Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın en büyük önceliklerinden biri, enflasyon beklentilerini doğru şekilde çıpalayabilmek.
Enflasyon beklentileri şekillenirken belirleyici olan unsurlar ise birbirinden farklı. Hanehalkının enflasyon beklentileri, reel sektör ve piyasa oyuncularına göre daha yüksek durumda. Çünkü hanehalkının genel bakışı geriyle dönük fiyatlama özelliğini daha fazla yansıtıyor.
Peki, hanehalkı enflasyon beklentileri şekillenirken hangi unsurlar daha fazla öne çıkıyor? Gelir düzeyi ya da eğitim seviyesi bu beklentilerin oluşmasında ne kadar etkili oluyor? Koç Üniversitesi’nin düzenli olarak hazırladığı Hanehalkı Enflasyon Beklenti Anketi’nin Ağustos ayı sonuçları bu soruya yanıt vermek için hazırlanmış çeşitli çapraz sorular içeriyor. Sonuçların bir bölümü dünyadaki literatür ile uyum gösterirken, bir kısmı ise Türkiye’yi dünya örneklerinden farklılaştırıyor. Koç Üniversitesi’nin Hanehalkı Enflasyon Beklenti Anketi sonuçlarına göre, Ağustos 2026’ya kadar olan 12 aylık dönemde enflasyon beklentisi yüzde 59 ve yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 62 olarak gerçekleşti. Anket çıktıları hanehalkı enflasyon beklentilerindeki düşüş trendinin Ağustos ayında da devam ettiğini gösterirken, eğitim seviyeleri ile enflasyon beklentileri arasındaki korelasyon dikkat çekiyor.
Genel olarak eğitim seviyesi düştükçe enflasyon beklentilerinin yükseldiğine işaret eden anket çıktılarında, Ağustos ayı enflasyon beklentisi lise altı eğitim seviyesine sahip grupta yüzde 62 ve lise grubunda yüzde 55 oranında gerçekleşti. Öte yandan üniversite düzeyinde eğitim seviyesine sahip grupta bu oran yüzde 61 ile lise grubundan daha yüksek seviyede. Rapora göre bu durum, “Üniversite mezunlarının daha fazla ekonomik ve politik bilgiye erişimi olması, beklentilerini şekillendiren farklı haber kaynaklarını takip etmeleri ya da toplumsal kutuplaşma gibi faktörlerin bu ayrışmada rol oynayabilmesi” olarak değerlendiriliyor. Ek olarak üniversite ile lise mezunları arasındaki bu fark raporda, kısmen yüksek eğitim düzeyinin daha yüksek gelirle ilişkilendirilmesiyle ve önceki analizde ortaya konan yüksek gelir gruplarının Ağustos’ta görece daha yüksek enflasyon beklentilerine sahip olmalarıyla açıklanıyor.
Anket çıktılarının literatür çalışmalarıyla uyumlu bir sonuç gösterdiğini söyleyen Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selva Demiralp, “Belki eğitim seviyesi daha düşük gelir gruplarını kapsıyor, onları yakalıyor. Daha düşük gelir gruplarının enflasyona olan duyarlılığı daha yüksek, çünkü harcama sepetlerinin büyük bir kısmı gıda, kira ve ulaşıma gidiyor. Lise grubunun enflasyon beklentilerini aşağı çekmesi ise hem oldukça sağlam bir bulgu hem de bir regresyon analizi yapıp gelir seviyesini, yaşadıkları yeri, cinsiyeti, diğer demografik faktörleri eklediğiniz zaman bu değişmeyen bir sonuç olarak karşımıza çıkıyor” değerlendirmesinde bulundu.
Anket verilerinden yola çıkarak akademik araştırma bulgularını da paylaşan Prof. Dr. Selva Demiralp, siyasi tercihlerin enflasyon beklentisini nasıl etkilediğine dair paylaşımda bulunuyor: “Eğitim seviyelerini lise altı, lise ve üniversite olarak üçe ayırdık. AK Parti’ye oy vereceğini söyleyen seçmenleri ve CHP’ye oy vereceğini söyleyen seçmenleri aldık. AK Parti tarafına baktığımız zaman eğitim seviyesi düştükçe enflasyon beklentisi yükseliyor. AK Parti’li seçmende lise altı eğitim seviyesi için enflasyon beklentisi yüzde 59, lise için yüzde 42 ve üniversite için de yüzde 43.”
CHP tarafındaki çıktılar incelendiğinde biraz daha değişik bir tablonun çıktığına dikkat çeken Prof. Dr. Selva Demiralp şöyle devam etti: “Eğitim seviyesi arttıkça enflasyon beklentilerinin de yükseldiğini görüyoruz. Bu, literatürde çok görüğümüz bir sonuç değil. Türkiye’ye özel bulduğumuz bir sonuç. Eğitim seviyesi arttıkça finansal okuryazarlık artıyor ve bundan dolayı enflasyon beklentileri artıyor olabilir, belki üniversite mezunları daha çok şehirlerde ve şehirlerdeki enflasyon yüksek… Henüz tam olarak altta yatan sebebi bulabilmiş değiliz ama ilginç bir sonuç olduğunu düşünüyoruz.” Ayrıca genel olarak CHP’ye oy vereceğini söyleyenlerin her eğitim seviyesinde AK Parti’ye oy vereceğini söyleyenlerden daha yüksek enflasyon beklentisine sahip olduğuna dikkat çekerek, eğitim seviyesinin arttıkça aradaki makasın da genişlediğinin altını çiziyor.