2000 yılında, Başbakanlık’ta Türk Cumhuriyetlerinden, Çin ve Hindistan’dan (Karma Ekonomik Komisyonlar-K.E.K) sorumlu Ekonomi Danışmanı olduğum günlerde, Atatürk Havalimanı’na inişim hayatımda unutulmaz bir karşılaşmaya vesile oldu. Transit geçişte elimde yurtdışından getirdiğim birkaç iktisat kitabı vardı. Yanıma beyaz saçlı, ağırbaşlı, bilge bir adam yaklaştı. İktisat kitaplardan birini işaret ederek, “Maurice Dobb sosyalist ekonomiler ve planlama alanında çok iyidir” dedi. O kişi, Türk tarihçiliğinin yaşayan efsanesi Prof. Halil İnalcık’tı. Uçakta koltuklarımızın inanılmaz bir şekilde yan yana düşmesiyle sohbetimiz derinleşti. Ona, Türk dünyasının bütünleşik bir iktisat tarihi ihtiyacı olduğuna dair düşüncemi anlattım. Gözleri ışıldadı: “Bilkent’e gel bir ara, konuşalım” dedi. Yurt dışı görevim veya itiraf etmek gerekirse hayatımın en büyük ihmallerinden biri olarak büyük hocamızı ziyaret ederek yüz yüze tekrar sohbet etmek mümkün olmadı. Ancak daha sonra İnalcık’ın başkanlığında hazırlanan Büyük Türkler Ansiklopedisi Mütercimler Kurulu’nda görev alma şansı buldum. Aradan yıllar geçti ve ‘Türkiye, Türk Cumhuriyetleri ve Topluluklarının bütünleşik bir iktisat tarihi projesinin hazırlanması’ zihnimde bir ideal olarak kaldı: Tarihte tüm Türk Devletleri ve toplulukları için bütünleşik, veri-belge- temelli, disiplinler arası bir iktisat tarihi projesi tasarlamak. Tasarlamak diyorum çünkü böyle bir projede tek ciltlik bir kitap için bile muhtemel en azından 300 ila 500 tarihçinin çalışması gerekecek bir proje.
21. Yüzyıl’da Asya, dünya ekonomisinin merkezine yerleşirken, Türkiye’nin keskin ve etkili bir dış ekonomik ilişkiler stratejisi geliştirebilmesi, jeoekonomik açılımlar yapabilmesi için, Türk dünyası ile bütünleşik bir iktisat tarihi bilgisi olmazsa olmazdır. Türk dünyasının farklı coğrafyalarında gelişmiş üretim pratikleri, şehir ekonomileri, ticaret ve lojistik ağları, savaş ve devlet-toplum etkileşimleri, vakıf ve lonca gelenekleri incelenmeden stratejik kararlar almak, jeoekonomik fırsatları öngörmek ve riskleri doğru yönetmek imkânsıdır. Bu nedenle bütünleşik bir iktisat tarihi, yalnızca akademik bir hedef değil, Türkiye’nin Asya Çağı jeoekonomisi bağlamında dış ekonomik ilişkiler stratejisi için temel bir gerekliliktir.
Türk iktisat tarihinin dar çerçevesi
Amerikan, Sovyet, Hindistan, Çin, Mısır, İngiltere ve Fransa merkezli iktisat tarihi literatürleri, geniş tarihsel ve coğrafi perspektifler sunar; devletlerin yükseliş ve çöküş dinamikleri, ticaret, sanayi, tarım, finans ve uluslararası ilişkiler kapsamlı bir şekilde ele alınır. Buna karşın Türk iktisat tarihi çoğu zaman Osmanlı ve Türkiye ile sınırlı kalmaktadır. Osmanlı, Kıbrıs, Kuzey Afrika ve Ortadoğu, İran Türkleri, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan, Tatar-Başkurt, Uygur, Gagauz, Kırım ve Balkan Türkleri gibi farklı tarihsel deneyimler çoğunlukla bütüncül bir iktisat tarihi perspektifine dahil edilmemektedir. Bu dar çerçeve, hem akademik hem de stratejik bir boşluk yaratmaktadır. Ortak para politikaları, gümrük birlikleri, sübvansiyon ve AR-GE politikaları gibi bölgesel ekonomik koordinasyon alanları için de analitik bir temel oluşturulamamaktadır.
21. yüzyılda Asya, dünya ekonomisinin merkezine yerleşirken, Türkiye’nin keskin ve etkili bir dış ekonomik ilişkiler stratejisi geliştirebilmesi, jeoekonomik fırsatları öngörmesi ve riskleri yönetebilmesi için Türk dünyası ile bütünleşik bir iktisat tarihi bilgisi olmazsa olmazdır. Türk dünyasının farklı coğrafyalarında gelişmiş üretim pratikleri, şehir ekonomileri, ticaret ve lojistik ağları, savaş ve devlet-toplum etkileşimleri, vakıf ve lonca gelenekleri incelenmeden stratejik kararlar almak mümkün değildir. Bu nedenle bütünleşik bir iktisat tarihi yalnızca akademik bir hedef değil, Türkiye’nin Asya Çağı jeoekonomisi bağlamında dış ekonomik ilişkiler stratejisi için temel bir gerekliliktir.
