Türkiye’nin ihracat lideri otomotiv endüstrisi, Temmuz ayında önemli bir rekora daha imza attı. Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği verilerine göre, sektörün ihracatı geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 23 artış göstererek 3 milyar 838 milyon dolara ulaştı. Otomotiv endüstrisi, yılın ilk yedi ayında geçen seneye göre yüzde 15’lik bir artışla toplam 23 milyar 822 milyon dolarlık ihracat rakamına ulaştı. Bu rakam, sektörün Türkiye’nin toplam ihracatından aldığı payın yüzde 15,4 seviyesine çıkmasını sağladı. Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik gelişmeleri gerçekleşen ihracat rakamlarını ve hedeflerini Bloomberg Businesweek Türkiye ile paylaştı.
Otomotiv sektöründe ilk yedi ay nasıl geçti?
Bugün otomotiv endüstrimizi Türkiye ekonomisi ve ihracatının omurgası olarak tanımlayabiliriz. 2006’dan bu yana son 19 yılda 18 kez ihracat liderliğini elinde tutmuş bir sektör olarak 2025 yılı ihracat hedefimizi 39 milyar dolar olarak belirlemiştik ve Ocak-Temmuz döneminde yüzde 14,5 artış ile 24 milyar dolarlık ihracata imza attık. Mart ayında 3,5 milyar dolar, Nisan ayında da 3,1 milyar dolar ve Haziran ayında 3,4 milyar dolar ve Temmuz ayında 3,8 milyar dolar ile aylık bazda yüksek ihracat rakamlarına ulaştık. Mayıs ayında ise yaklaşık 4 milyar dolar ile aylık bazda bugüne kadarki en yüksek ihracata imza attık. Yeni modellerin etkisi ile ana sanayinde çift haneli ihracat artışı devam ediyor. Özellikle ticari araçlar ihracatımızda artış oranları çok yüksek. Tedarik sanayinde ise özellikle aftermarket özelinde önemli artışlar yakaladık. Dolayısıyla ilk yedi aylık dönemde ihracatımız hedeflerimiz doğrultusunda ilerliyor.
Tedarik endüstrisi ihracatı 2025 yılı Ocak-Temmuz döneminde geçen yıla göre yüzde 7 artarak 9 milyar 41 milyon dolar olarak gerçekleşti. Tedarik endüstrisinin tüm otomotiv ihracatından aldığı pay yüzde 38 oldu. Ocak – Temmuz döneminde binek otomobiller ihracatı yüzde 11, eşya taşımaya mahsus motorlu taşıtlar ihracatı yüzde 15, otobüs minibüs midibüs ihracatı yüzde 25, çekici ihracatı yüzde 95 artış gösterdi. 2025 yılı Ocak-Temmuz döneminde Türkiye Otomotiv İhracatında Almanya 3 milyar 836 milyon dolar ile ilk sırada yer alıyor.
Ocak-Temmuz 2025 döneminde Almanya’ya yüzde 37, Fransa’ya yüzde 14, Birleşik Krallık’a yüzde 4, İspanya’ya yüzde 39, Slovenya’ya yüzde 54, Polonya’ya yüzde 12, Belçika’ya yüzde 36, Romanya’ya yüzde 43, ABD’ye yüzde 5 ihracat artışı gerçekleşti. Bu dönemde, Bağımsız Devletler Topluluğu Ülkelerinde yüzde 35, Ortadoğu Ülkelerinde yüzde 39 ihracat düşüşü yaşandı.
Avrupa pazarı bu rakamlarda önemli bir yer tutuyor. Bölgeye yönelik hedefler neler?
2025 yılı Ocak-Temmuz döneminde AB ülkeleri yüzde 72,4 pay ve 17 milyar 240 milyon dolar ihracat ile otomotiv ihracatımızda en önemli pazar konumunu korudu. Avrupa pazarı, en rekabetçi olduğumuz pazar. Bu pazarın bizim için ayrı bir yeri var. Hem coğrafi yakınlık, hem oturmuş ve gelişen ilişkiler ihracatta avantajlı olmamızı sağlıyor. Başta Almanya, Fransa, İspanya ve İtalya gibi Avrupa Birliği ülkelerinin yanı sıra Birleşik Krallık gibi gelişmiş pazarlar Türk otomotiv sektörünün en rekabetçi olduğu pazarlar arasında yer alıyor. Bu ülkeler güçlü üretim altyapımız, kaliteli iş gücümüz ve lojistik avantajlarımızla Türkiye’yi tercih etmeye devam ediyor.
Çinli üreticilerin Türkiye’de üretim yapmak için gelmesi sektöre nasıl yansıyor?
Türkiye, artık sadece bir üretici ülke değil, küresel otomotiv tedarik zincirinin kritik bir halkası haline gelmiş durumda. Dünya çapında faaliyet gösteren birçok markanın üretim üssü konumuna gelmemiz, bu alandaki güvenilirliğimizin ve esnekliğimizin bir göstergesi. Özellikle elektrikli araçlar ve ileri teknolojiye dayalı üretim alanlarında yaptığımız yatırımlar, sektördeki rekabetçiliğimizi ciddi şekilde artırdı. Tedarik zinciri krizlerinin yoğunlaştığı bu dönemde, Türk otomotiv sanayisi güçlü altyapısı, hızlı adaptasyon yeteneği ve çevik üretim kabiliyetiyle küresel düzeyde öne çıkan bir oyuncu haline geldi. Müşteri odaklı ve esnek üretim anlayışımız, hızla değişen küresel taleplere uyum sağlama becerimizi sürekli geliştiriyor. Türkiye’nin bu alandaki başarısının temelinde, yıllar içinde oluşan sağlam bir sanayi ekosistemi ve yeniliğe açık bir vizyon yatıyor. Elektrikli araç üretimine yönelik stratejik adımlarımız ve dünya çapındaki markalarla kurduğumuz güçlü iş birlikleri, ülkemizin otomotiv ihracatındaki rekabet gücünü daha da pekiştiriyor.
Elektrikli araçlar başta olmak üzere sektör büyük bir dönüşümden geçiyor. Türk otomotiv sanayi bu sürece nasıl uyum sağlıyor?
Dünya otomotiv endüstrisi, ezber bozan bir dönüşüm sürecinden geçiyor. Elektrikli araçlar, otonom sürüş sistemleri, batarya teknolojileri ve sürdürülebilirlik gibi başlıklar, artık sadece trend değil, sektörün yeni normları haline geldi. Bu süreçte sadece üretim yapan değil, teknoloji geliştiren ülkeler öne çıkacak. Türkiye otomotiv sektörü olarak bu büyük dönüşümü yakından takip ediyor, hatta birçok alanda proaktifadımlar atıyoruz. Avrupa Birliği’nin Yeşil Mutabakatı, çevre dostu ve sürdürülebilir üretimi bir tercihten çıkarıp zorunluluk haline getirdi. Biz de bu doğrultuda elektrikli araç üretimine yönelik yatırımlarımızı hızlandırıyor, karbon emisyonlarını azaltan teknolojilere odaklanıyoruz. OİB olarak, otomotiv endüstrisinde yaşanan değişimleri yakından takip ediyor, bu doğrultuda sektöre yön veren ve destekleyen projeler geliştiriyoruz.