Businessweek
Bloomberg Businessweek Türkiye dijital dergisine aboneliğiniz boyunca tam erişim sağlayabilirsiniz. Abone Ol

İş Dünyası

Geleceğe Miras: Suyun Sürdürülebilirliğinin Önemi ve Otomotiv
Otomobil üreticileri, su tasarrufu sağlayan teknolojileri benimseyerek ekolojik ayak izlerini en aza indirmeye çalışıyor.
  • 31 Ocak 2024 14:59
  • Koray Öztopçu
Geleceğe Miras: Suyun Sürdürülebilirliğinin Önemi ve Otomotiv

Su, dünyamız ve gelecek nesillerimiz için çok önemli, doğal, sınırlı ve yeri doldurulamaz bir kaynak. Suyun sürdürülebilirliği gelecekteki dünyayı, çevreyi, ekolojik sistemi korurken, sosyal ve ekonomik kalkınma açısından hayati öneme sahiptir.


İklim değişikliği, kuraklık ve küresel ısınma arttıkça dünyada suya erişilebilirlik ciddi şekilde etkileniyor. Diğer taraftan yer altı sularımızın kirlenmesi de dünyamızdaki tüm canlıların yaşamını tehdit ediyor.


Su, küresel sağlığı ve üretkenliği iyileştirmenin anahtarıdır. Bu da suyun sürdürülebilirliğini sağlamanın ne kadar önemli olduğu anlamına geliyor.


Suyun sürdürülebilirliği nedir?


Suyun sürdürülebilirliği, tüketim, tarımsal süreçler ve biyolojik çeşitlilik için gelecek nesillere yakıt sağlamaya devam edebilecek temiz suyun bakımı ve mevcudiyeti anlamına gelir. Aralık 2016’da Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 10 yıl boyunca suya daha fazla odaklanılmasına yardımcı olmak amacıyla “Uluslararası Eylem 10 Yılı (2018-2028) - Sürdürülebilir Kalkınma İçin Su” kararını oybirliğiyle kabul etti.


BM ve DSÖ’ye göre dünya nüfusu 8 milyar insanı geçti. Küresel ölçekte, sürdürülebilir suya sahip olmak, gezegendeki her insana, yaşamı sürdürmek için gerekli olan günlük minimum 20 ila 50 litre suya uygun erişim sağlamak olarak tanımlanıyor. Dünya nüfusunun yüzde 40’ı, yaklaşık 2,2 milyar insan ise hijyenik olarak arıtılmış veya temiz güvenli suya ulaşamıyor. (WHO/UNICEF, 2023) Sanayileşme suyun sürdürülebilirliği için bir tehdit Sanayileşme özellikle gelişmiş ülkelerde su talebinin yüzde 20’sini oluşturuyor.


Küreselleşme ve sanayileşmenin faydalarının su ve diğer doğal kaynaklar üzerinde sürdürülemez etkiler yaratmaması en önemli uğraşlarımızdan biri olmak zorunda. Dünyanın yarısından fazlası hâlihazırda kentsel alanlarda yaşıyor. 2050 yılına gelindiğinde 9 milyarlık dünya nüfusunun üçte ikisinden fazlasının şehirlerde yaşaması bekleniyor. Küresel su talebinin 2050 yılına kadar yüzde 55 oranında artacağı öngörülüyor. 2025 yılına kadar dünya nüfusunun üçte ikisinin su sıkıntısı çeken ülkelerde yaşaması beklenirken, 2050 yılına gelindiğinde tahminen altı milyar insan iklim değişikliği, kirlilik ve giderek sürdürülemez hale gelen tüketim ve üretim nedeniyle su kıtlığıyla karşı karşıya kalacak.


Dünya nüfusunun yaklaşık yarısı yılın en azından bir bölümünde ciddi su kıtlığı yaşıyor (IPCC, 2022). Son 50 yılda suyla ilgili afetler listesinin başında yer alıyor ve doğal afetlerle bağlantılı tüm ölümlerin yüzde 70’inden sorumlu (Dünya Bankası, 2022) olduğu görülüyor.


