Businessweek
Bloomberg Businessweek Türkiye dijital dergisine aboneliğiniz boyunca tam erişim sağlayabilirsiniz. Abone Ol

Küresel Ekonomi

Zor Oyunu Bozar
ABD’de Donald Trump’ın yeniden başkan seçilmesi ilk dönemindeki “Ticaret Savaşı”nı yeniden canlandırabilir.
  • 8 Kasım 2024 03:01
  • Dr. Ali Yürüdü
Zor Oyunu Bozar

“Zor oyunu bozar” çeşitli kaynaklarda atasözü olarak geçse de benim gündelik hayatta duruma göre kullanılan, sevdiğim deyimlerden biridir. Ben kendimce pek çok anlam yükleyebiliyorum bu cümleye. Bu yazıyı başlıklandırırken yüklediğim anlam ise güçlü olanın kural tanımaz olmasıyla ya da bencil bir kazanma arzusuyla ilgiliydi.


Amerika Birleşik Devletleri’nin yeni başkanı Donald Trump, ikinci başkanlık dönemiyle birlikte dünyaya pek çok soru işareti getirdi. Her ülke kendi içerisinde ABD seçim sonucunun avantajları ve dezavantajlarını hesap etmeye çalışırken, bu durumun küresel ekonominin geneli için kötü olduğunu söyleyebilirim. Hali hazırda başta en büyük ihracat pazarımız olan Avrupa’da durağan büyüme, Trump ve ticaret konusundaki vaatleri ile daha büyük bir risk altında. Özellikle de siyasi belirsizliğin bulutlarla kapladığı Avrupa’nın lokomotifi Almanya üzerinde diyebiliriz.


Temel prensip olarak Trump’ın ulusalcı ve korumacı bir yaklaşımda olduğunu değerlendirebiliriz. Daha açık bir ifade ile Amerika halkını önceleyen, yaşam maliyetlerini düşürücü, harcanabilir geliri artırıcı; diğer yandan ABD’de iş yapan şirketler için teşvik maksatlı bir takım vaatler, küresel bir oyuncu olarak ABD’de üretim yapanı uluslararası rakiplerine karşı koruyucu diyebiliriz. Hatta öyle koruyucu ki, bir önceki başkanlık döneminde “Ticaret Savaşları” başlığını herkes hatırlar. Çin ile meydana gelen görünmeyen bu savaşlar belli noktalarda aksiyona da dönüşmüştü ve küresel ekonomik büyümeyi düşürücü yönde büyük rol oynamıştı. Seçim vaatlerinden Ticaret Savaşları 2.0’ı başlatacağını düşünebileceğimiz Trump’ın Çin mallarına yönelik tarifeleri yüzde 60’a çıkarmak da vaatleri arasındaydı. Çin’in ekonomik büyüme modelinin imalat ve ihracata dayandığı ve kendi uyguladığı gibi başta Avrupa olmak üzere Çin mallarına Çin’in ticaretini kısıtlayıcı tarifeler uygulamaya zorlayacağı düşünülürse Çinli üreticiler için hayat zorlaşacak gibi görünüyor. 2020 yılında Çin için gümrük vergisini yüzde 20’lere yaklaştırsa da, Çin o günden bugüne gerek Pazar çeşitliliği, gerekse üçüncü ülkeler üzerinden ihracatla bu sorunu aştılar. Çin’deki problem daha çok gayrimenkul sektöründe süregelen krizler ile hanehalkı ve şirketlerin karamsarlığı ve harcama iştahındaki azalma ile iç talepten kaynaklanıyor. Ancak ABD’nin Çin’e uyguladığı tarifelerini genişletmesi, ikinci başkanlık döneminde daha tecrübeli bir Başkan olarak herkesi Çin’e tarifeleri artırmaya zorlaması ya da kendi uyguladığı tarifeleri artırması da küresel büyümeyi tehdit eder. Nitekim Çin de aynı tarifeleri karşı ülkelere uygulamaya başlarsa, bu kendisi ve diğer ülkeler için hem büyüme tehdidi hem de enflasyon tehdidi demek. Çin demek, ucuz demek, dolayısıyla Çin’den mal almayan aslında daha pahalıya tedarik edeceği ürünlerle enflasyon ithal ediyor olabilir.


