Businessweek
Bloomberg Businessweek Türkiye dijital dergisine aboneliğiniz boyunca tam erişim sağlayabilirsiniz. Abone Ol

Teknoloji

Deepseek, Sputnik Etkisiyle, Elektrikli Araçların Geleceği
Sınırlamalar ve koruma duvarları teknolojide yerlileşmeyi artırırken, elektrikli araçlar 2025’de yükselişte olacak.
  • 30 Ocak 2025 17:31
  • Koray Öztopçu
Deepseek, Sputnik Etkisiyle, Elektrikli Araçların Geleceği

1957’de Sputnik’in uzaya gönderilmesi, uzay programlarını değiştirirken, DeepSeek’in teknoloji de yeni bir yarışı başlattığını ve bu yarışında elektrikli araçlara etkisi gündemde yeni konu olarak yerini aldı. Çinli bir startup olan DeepSeek'in, ABD'deki endüstri lideri modellerle aynı seviyede veya daha iyi olduğunu söylediği son yapay zeka modellerini piyasaya sürmesi, teknoloji dünya düzeninde tekrar yeni bir değişim rüzgarları estirdi.


Şirket, 6 milyon dolardan az işlem gücü gerektiren yarı iletken yatırımı ile ilerlediğini söylemesi küresel teknoloji çevrelerinin de dikkat çekti. Şirketin geliştirdiği yapay zeka asistanı, rakibini geride bırakarak uygulama mağazalarında en yüksek puanlı ücretsiz uygulama oldu. Elbette bu durum, teknoloji şirketlerinin milyarlarca dolarlık yapay zeka yatırımı sözü verme kararının ardından ekonomi anlamında da büyük değişimleri barındırıyor.


Teknoloji yarışı hızlanıyor


2022 sonlarında piyasaya sürülen uygulamalar, yapay zeka destekli kendi sohbet robotlarını yaratmak için acele eden teknoloji firmaları arasında bir mücadeleye neden oldu. DeepSeek’in en güçlü yapay zeka çipleri üzerindeki ihracat kontrolleri altında çıkması, ABD'nin Çin'de satışını yasaklamadığı, Kaliforniya çip üreticisinden nispeten düşük performanslı bir yapay zeka çipine güvenerek ilerlemesi tüm sektörü şaşırttı. Özellikle DeepSeek'in modellerinin kalitesi ve maliyet verimliliği bu anlatıyı tersine çevirirken, yapay zeka asistanının arkasındaki amiral gemisi modelini eğitmenin maliyetinin yalnızca 5,6 milyon dolar olması tartışmaları daha da hızlandırdı.


Elektrikli Araçlar 2025’de yükselişte olacak


Bazı otomobil üreticilerinin elektrikli hedeflerini küçültmesine ve ABD'deki 7 bin 500 dolarlık federal vergi kredisiyle ilgili belirsizliklere rağmen, elektrikli satışlarının önümüzdeki yıl önemli ölçüde artması bekleniyor. Otomotiv araştırma şirketine göre, önümüzdeki yıl küresel olarak tamamen elektrikli araç satışlarının yüzde 29,9 oranında artması bekleniyor. Tahminlere göre, 2025 yılında dünya çapında 15 milyon elektrikli araç satılacak ve pazar payında yüzde 13,2'den yüzde 16,7'ye bir artış olacak. 2025'te elektrikli ve şarjlı hibrit araç satışlarının (BEV+PHEV) tüm dünyada yüzde 17 artarak 20 milyon adedi aşması bekleniyor.


Çin, yüzde 64 pay ile dünyanın en büyük elektrikli araç pazarı olarak öne çıkarken, 2025’te yüzde 17’inin üstünde olması bekleniyor. (2024’te 11 milyon adetti ) Amerika’da 2025'te elektrikli araç satışlarının yüzde 16 artarak 2,1 milyona ulaşacağı öngörülürken, 2024’te yüzde 9 büyüyerek 1,8 milyon adeti bulmuştu.


Küresel hafif araç üretiminin ise toplam 88-89 milyon adette olması bekleniyor. Otomobil endüstrisi, 2025'e girerken, özellikle de küresel ticaret ve koruma tarifeleri ile üretimde farklı değişikliklere maruz kalabilir.



Ülkelerin gelecekte elektrikli araç hakimiyeti ne anlama geliyor?


Ülkelerin elektrikli araç pazarındaki üretim becerisi, küresel elektrikli araç üretiminin yüzde olarak artan uygun fiyatlı elektrikli araçların dünya çapında hızla benimsenmesinin ardındaki itici güç olacak. Batarya üretimi ve inovasyon konusundaki uzmanlık, ülkeleri elektrikli araç teknolojisindeki gelişmeleri hızlandırmak için iyi bir konuma getirecek ve bu da onları küresel olarak fosil yakıtla çalışan arabalara daha uygulanabilir ve çekici alternatifler haline getirecek.


