Businessweek
Bloomberg Businessweek Türkiye dijital dergisine aboneliğiniz boyunca tam erişim sağlayabilirsiniz. Abone Ol

Teknoloji

Yapay Zeka Bizim Adımıza Karar Verecek mi?
Markaların asıl çalışması gereken konu makineler değil, mikro ihtiyaçların haritasını çıkarmak.
  • 27 Kasım 2025 23:15
  • Serhat Bıçakçı
Yapay Zeka Bizim Adımıza Karar Verecek mi?

İçinde bulunduğumuz yapay zeka süreci aslında teknolojik bir dönüşüm değil. Teknolojik dönüşüm zaten kaçınılmaz; hepimiz buna maruz kalacağız. Kişiselleştirilmiş beklentiler artacak, tüketici davranışları değişecek, kullanılan teknolojiler değişecek. Ama asıl soru şu: Bu teknolojileri nasıl kullanacaksınız? Müşterinizi ya da potansiyel müşteriyi ne kadar doğru okuyacaksınız? Okuduğunuz resmi ürün ve hizmete ne kadar doğru çevirebileceksiniz? Ve ortaya koyduğunuz o ürün ve hizmet gerçekten doğru bir şekilde mi tasarlanacak? Esas kritik kısım burası.


Bu yüzden gelecek dönemdeki şirket dönüşümünü teknolojik bir dönüşüm olarak okumak doğru değil. Bu dönüşüm kültürel bir dönüşüm, anlamsal bir dönüşüm. Çünkü tüketici tarafındaki değişim teknolojiyle değil, anlam ve deneyimle şekilleniyor.


Bunu bankalardan çok net görüyoruz. Dijitalleşme başladığında bütün bankalar teknolojiye yatırım yaptı. Herkesin mobil uygulaması var, herkesin altyapısı var. Ama bugün deneyimlere baktığımızda bankalar arasında inanılmaz farklar görüyoruz. Neden? Çünkü mobil deneyimi en iyi tasarlayan, tüketicinin sinyallerini en iyi analiz eden, faydalı önerileri en doğru zamanda sunan, birçok işlemi kullanıcıyı yormadan çözen bankalar tercih ediliyor. Yani mesele teknolojinin kendisi değil; o teknolojiyi nasıl anlamlandırdığınız.


Yapay zekâ bu farkı çok daha görünür hâle getirecek. Anlamı tüketici deneyimiyle birleştirebilenler ve hiper kişiselleştirilmiş ürün-hizmet tarafını doğru yönetebilenler çok daha başarılı olacak.


Bu sürecin bir aşama sonrasında ise yapay zekânın tüketicinin hayatında daha karar verici bir yere geldiğini göreceğiz. Şu an bizi yönlendiren bir pozisyonda. İnternetin tarihine baktığımızda akış hep böyle ilerledi: İlk dönem bilgilendiriciydi; internet sayesinde bilgiye ulaşabiliyorduk. Sonra sosyal medyayla birlikte paylaşımcı döneme geçtik; sadece bilgi almak değil, bilgi paylaşmak da devreye girdi. Yapay zekâ ile birlikte yönlendirici döneme geçtik; bizi anlayan, yön veren sistemler oluştu. Bir sonraki aşamada ise bu sistemler daha da entegre olup karar verici bir yapıya dönüşecek.


Burada genelde şu soru geliyor: “Bizim adımıza makineler karar verdiğinde markalar makineleri nasıl ikna edecek?” Aslında bu sorunun kendisi yanlış. Çünkü makineler karar vermeyecek; bizim tercihlerimiz karar verecek. Yapay zekâ sadece o tercihleri uygulayacak.


Ben yoğurt seviyor olabilirim ama benim sevdiğim yoğurt daha az yağlı, daha süzme kıvamına yakın, daha az sulu bir yoğurt olabilir. Hatta Silivri’deki ineklerin sütünden yapılan belirli bir yoğurdu seviyor olabilirim. Makine de beni tanıdığı için benim adıma o yoğurdu bulmaya çalışacak. Yani makine gidip iki yoğurt arasında “hangisi olsun?” diye düşünmeyecek. Benim zevklerim belliyse, sistem benim adıma ona en yakın olanı bulacak.


Bu yüzden “makineler karar verecek” ifadesi tam doğru değil. Karar veren bizim zevklerimiz, tercihlerimiz ve ihtiyaçlarımız olacak. Makine sadece bunları işleyip önümüze getirecek.