Bize gelince, ABD ile siyasi ilişkilerden ziyade iki hususa bilhassa dikkat çekmek istiyorum. Bunlardan ilki az önce bahsettiğim, ABD’nin Avrupa’yı Çin’e karşı taraf olmak hususunda zorlaması. Her halükarda Çin’le Avrupa arasındaki karşılıklı ticaretin zayıflaması büyüme açısından negatif. Bir ihtimal, Çin’in Avrupa’ya ihraç ettiği ürünlerin yerini alabilirsek iyimser konuşabilirdim. Ancak Avrupa’nın zaten zayıflıyor olduğunu düşününce, Çin’in karşı atağı ile kendilerinin ihracatı da kısıtlanırsa, daha da zayıflayan bir Avrupa’dan bahsediyor oluruz. Bunun sonucunda daha zayıf bir Euro/Dolar paritesi de Türkiye için kötü haber. Çünkü ihracat Euro, ithalat ise Dolar ile. İlk dokuz aylık rakamlara göre ihracatta AB payı yüzde 40 üzeri, ABD ise yüzde 6. AB zayıflarsa dillere pelesenk olmuş ihracat pazarlarını çeşitlendirmeyi konuşuruz ki, bu söylendiği kadar kolay değil. Zira ABD uzak, Uzak Doğu ise zaten kendisi üretim yapıyor. Şimdiye kadar Türkiye’deki ihracatçılar için değerli TL riski, alım gücü zayıflayan Euro için ve maliyeti artıran dolar için istenmeyecek bir senaryo diyebiliriz özetle.


Kısacası ticaret üzerinden ABD seçimini değerlendirirsek; “zor oyunu bozar” diyebiliriz bence. Güçlü olanın kazanacağı Ticaret Savaşları 2.0’a karşı ABD seçim sonuçlarına bakışımızda temkinli iyimserliğin iyi olacağını düşünüyorum şimdilik.