Bazı tahminlere göre atık suyun yüzde 80’den fazlası arıtılmadan deşarj ediliyor. Son 30 yılda sel, kuraklık ve fırtınalar 4,2 milyar insanı etkilemiş (afetlerden etkilenen tüm insanların yüzde 95’i) ve 1,3 trilyon dolar tutarında hasara (tüm hasarın yüzde 63’ü) neden olmuş.


Otomobil üreticilerinin suyu korumak için attığı adımlar


Son istatistiklere göre küresel otomotiv endüstrisi, yıllar geçtikçe su tüketimini sürekli olarak artırıyor. Dünya genelinde otomotiv imalat sektörünün yaklaşık 39 milyar metreküp su tükettiği tahmin ediliyor.


Otomobil üreticileri, üretim süreçlerinde su tasarrufu sağlayan teknolojilerden, su geri dönüşüm sistemlerini uygulamaya kadar, su kıtlığı üzerindeki etkilerini azaltmak ve üretim süreçlerinde su kullanımını en aza indirmek için yenilikçi teknolojilere yatırım yapıyor. Boyahanelerde susuz veya suyu azaltılmış sistemlerin benimsenmesi gibi ileri teknolojiler su israfını etkili bir şekilde azaltmaya odaklanma adımı olarak yer alıyor.


Otomotiv üretimi, soğutma, durulama ve temizleme gibi su gerektiren çeşitli işlemleri içerir. Su tasarrufu sağlamak için otomobil üreticileri, kullanılmış suyu arıtarak yeniden kullanıma uygun hale getiren gelişmiş su geri dönüşüm sistemleri uyguluyor. Bu yaklaşım hem su tüketimini azaltmaya yardımcı oluyor hem de atık suyun çevreye deşarjını en aza indiriyor.


Otomotiv sektöründe su kullanımında devrim yaratmak Su Geri Dönüşümü, Susuz Temizleme Teknolojileri ve Su-Akıllı Üretim Tesisleri ile otomobil üreticileri, yağmur suyu toplama, su tasarruflu sıhhi tesisat armatürleri ve optimize edilmiş soğutma sistemleri dahil olmak üzere su tasarrufu önlemlerini içerecek şekilde üretim tesislerini yeniden tasarlıyor.


Otomotiv endüstrisinde sürdürülebilirliği ileriye taşımak, su tüketimini azaltmaya yönelik ortak çabalarla kuvvetleniyor. Otomobil üreticileri, geri dönüşüm sistemleri ve susuz temizleme yöntemleri gibi su tasarrufu sağlayan teknolojileri benimseyerek ekolojik ayak izlerini de en aza indirmeye uğraşıyor. Otomotiv endüstrisi sürdürülebilirliğe öncelik vermeye devam ederken, diğer farklı sanayilerin ve paydaşların su tüketimini daha da azaltmak için işbirliği yapması ve en iyi uygulamaları paylaşması hayati önem taşıyor. Endüstriler birlikte çalışarak çevreye daha duyarlı ve verimli bir gelecek tesisi için geçişi hızlandırabilir.


