 
                    
                Dijitalleşme ve sürdürülebilir mobilite talepleri önemli ölçüde artarken günlük hayatımızda kullandığımız cihazların çoğunda yer alan çip ve yarı iletkenlerin üretimi, küresel güç dengelerinde en çok tartışılan konular arasında yer almaya başladı.
Çiplerin kullanım alanı, akıllı telefonlar, çeşitli iletişim cihazları, bilgisayarlar, otomobiller, oyun konsolları, güneş enerji sistemleri ve akıllı ev cihazlarının yanı sıra savunma sanayi, uzay ve havacılık için üretilen birçok parçaya kadar farklı alanlarda günden güne artıyor.
Tekrar ortaya çıkan küresel çip kıtlığının arkasında ne var?
Günümüzde, küresel yarı iletken kıtlığı bitti derken, Hollanda hükümetinin 30 Eylül itibarıyla Çinli bilgisayar çipi üreticisinin kontrolünü, olası bir teknoloji transferi endişesiyle ele geçirdiğini duyurması dikkat çekti. Şirket çiplerinin çoğunu Avrupa’da üretip, daha sonra Çin’de paketliyordu. Şirketin operasyonlarının her iki tarafı da alternatif ortakları hızla bulamayacak gibi görünüyor. Müşterilerin stoklarının ne kadar süre dayanacağı ise henüz belli değil.
KOVID-19 salgını döneminde, işgücü zorlukları ve jeopolitik belirsizlikler dâhil olmak üzere uzun vadeli etkileri kıtlığı körüklemiş, küresel tedarik zincirinin her halkası aşırı derecede kesintiye uğramıştı. O dönemde fabrikaların kapanmasıyla birlikte tüm emtialarda üretim düşerken, tüketici taleplerinde yaşanan hızlı artış ve harcamalar, küresel ekonomide yarı iletkenlere olağanüstü bir ihtiyaç doğurmuştu. Küresel yarı iletken üretim kapasitesinin yüzde 28’ini kontrol eden dünyanın en büyük çip üreticisi bile kıtlık yaşarken, büyük üreticiler çip üretimini hızlandırmak için yeni fabrikaların inşasına milyarlarca dolar yatırım yapma kararı almıştı.
Yarı iletken kıtlığı Avrupa otomotiv sektörünü bir kez daha felç ediyor. Alman otomotiv devi, Wolfsburg ve Zwickau’daki üretimi durdurdu. Bu sorunların kısa sürede tüm sektörü etkileyeceği endişesi giderek artıyor. Çin, Hollanda ve Amerika Birleşik Devletleri arasında çip üreticisi konusunda yaşanan anlaşmazlık, Avrupa tedarik zincirlerinin kalbine isabet etti.
Üretimin durması, otomotiv endüstrisinin önemli bir yarı iletken tedarikçisi olan bu şirketin çip tedarikindeki ani kesintiden kaynaklanıyor. Bu küçük bileşenler, araçlardaki temel güvenlik ve kontrol sistemlerinin çalışması için hayati önem taşıyor.
Kriz, Hollanda hükümetinin çip üreticisi olan şirketin kontrolünü ele geçirmesinin ardından patlak verdi. Bu süreçte şirketin Çinli ana şirketi Wingtech’e teknoloji transferi konusundaki endişeler dile getirildi. Buna karşılık Çin, belirli yarı iletken bileşenlere ihracat yasağı getirerek Avrupa genelindeki tedarik zincirlerini anında durdurdu. Bu gerçek zamanlı jeopolitiğin endüstriyi nasıl doğrudan etkileyebileceğinin ders kitabı örneği olarak nitelendiriliyor.
Geçmişe bakış: 1995-2014 ve sonrasında değişen
küresel denge Kağıdın icadının Çin’den Avrupa’ya yayılması yaklaşık 1000 yıl sürdü. Günümüzde ise küreselleşme sayesinde bilgi ve teknolojinin sınırlar ötesine yayılmasının yoğunlaştığını görüyoruz. 1995–2014 yılları arasında Amerika Birleşik Devletleri, Japonya, Almanya, Fransa ve Birleşik Krallık (G5) dünya çapında patentli tüm yeniliklerin dörtte üçünü üretiyordu. Sonrasında özellikle Çin ve Kore gibi büyük ülkeler küresel bilgi birikimine önemli katkılarda bulunmaya başlayarak birçok sektörde ilk beş lider arasına girdi.
1995’te ABD, Avrupa ve Japonya küresel patent alıntılarına hakimken, Çin ve Kore (birlikte “diğer Asya” olarak gösterilmektedir) patent alıntılarıyla ölçülen küresel bilgi stokunu giderek daha fazla kullanmaya başladı.
Uluslararası hükümetler de çip kapasitesini artırma çabalarına katıldı
Geçmiş dönemde ABD, Asya’daki fason üretime aşırı bağımlı olmanın doğurabileceği olumsuz sonuçlara karşı hem ABD’li hem Asyalı yüksek teknoloji şirketlerine ülke içinde üretim tesisleri açmaları için çağrı yapmıştı. Bunun bir yansıması olarak da Tayvan’ın en büyük çip üreticisi, Arizona’da, Mayıs 2020’de toplam değeri 65 milyar dolar olan üç fabrika inşa etme planlarıyla katkıda bulundu. Asya’da oluşan denge değişiminin dünya otomotiv endüstrisi üzerinde büyük bir zincirleme etkisi olurken, ABD’de 2022’de çip üretimine 280 milyar dolarlık teşvik tasarısı onaylanmıştı. Yarı iletken üretimi için yaklaşık 52 milyar dolarlık desteğin yanı sıra fabrika kurulumunu teşvik etmek için dört yıllığına yüzde 25’lik vergi indirimi sunulmuştu. İlk yarı iletken üretim tesisi, Ağustos 2022’de Amerika için Yarı İletkenler (CHIPS) Üretmek İçin Yararlı Teşvikler Oluşturma Yasası’nın kabul edilmesiyle birlikte devreye alındı. Bu yasanın ardından yatırımlar hızla artmış ve yeni çip üretim projelerini finanse etmek için 52 milyar dolarlık kaynak sağlanmıştı. O dönem CHIPS Yasası’nın kabulü ve ardından yapılanma için 200 milyar dolardan fazla yatırım açıklanırken, 16 eyalette 40’tan fazla proje hayata geçti. Ülkeler, artan teknoloji ihtiyacıyla savunma ve havacılık endüstrisi için yüksek teknoloji bileşenlerinin üretimini de kendi ülkelerine geri çekmek için yıllardır yoğun bir çaba harcıyor.