Buradan markalara düşen görev net: Makineyi ikna etmeye çalışmak değil; insanın mikro ihtiyaçlarını anlamak. İnsanların ürün ve hizmetlerdeki ihtiyacı ne kadar mikro parçaya ayrılıyor, bunu araştırmak gerekiyor. Sonrasında da bu mikro parçalara göre ürün çeşitliliği oluşturmak gerekiyor.


Bugün bir fındık kreması alırken bile motivasyonlar tamamen farklı olabilir:


– En az yüzde 35 fındıklı olsun isteyen var,


– İçinde palm yağı olmasın diyen var,


– En sağlıklısını arayan var,


– Sadece lezzete bakan var,


– Pankek için en iyi olanı isteyen var, – Waffle için ideal kıvamı arayan var.


Aynı ürün, tamamen farklı ihtiyaçlar. Bu yüzden markaların asıl çalışması gereken konu makineler değil, mikro ihtiyaçların haritasını çıkarmak.


Dergi Erişimi
Dergi içeriklerini okumak için Bloomberg Businessweek Türkiye dijital dergisine abone olmanız gerekmektedir.Abone değilseniz abonelik satın alarak tüm dergi içeriklerine sınırsız erişim sağlayabilirsiniz
Abone Ol
Obezin Yükü Ağır
Obezin Yükü Ağır
Türkiye’de fazla kilolu bireylerin oranı yüzde 66,8’e, obez bireylerin oranı ise yüzde 32,1’e ulaşarak Avrupa’nın en yüksek seviyesine çıktı. Kişilerin sağlık problemlerini artırarak hayat standartlarını düşüren obezite, sağlık sistemine getirdiği yük ile ülke ekonomisine de zarar veriyor. Gelişen ilaç teknolojileri ve yaygınlaşan cerrahi müdahaleler umut verse de bugün için net bir sonuç alınmış değil.
Yatırımcı “Noel Baba”yı Bekliyor
Yatırımcı “Noel Baba”yı Bekliyor
Borsa İstanbul için Kasım 2025, genellikle güçlü yükselişlerin yaşandığı tarihsel ortalamaların çok uzağında, baskı ve belirsizliklerle dolu geçti. Endeksin Kasım ayı performansı, geleneksel “Noel Baba Rallisi”nin gelip gelmeyeceği sorusunu gündeme taşıdı.
Elektrikte Katlanan Fatura Tüketimde Tasarrufu Getirecek mi?
Elektrikte Katlanan Fatura Tüketimde Tasarrufu Getirecek mi?
Geçtiğimiz yıl 5.000 kWh olarak uygulanan sübvansiyon eşiği 2026 yılı itibarıyla mesken aboneleri için yıllık 4.000 kWh seviyesine çekildi. Kamu kaynaklarının daha adil dağıtılmasını ve enerji verimliliğinin teşvik edilmesini hedefleyen uygulama, yüksek tüketimli haneler ve elektrifikasyona yatırım yapanlar için yeni bir maliyet yönetimi zorunluluğu doğuruyor.
Satın Almak Lüks Oldu Devir Kiralama Devri
Satın Almak Lüks Oldu Devir Kiralama Devri
Türkiye’de araç sahipliği giderek daha maliyetli hale gelirken özellikle kısa süreli kullanımlarda araç kiralama ekonomik bir alternatif olarak öne çıkıyor.
Bağlantılı Araçlar Ekonomisi: İletişimde Yeni Model
Bağlantılı Araçlar Ekonomisi: İletişimde Yeni Model
Yapay zekâ ve makine öğrenimi ile bağlantılı araçların öğrenme yetenekleri gelişirken otomotiv sektörü akıllı araçlara daha hızla yaklaşıyor.
Yabancı Yatırımcı Türkiye’ye Geliyor Fakat Yerleşmiyor
Yabancı Yatırımcı Türkiye’ye Geliyor Fakat Yerleşmiyor
Yüksek faiz ve bazı varlıkların iskonto nedeniyle düşük değerlenmesi finansal yatırımcının ilgisini artırsa da doğrudan yatırım davranışında hâlâ istenilen tablo ortaya çıkmıyor.
Arazi Rantının Yüzde 90’ını Devlet Alacak
Arazi Rantının Yüzde 90’ını Devlet Alacak
