükümetler, üreticilere katı güvenlik standartları getirerek bu teknolojilerin yaygınlaşmasını teşvik ediyor.
Mobilite yönetimi segmenti, pazarda ikinci en büyük konuma sahip. Bu sistemler, sürücülerin varış noktalarına daha güvenli, daha hızlı ve optimum yakıt verimliliğiyle ulaşmasını sağlıyor. Ayrıca hava koşulları, yol durumu ve dış tehlikelere karşı gerçek zamanlı uyarılar sunarak sürüş deneyimini iyileştiriyor.
Telematik segmentinin, öngörülen dönemde önemli bir büyüme kaydetmesi bekleniyor. Karayolları boyunca mobil ağlara sorunsuz şekilde bağlanabilen gelişmiş BT altyapısı, bağlantılı telematik çözümlerine olan talebi artırıyor.
Bilgi-eğlence segmenti de önümüzdeki dönemlerde kayda değer bir büyüme gösterecek. Bilgieğlence sistemleri son yıllarda araçların en önemli bileşenlerinden biri haline geldi. Bu nedenle otomobil üreticileri, kullanıcı deneyimini yükseltmek için Wi-Fi erişim noktaları, sosyal medya erişimi, akıllı telefon arayüzleri ve gelişmiş mobil ofis platformları gibi özellikleri giderek daha fazla ürünlerine entegre ediyor.
Entegre sistemler gelişime liderlik edecek
Pazar, teknoloji türüne göre gömülü, bağlantılı ve entegre sistemler olarak segmentlere ayrılıyor. Entegre sistemlerin ileride pazara liderlik etmesi bekleniyor. Bu sistemler sınırsız veri paylaşımı olanağı sunuyor ve gömülü ile bağlantılı sistemlere kıyasla daha uygun maliyetli bir yapı sağlıyor. Dünya genelindeki büyük üreticiler, tüketicilere kesintisiz bağlantı sağlayan entegre sistemler geliştirmek için önemli teknoloji ortaklarıyla iş birliği yapıyor.
Gömülü segmentin pazarda ikinci en büyük paya sahip olması bekleniyor. Servis planlarında maliyet optimizasyonu, bulut hizmetlerinin gelişimi ve resmi düzenlemeler gibi faktörler gömülü sistemlerin konumunu güçlendiriyor. Gömülü sistemlerin artan kullanımı, gelecek dönemde bağlantılı araçların benimsenmesini de hızlandıracak gibi görünüyor.