AB Komisyonu, Avrupa’nın küresel çip üretimindeki payını 2030 yılına kadar yüzde 10’dan yüzde 20’ye yükseltmeyi hedefleyen Avrupa Çip Yasası kapsamında, çip endüstrisini 43 milyar euroluk kamu fonlarıyla destekleyecek bir paketi açıkladı ve Almanya’nın kuzeydoğusunda bir çip fabrikası kuruldu. Asya’da ise Güney Kore kendi endüstrisine 450 milyar dolar, Japonya ise iki özel şirketle yeni bir fabrika yatırımı için destek planını açıkladı.
Çin etkisi
“Made in China 2025” (MIC 2025) stratejisi, Çin’in yüksek teknoloji endüstrilerinde küresel bir güç haline gelmesini, yabancı teknolojiye bağımlılığını azaltmasını hem yerel hem de küresel olarak rekabet edebilen Çinli şirketler yaratmak için kendi inovasyonlarına büyük yatırımlar yapma imkanı veriyor.
Çin, yeni büyüme kaynakları elde etme fırsatından yararlanarak, sanayileşmiş ülkelerle aynı çizgiye gelmek için üretim kapasitelerini artırmaya çalışıyor. Otomotiv endüstrisi çip kıtlığından en çok etkilenen sektörlerden biri olurken, 2018’den itibaren hızla artan otomotiv, beyaz eşya ve akıllı telefon talebi, pandemiyle birlikte daha da büyüyen bir arz sorunu yarattı.
2021-2022’de otomotiv fabrikaları, parça eksiklikleri nedeniyle üretimi kısmak, hatta geçici olarak durdurmak zorunda kaldı. Artan elektrikli araç talebi de çip arzı üzerindeki baskıyı artırdı. Otomobil endüstrisinin çip talebi toplam talebin yaklaşık yüzde 20’sini oluştururken, ortalama bir otomobilde binden fazla mikroişlemci kullanılıyor. Bununla birlikte, elektrikli araçlarda bu sayı iki katına kadar çıkıyor.
Ülkelerin yarı iletken üretim kapasitesinin güçlendirilmesinde adımları
Global otomotiv üreticileri, Hollanda ile Çin arasındaki çip üreticisi konusundaki çekişmenin otomobil fabrikalarını sekteye uğratabileceğini söylüyor. Avrupa ve Japonya’daki otomobil şirketleri, Hollanda ile Çin arasında yaşanan bu çekişme sebebiyle çip tedarikinin aksaması durumunda üretimin ciddi biçimde etkilenebileceğini belirtiyor. Çinli çip üreticisinin kontrolünü ele geçirme kararı, Çin’in nadir toprak elementleri ihracatına getirdiği son kısıtlamalar nedeniyle mıknatıs gibi ürünlerde potansiyel kıtlıkla karşı karşıya olan otomobil endüstrisinde önemli etki yarattı. Lahey, o dönemde Avrupa’nın yarı iletken tedarikini güvence altına almak ve şirketin fiili kontrolünü ele geçirmek için Soğuk Savaş döneminden kalma bir yasayı devreye soktuğunu açıklamıştı.
Japonya Otomobil Üreticileri Birliği (JDA) son gelişmelerle çiplerin tedarikinde sıkıntı olabileceğini ve bunun üretimi aksatabileceğini söylerken, çipler, elektronik kontrol ünitelerinde kullanılan önemli parçalar olması sebebiyle, küresel üretimi üzerinde ciddi etkisi olması bekleniyor. Alman otomobil ticaret birliği VDA da, hâlihazırda Çinli elektrikli araç üreticilerinin sert rekabetiyle mücadele eden bir sektör için ciddi sonuçlar doğuracağı konusunda uyarıyor. Çip teslimatlarındaki kesintiler kısa vadede çözülemezse, durum yakında önemli üretim kısıtlamalarına, hatta üretimin durmasına yol açabilir.
Önümüzdeki yıllarda nesnelerin interneti, 5G ve özellikle otomotiv endüstrisinin elektrifikasyonu sürecinde, çip kıtlığı, IoT modüllerinin uygulanmasını ve elektrikli araç projelerini de yavaşlatıyor olacak.
Bugün artan hammadde sıkıntıları ve jeopolitik gerilimlerin neden olabileceği muhtemel yarı iletken tedarik sorunları doğrultusunda, uluslararası emtia piyasalarında ve lojistik zincirlerinde olumsuz etkilere yol açabilir. Söz konusu olumsuz etki, otomotiv sektöründeki değişimi ve oluşacak ekosistemi yavaşlatacak gibi görünüyor. Ancak bu durum yeni oluşumların ve fırsatların da yolunu açabilir. Otomotiv sektörünün bu ekosistemdeki değişim için ayırdığı 500 milyar dolar da sürecin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.
 
                             
                             
                             
                             
                             
                             
                             
                             
                             
                             
                             
                             
                             
                            