Artan elektrikli araçlara ilgi ülkelerin üretim politikalarını da etkiliyor. Çin, yılda 40 milyondan fazla içten yanmalı motorlu otomobil üretme kapasitesine sahip durumda gözükürken, 2025'in sonuna kadar 25 milyona yakın elektrikli araç üretme kapasitesine sahip olması bekleniyor .


Tüketici odağı elektrikli araçlara dönüyor


Tüketiciler elektrikli araçların geleceği konusunda iyimser iken, aynı zamanda teknolojisi konusunda artık daha açık fikirli. Şarj altyapısının eksikliği gibi kısa vadeli zorluklar devam ederken, mevcut elektrikli araç sürücülerinin yüzde 90'ı elektrikli güç aktarma organlarına sadık kalıyor: Motor tipi tercihlerine olan bağlılık yüksek olmaya devam ediyor.


Elektrikli mobiliteye geçiş hızla ilerlemeye devam ederek küresel enerji ve otomobil pazarlarını yeniden şekillendirirken, dünya çapında satılan her beş otomobilden birinin elektrikli olması bekleniyor.


Hızlanan dönüşüm yeni markalar getirecek mi?


Geleneksel otomotiv sektöründeki bu ekosistemdeki değişim elektrikli akıllı araçların artan payı ülkelerin kendi "yerli" elektrikli araç ve batarya endüstrisini inşa etme yönünde ortak bir çaba gösteriyor. Ülkeler, ekosistem oluşumunda elektrikli araç endüstrisi kritik bir kütleye ulaştığında dünya elektrikli araç pazarının büyük bir kısmını üretmeyi hedefliyor.


Daha ucuz elektrikli arabalar: Kitlesel pazarda benimsenmenin kilidini açmanın anahtarı


On yılı aşkın bir süredir otomotiv ekosistemini ve elektrifikasyonun geleceğini şekillendiren elektrikli bağlantılı araçların etkisi artarken, 2025'i "elektrikli araç yılı" olarak tanımlamak, oldukça fazla global düzenleme, gelişmeye rağmen değişimi hızlı göreceğimiz bir şekilde gerçek olacak gibi gözüküyor.


Otomotiv sektöründe de bunca teknolojik dönüştürücü gelişmelerin olmasının etkisiyle daha da hızlı hareket edecek. 2025’de daha da fazla öne çıkacak gelişmeler :



  • Küresel anlamda, Çin’in sürekli yenilenen modelleri, diğer ülkelerin yeni markalarla daha düşük bütçeli elektrikli araç model yelpazesinin tüketicilere ulaşması




  • Teknolojik anlamda gelişmelerle, ultra hızlı batarya şarjı beklentileri yeniden tanımlaması,




  • Ekonomik anlamda ülkelerde elektrikli araçların her zamankinden daha erişilebilir hale gelmesi,




  • Tüketici davranışları etkisinde daha çok yeni nesil beklentilerine uygun modeller ve otomotiv markalarının çekiciliğini artırma çabaları,




  • Politika anlamında ise dünya çapında ülkelerin elektrikli araçlara yönelik teşviklerin arttığı bir dönem yaşayacağız.


Elbette elektrikli araç üretimi, dünyanın karbondan arındırma hedefleriyle, ülkelerin elektrikli araç hakimiyeti umut verici bir hikaye sunuyor. Uygun fiyatlı elektrikli araçların hızlı bir şekilde piyasaya sürülmesi, ulaşım emisyonlarına karşı güçlü bir araç olduğu, yenilik, sürdürülebilir uygulamalarla eşleştirildiğinde; daha yeşil ulaşıma giden yolun kendi yaratacak.