Ortak iktisat sosyolojisi ve uluslararası politik iktisat kuramı
Türk dünyası deneyimleri tek tek incelenmelidir; ancak esas ihtiyaç, bu deneyimleri birleştirip genel bir iktisat tarihi teorisine dönüştürmektir. Osmanlı Akdeniz ticaretinden İpek Yolu’na, Orta Asya bozkır ekonomilerinden Sovyet sonrası piyasa geçişlerine uzanan süreçler ortak bir teorik çerçeveye zemin hazırlar.
Bütüncül bir tarih anlayışı; Ortak İktisat Sosyolojisi, Uluslararası Politik İktisat Kuramı ve çağdaş disiplinlerle desteklenmeli, farklı coğrafyalarda gelişmiş üretim pratikleri, devlet-toplum etkileşimleri, ticaret ve göç ağları, vakıf ve lonca gelenekleri sosyolojik analizlerle bütünleşik bir iktisadi tarih perspektifine dönüştürülmelidir. Böylece ekonomik veriler, Türk Cumhuriyetleri ve topluluklarının tarihsel, toplumsal ve kültürel altyapılarıyla birlikte analiz edilecektir. Stratejik ekonomik derinlik ve dış ekonomik ilişkiler yalnızca kendi kültürel ve tarihsel köklerimize dayandırılarak sağlanabilir.
Bütünleşik bilgi ağı
1. Türk Dünyası İkt i sat Tarihi Enstitüsü: Türk Tarih Kurumu, Türk Dil Kurumu ve ekonomi kurumları koordinasyonunda metodoloji, arşiv ve veri altyapısı geliştirilecek, disiplinler arası çalışmalar yönlendirilecektir.
2. Ortak Türk İktisat Tarihi Arşivi: Açık erişimli dijital platform; defterler, haritalar, istatistikler ve sözlü tarih verilerini kapsayacak, karşılaştırmalı analiz kapasitesini artıracaktır.
3. Mütercimler ve veri merkezi: Çeviri, transkripsiyon, OCR ve veri temizleme süreçleri ile ortak terminoloji kılavuzu sağlayacak, disiplinler arası veri bütünleşmesini mümkün kılacaktır.
4. Yüksek lisans ve doktora ağı: Ortak dersler, mentorluk, saha araştırmaları, öğrenci değişim programları, yaz okulları ve kongreler aracılığıyla akademik entegrasyonu güçlendirecektir.
5. Özel Sektör Araştırma Konsorsiyumu: Finans, enerji, lojistik ve teknoloji şirketleriyle işbirliği; araştırma fonları, veri paylaşımı ve pilot projeler aracılığıyla tarihsel analizlerin uygulanabilirliğini artıracaktır.
6. Ansiklopedi ve yayın projeleri: Türk dünyası iktisat tarihini bütüncül olarak yansıtacak ansiklopedi ve akademik yayınlar geliştirilecektir.
Asya’dan Batı’ya disiplinlerarası ağlar
• Türk dünyası ve KKTC: Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan ve KKTC ile veri paylaşımı, arşiv çalışmaları ve akademik ağlar.
• Asya büyük aktörleri: Çin, Hindistan, Rusya ve İran ile tarihsel ticaret yolları, enerji koridorları ve iktisadi etkileşimlerin analitik incelenmesi.
• Batı ve Doğu Avrupa: ABD, İngiltere, Fransa ve Doğu Avrupa ülkeleri ile “cliometric” metodoloji, kurumsal tarih ve karşılaştırmalı ekonomik sistemler alanında işbirliği; ortak yayın ve konferans ağları. Bu model, yalnızca veri ve kaynak paylaşımını sağlamakla kalmayacak, tarih, ekonomi, dil ve kurumsal analizleri bütünleştirerek metodolojik bir çerçeve oluşturacak ve Türkiye’nin Asya-merkezli dünya ekonomisinde jeoekonomik analiz kapasitesini güçlendirecektir.
Akademik vizyon ve stratejik derinlik
Türk dünyası iktisat tarihini yalnızca Türkiye merkezli okumak, tarihsel ve ekonomik çeşitliliği göz ardı eden dar bir perspektif yaratır. Osmanlı’dan Orta Asya bozkır ekonomilerine, Babür-Muğal Hindistan’ından Memluk Mısır’ına, Kazan Tatar girişimcilik tarihinden Balkanlar’a kadar uzanan süreçler, disiplinler arası ve karşılaştırmalı bir analitik çerçevede ele alınmalıdır. Bu proje, Türk dünyası iktisat tarihine özgün katkı sağlamakla kalmayacak, ortak bir iktisat sosyolojisi ve uluslararası politik iktisat kuramı geliştirilmesini mümkün kılacak, Türkiye’nin Asya-merkezli dünya ekonomisiyle stratejik entegrasyon kapasitesini derinleştirecektir. Tarihsel veri, ekonomik teori ve karşılaştırmalı makro analizleri bir araya getirerek hem bölgesel hem de küresel düzeyde kapsamlı ve analitik bir iktisadi perspektifin oluşmasına hizmet edecektir.