Dergi Erişimi
Dergi içeriklerini okumak için Bloomberg Businessweek Türkiye dijital dergisine abone olmanız gerekmektedir.Abone değilseniz abonelik satın alarak tüm dergi içeriklerine sınırsız erişim sağlayabilirsiniz
Abone Ol
Bloomberg Businessweek Türkiye'nin 55. Sayısı Yayında!
Bloomberg Businessweek Türkiye'nin 55. Sayısı Yayında!
İşte yeni sayıdan öne çıkanlar...
Tüketici Kasım İndirimlerinde Aradığını Bulabilecek mi?
Tüketici Kasım İndirimlerinde Aradığını Bulabilecek mi?
Enflasyonun yüksek seyrine devam edeceği beklentisi, tüketicinin alışverişlerdeki özel indirim günlerine ilgisini artırıyor. “Fırsatları kaçırmama” duygusu ile hareket eden tüketici, enflasyonist baskıyı azaltmak için daha planlı ve tasarruf odaklı alışverişe yöneliyor. Firmalar ise artan maliyetler nedeniyle eskisine göre daha düşük indirimler yapıyorlar.
ABD’nin Teknoloji Kısıtlamaları Çin’in Gelişimini Gerçekten Engelleyebilecek mi?
ABD’nin Teknoloji Kısıtlamaları Çin’in Gelişimini Gerçekten Engelleyebilecek mi?
ABD dışındaki dünya giderek daha fazla Çin malı elektrikli araçlar kullanıyor, Çin malı akıllı telefonlarla internette geziniyor ve evlerine Çin malı güneş panelleriyle enerji sağlıyor.
Dünyanın Demokratik Kurumlara İhtiyacı Var
Dünyanın Demokratik Kurumlara İhtiyacı Var
Küresel çapta yaşanan önemli sorunların giderek derinleştiğine işaret eden Prof. Dr. Daron Acemoğlu sorunların üstesinden gelmesi beklenen liderlerinse toplum sorunlarını anlamaktan uzak olduğunu vurguluyor. Çözüm içinse demokratik kurumları işaret ediyor.
Bankalarda Umut Dördüncü Çeyreğe Kaldı
Bankalarda Umut Dördüncü Çeyreğe Kaldı
Borsa İstanbul’da bir bilanço sezonu daha geride kalırken banka bilançoları yatırımcılarını hayal kırıklığına uğrattı. Banka bilançolarında ikinci ve üçüncü çeyrekte beklediğini bulamayan yatırımcılar ise gözünü dördüncü çeyrek bilançolarına çevirdi.
Dünya İkinci Trump Dönemine Ne Kadar Hazır?
Dünya İkinci Trump Dönemine Ne Kadar Hazır?
Donald Trump, ABD tarihinde mahkum edilmiş ve bir seçim kaybedip tekrar seçilen ilk başkan olarak tarihe geçti. Peki İkinci Trump döneminde küresel ekonomi ve ticarette neler değişecek? Türkiye’ye etkileri ne olacak?
Trump Başkanlığı ABD Ekonomisi İçin Ne Anlama Geliyor?
Trump Başkanlığı ABD Ekonomisi İçin Ne Anlama Geliyor?
ABD Başkanlık seçimlerinin galibi Donald Trump başkanlık kampanyasında ilk dönemine kıyasla daha sert adımlar atma sözü verdi. Seçilmiş başkanın başlıca vaatlerinden biri olan, önerdiği vergi indirimleri Temsilciler Meclisi yarışının sonucuna bağlı olabilir.
Kripto Paralarda İkinci Trump Dönemi
Kripto Paralarda İkinci Trump Dönemi
Amerika Birleşik Devletleri’nde ikinci Trump döneminin başlayacak olması kripto varlıklarda da yeni bir dönemin işaret fişeğini yaktı. Piyasalar için asıl belirleyici unsur ise vaatlerin yerine getirilmesi ve Trump’ın kripto paralara yaklaşımının doğru yorumlanması…
Trump ve Sonrası Dönemi (2025-2050) Paul Kennedy ve Kindelberger’le Okumak: Hakim Ekonomi/Büyük Güçlerin Yükselişi ve Çöküşü
Trump ve Sonrası Dönemi (2025-2050) Paul Kennedy ve Kindelberger’le Okumak: Hakim Ekonomi/Büyük Güçlerin Yükselişi ve Çöküşü
ABD’nin küresel ticaretteki hegemonik rolü, 21. yüzyılın ikinci çeyreğinde önemli bir düşüş gösterirken Çin, BRICS ülkeleri ve Asya Altyapı Yatırım Bankası gibi yeni ekonomik güçler ile ABD’nin hegemonik rolünü sorgulayan bir atmosfer yaratıyor.
Emekli Aylıkları Nasıl Eridi?
Emekli Aylıkları Nasıl Eridi?
1999 öncesi yüzde 60-76 aralığında olan aylık bağlama oranının 2008 sonrası yüzde 28-50 aralığına düşürülmesi, güncelleme katsayısında büyümenin payının yüzde 30’a çekilmesi, emekli aylıklarını aşındırdı. 2000’de enflasyondan arındırıldığında 400 dolar olan ortalama 4A emekli aylığı 2008’de 756 dolarla zirveyi gördükten sonra 426 dolar gerileyerek geçen yıl 330 dolarla en düşük seviyeye indi.
2025 Yılında Tüketici Davranışları Öngörüleri
2025 Yılında Tüketici Davranışları Öngörüleri
Her şey 2025’in zorlu geçeceğine işaret ediyor ancak akıllı stratejiler ve tüketiciye dokunan kampanyalar ile markalar, bu süreci tabi ki fırsata da çevirebilir.
Almanya’da Koalisyon Krizi: Scholz’un Hamlesi Erken Seçim Kapısını Araladı
Almanya’da Koalisyon Krizi: Scholz’un Hamlesi Erken Seçim Kapısını Araladı
Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Maliye Bakanı Lindner’i görevden alarak üç partili koalisyonu sona erdirdi. Ekonomik zorluklar ve artan belirsizlikle sarsılan Almanya’da şimdi erken seçim ihtimali gündemde.
Bizi Bu Havalar Mahvedecek
Bizi Bu Havalar Mahvedecek
İklim değişikliği nedeniyle, 2023 yılında insanlar, sağlığı tehdit edebilecek düzeyde ortalama 50 gün daha fazla sıcaklığa maruz kaldı. 2023 yılında küresel kara alanının yüzde 48’i en az bir aylık aşırı kuraklıktan etkilendi. Aşırı sıcaklığa bağlı olarak Türkiye’de 471 milyon işgücü saati ve 846 milyon dolar gelir kaybedilirken bu miktar küresel olarak 512 milyar potansiyel işgücü ve 835 milyar dolara eşdeğer gelir kaybına neden oldu.
Star Trek’de Işınlanma ve Günümüzde E-Mobilite
Star Trek’de Işınlanma ve Günümüzde E-Mobilite
“Uzay Yolu” veya orijinal adıyla “Star Trek” Gene Roddenberry tarafından oluşturulan bir bilimkurgu televizyon dizisi, film ve roman serisi olup, 11 kez dizi, 13 kez sinema filmi, yüzlerce kez roman, video oyunu ve hikâye olarak yayımlandı.
Bir Siber Güvenlik Dâhisi Neden Bir Dizi Hack Suçu İşledi?
Bir Siber Güvenlik Dâhisi Neden Bir Dizi Hack Suçu İşledi?
Bir siber dahi, şirketleri izinsiz girişlere karşı savunurken bir yandan da kendi hack’leriyle veri toplamaya devam etti.
Özel Sermaye Hipsterları Favori Uygulamalarınız İçin Geliyor
Özel Sermaye Hipsterları Favori Uygulamalarınız İçin Geliyor
İtalyan Bending Spoons şirketi Evernote ve WeTransfer gibi abonelikle çalışan uygulamaları satın alıyor ve bu stratejiye milyarlarca dolar daha harcamaya hazır.
Lüks Otomobillerde Elektrikli Rüzgarı
Lüks Otomobillerde Elektrikli Rüzgarı
Elektrikli otomobiller lüks segmentinde de içten yanmalı otomobillerin tahtına göz dikti. Sundukları ileri teknoloji ve düşük yakıt giderlerinin sunduğu cazibe ile birlikte elektrikli otomobiller benzinli ve dizel otomobillerden ortalama 1 milyon lira daha yüksek fiyatla alıcı bulabiliyor.