Dergi Erişimi
Dergi içeriklerini okumak için Bloomberg Businessweek Türkiye dijital dergisine abone olmanız gerekmektedir.Abone değilseniz abonelik satın alarak tüm dergi içeriklerine sınırsız erişim sağlayabilirsiniz
Abone Ol
2026’da İdeal Portföy Dağılımı Ne Olmalı?
2026’da İdeal Portföy Dağılımı Ne Olmalı?
Her yıl olduğu gibi 2025’i de geride bırakırken “önümüzdeki yıl hangi enstrümana yatırım yapsam?” sorusu yatırımcıların kafalarını meşgul eden en önemli konu. Uzmanların portföy önerilerinde öne çıkan görüş 2026’nın ilk yarısında sabit getirili TL varlıklar, ikinci yarısında hisse senetleri avantajlı olacak.
Piyasa Gözüyle 2026: Küresel Ekonomi ve Türkiye
Piyasa Gözüyle 2026: Küresel Ekonomi ve Türkiye
2026, ekonomik dengelerin sınandığı yoğun ve zorlayıcı bir yıl olmaya aday. Türkiye; devam eden dezenflasyon süreci ve buna eşlik eden faiz indirim döngüsüyle piyasaların yakından takip ettiği ülkeler arasında yer alıyor.
Sanayide Yeni Rota Anadolu
Sanayide Yeni Rota Anadolu
Dört bölgede oluşturulacak sanayi koridoru ile planlı sanayi alanlarının büyüklüğü beş yıl içinde 155 bin hektardan 350 bin hektara yükseltilecek. Anadolu’yu canlandırması beklenen koridorun verimli tarım arazileri üzerinde kurulması ve atıl OSB’lerin oluşması ise projenin riskleri olarak öne çıkıyor.
AB’den İçten Yanmalı Motor Yasağında Geri Adım
AB’den İçten Yanmalı Motor Yasağında Geri Adım
Avrupa Birliği, uzun süredir otomotiv sektörünün üzerinde baskı yaratan içten yanmalı motor yasağı hedefinden geri adım attı.
Türkiye Avrupa’nın Enerji Deposu Olur mu?
Türkiye Avrupa’nın Enerji Deposu Olur mu?
Türkiye LNG depolama kapasitesini 2030’lu yılların başında 14,5 milyar metreküpe çıkararak kendi enerji arz güvenliğini sağlarken Avrupa’nın enerji güvenliğine de katkıda bulunabilir.
Fed İndiriyor, Piyasa İnanmıyor
Fed İndiriyor, Piyasa İnanmıyor
Fed’in faiz indirimleri, ekonomik gerçeklikler karşısında etkisini yitiriyor. Mali disiplin eksikliği, yeni Fed başkanına ilişkin belirsizlik ve küresel faiz koşulları uzun vadeli faizleri yüksek tutmaya devam ediyor.
Eğitim mi Şart Yoksa Diploma mı?
Eğitim mi Şart Yoksa Diploma mı?
Diplomaya sahip bireyler, hayat boyu gelir bakımından lise mezunlarına göre avantaj sağlamaya devam ediyor. Ancak diploma ile gerçek dünya becerileri arasındaki farkın çoğu zaman orta vadede iş deneyimi ve spesifik yeteneklere bağlı olduğu da giderek kabul görüyor.
Karşı Daireye Taşınma Zamanı
Karşı Daireye Taşınma Zamanı
Konut kira artışındaki yavaşlama fiyatların en hızlı yükseldiği günlerde kiraya çıkanların yeni kiracılara göre daha fazla ödeme yaptığı bir ortam yarattı.
2025’e Hızlı Bir Geri Sarma: Ne Yaşadık, Ne Öğrendik?
2025’e Hızlı Bir Geri Sarma: Ne Yaşadık, Ne Öğrendik?
2025’i böyle hatırlayacağız: Yapay zekâ işletmeye girdi ve içerideki görünmeyeni görünür kıldı. Arayüz değişti, oyun değişti; ama asıl değişim teknolojide değil, zihniyette oldu.
Kurumsal Olgunluk ve Uygulama Disiplini
Kurumsal Olgunluk ve Uygulama Disiplini
Olgun kurumlar, her yeni baslıgı aynı anda sahiplenmeye çalısmak yerine seçici davranabiliyor, ne zaman duracaklarını, neyi erteleyeceklerini ve neye odaklanacaklarını biliyorlar.
Belirsizlikten Değer Yaratımına: İşin Geleceğini Şekillendiren Yeni Dinamikler
Belirsizlikten Değer Yaratımına: İşin Geleceğini Şekillendiren Yeni Dinamikler
Yapay zekâ çağında rekabet avantajı, teknolojiyi en hızlı benimseyenlere değil; insanı bu dönüşüme en iyi hazırlayanlara geçiyor.
Yapay Zekâ İçin Harcanan Trilyonlar: Verimlilik Nerede?
Yapay Zekâ İçin Harcanan Trilyonlar: Verimlilik Nerede?
Son iki yılda ABD’den çıkan en güçlü ekonomik hikâye ne enflasyon ne de faiz politikası oldu. Hikâyenin merkezinde tek bir kavram var: Yapay zekâ. Daha doğrusu, yapay zekâ için harcanan trilyon dolarlık yatırım. Ancak artık piyasalar fısıltıyla değil, yüksek sesle aynı soruyu sormaya başladı.