Arsa ya da arazide plan değişikliği halinde oluşacak metrekare değer artışından yüzde 90 oranında kamuya pay verilecek. Ancak yeni yönetmeliğe göre bu pay plan değişikliğiyle kendiliğinden otomatik değil, projeyle başvuran mülk sahibinden onayın ardından, iki ayrı raporla metrekare değer tespitine göre alınacak. Yeni imara açılan yerler ise pay kapsamında olmayacak. Büyükşehirlerde değer artış payının yüzde 25’i büyükşehir belediyesi hesabına, yüzde 25’i ilçe belediyesi hesabına, yüzde 25’i dönüşüm projeleri özel hesabına, kalanı ise genel bütçeye aktarılacak.
Çin’in Açık Kaynak İvmesi ABD’yi Zorluyor
Çin’in Açık Kaynak İvmesi ABD’yi Zorluyor
Yapay zeka rekabetinde ABD’nin kapalı model yaklaşımı ve yüksek eğitim maliyetlerine karşılık, Çin’in düşük maliyetli ve açık kaynaklı modelleri küreseldeki payını artırmaya devam ediyor.
Enflasyon Muhasebesi Şirketlerin Performansları ve Rasyonel Etkileri
Enflasyon Muhasebesi Şirketlerin Performansları ve Rasyonel Etkileri
Son yıllarda yüksek enflasyonun, şirketlerin finansal performanslarına, rasyolarına ve yatırımcı kararlarına geniş ölçekte etki ettiği görülüyor. Bu yazıda, özellikle enerji sektörü odağında, enflasyon muhasebesinin temel yansımalarını ele alıyoruz.
Üretimin Sessiz Gücü: Kurumsal Hafıza
Üretimin Sessiz Gücü: Kurumsal Hafıza
Kurumsal hafıza, bugünün rekabet koşullarında şirketlerin yalnızca geçmişini değil, geleceğini de güvence altına alan stratejik bir dayanak hâline geliyor.
Boş Koltuklu Zirve: G20’nin Zemin Kaybı
Boş Koltuklu Zirve: G20’nin Zemin Kaybı
ABD ve Çin gibi süper güçlerin boş koltuk bıraktığı zirvede, G20 yalnızca tarihsel anlamını değil, kurumsal işlevini de yitiriyor. Afrika’daki ilk G20 buluşması, umutlardan çok soru işaretleriyle anıldı. Zirve salonundaki boş koltuklar, yalnızca diplomatik birer sembol değil, aynı zamanda G20’nin siyasi erimesinin habercisi gibi. Kritik madenler, çok taraflılık krizi ve büyük güç rekabeti, forumun geleceğini belirsizleştiriyor. Peki G20 platformu bir reform mu geçirecek yoksa tarihe mi karışacak? Küresel ekonomik yönetişim mekanizması, işlevselliğini neden kaybediyor?
İngiltere’nin Yeni Mali Yol Haritası
İngiltere’nin Yeni Mali Yol Haritası
İngiltere Maliye Bakanı Rachel Reeves’in açıkladığı bütçe, vergi artışları, sosyal harcama hamleleri ve tartışmalı düzenlemelerle İngiltere ekonomisinin yönünü yeniden belirliyor.
Türk Dünyası İçin Bütünleşik İktisat Tarihi: Akademik ve Stratejik Bir Proje Önerisi
Türk Dünyası İçin Bütünleşik İktisat Tarihi: Akademik ve Stratejik Bir Proje Önerisi
Türkiye’nin keskin ve etkili bir dış ekonomik ilişkiler stratejisi geliştirebilmesi, jeoekonomik açılımlar yapabilmesi için Türk dünyası ile bütünleşik bir iktisat tarihi bilgisi olmazsa olmazdır.
Dyson Lüks Saç Bakımında Nasıl Bir Dev Haline Geldi?
Dyson Lüks Saç Bakımında Nasıl Bir Dev Haline Geldi?
Mühendislik şirketi süpürgeleri ve vantilatörleriyle ünlüydü. Sonra güzellik endüstrisini keşfetti.
Büyük Servet Transferi Korkunç Bir Eşya Yığınını da Beraberinde Getiriyor
Büyük Servet Transferi Korkunç Bir Eşya Yığınını da Beraberinde Getiriyor
90 trilyon dolarlık Büyük Servet Transferi başlarken, Y (milenyaller) ve X kuşağı miras olarak yalnızca para devralmıyor. Aynı zamanda beyzbol kartları, porselen takımlar ve her türden koleksiyonu barındıran devasa bir eşya yığınına sahip oluyorlar.
Yapay Zekâ Endüstrisi Teorik Varsayımlarla Finanse Ediliyor
Yapay Zekâ Endüstrisi Teorik Varsayımlarla Finanse Ediliyor
Yapay genel zekâya ulaşılacağı ve milyonlarca insan işinin yerini alacağı yönündeki öngörülerin yanı sıra, bir de yapay zekâ çiplerinin ne kadar dayanacağı gibi daha sıradan bir mesele var.