Dergi Erişimi
Dergi içeriklerini okumak için Bloomberg Businessweek Türkiye dijital dergisine abone olmanız gerekmektedir.Abone değilseniz abonelik satın alarak tüm dergi içeriklerine sınırsız erişim sağlayabilirsiniz
Abone Ol
Kritik Hammaddelerin Jeopolitiği ve Türkiye İçin Yüksek Strateji
Kritik Hammaddelerin Jeopolitiği ve Türkiye İçin Yüksek Strateji
Kıymetli madenlere duyulan ihtiyaç arttıkça teknoloji geliştiricisi ülkeler arasındaki rekabet kızışıyor.
İnfografik | Yapay Zeka İstihdamda Devrim mi, Tehdit mi?
İnfografik | Yapay Zeka İstihdamda Devrim mi, Tehdit mi?
Dünyada yapay zekanın ilerleyişi hem heyecan hem de endişe yaratıyor
Dijital Dönüşümdeki Büyük Adım: Merkez Bankası Dijital Parası
Dijital Dönüşümdeki Büyük Adım: Merkez Bankası Dijital Parası
Merkez bankalarının dijital dönüşüme ayak uydurma çalışmaları olan CBDC’ler yavaş ve temkinli adımlarla ilerliyor.
Faizin Zirvesi Enflasyonu Eritir mi?
Faizin Zirvesi Enflasyonu Eritir mi?
Türkiye, tarihinin en yüksek oranlı faiz artırım döngüsünün sonuna geldi. Merkez Bankası politika faizini 36.5 puanlık artışla yüzde 45’e çıkararak yedi aylık faiz artırım döngüsünü tamamladı. Para politikasında atılan adımların makro etkileri, 6 ile 8 ay gecikmeli olarak kendini gösteriyor. Peki artırımlar şu ana kadar piyasa bazlı hangi parametreyi ne kadar etkiledi? İşte regülasyonlarla da desteklenen “artırım döngüsünün” etki bilançosu...
Yeni yıl, Yeni Zuck
Yeni yıl, Yeni Zuck
Meta 20 yaşına giriyor ve kurucusu yapay zekâ ile elde edeceği başarının (m)ehtaverse üzerine yaptığı bahsi dengeleyeceğini umuyor.
Bitcoin Çılgınlığı Geri Döndü, Peki Bu Hikaye Ne Kadar Sağlam?
Bitcoin Çılgınlığı Geri Döndü, Peki Bu Hikaye Ne Kadar Sağlam?
Sam Bankman-Fried’ın tutuklanmasından bu yana kripto yükselişe geçti. Ve tabii, ETF’ler Bitcoin satın almayı her zamankinden daha kolay hale getirdi. Ancak alıcıların dikkat etmesi gereken konu, temel senaryo aynı kalmaya devam ediyor.
Davos’tan Mesaj Var: Ekonomi ve Toplum İçin İtici Bir Güç!
Davos’tan Mesaj Var: Ekonomi ve Toplum İçin İtici Bir Güç!
Yapay zeka, iş dünyası ve ekonomi için sadece bir itici güç değil, aynı zamanda sürdürülebilir bir geleceğin anahtarı olabilir
Kaplandan Ejderha Olur mu?
Kaplandan Ejderha Olur mu?
Asya’nın yükselen iki devi, Çin ve Hindistan, rekabetleriyle, stratejileriyle, birbirlerine uygulayacakları politikalarda gelecek yılların belki de en çok gündemimizi işgal eden konuları arasında olacak. Çin, şimdilik dünyanın en büyük üretim merkezi olmayı sürdürüyor ancak yaşlanan nüfus ve artan işgücü maliyetleri, Çin'in konumunun tehdit altında olup olmadığı konusunda sorularını sık sık gündeme getiriyor.
Şarj İstasyonlarında “Gerilim” Artıyor
Şarj İstasyonlarında “Gerilim” Artıyor
Elektrikli araçlar tüm dünyada hızla yaygınlık kazanırken yoğun saatlerde yeni oyuncaklarını şarj etmek isteyenleri sert bir rekabet bekliyor. Şarj istasyonu sayıları, elektrikli araçlar kadar hızlı artmazsa gerilim daha da artabilir.
33 bin Doları Olan “Nitelikli”
33 bin Doları Olan “Nitelikli”
Borsada bilgi düzeyi daha düşük olan yeni yatırımcıları korumak için getirilen nitelikli yatırımcı ve uygunluk-yerindelik testleri işlevlerini kaybetmiş görünüyor. Düzenlemelerin çıktığı tarihlerde belirlenen parasal sınırların hiç güncellenmemesi borsadaki yatırımcıların çoğunu “nitelikli” hale getirdi.
2024’ün Kazandıran Fon Teması Ne Olur?
2024’ün Kazandıran Fon Teması Ne Olur?
Getiri arayışı son dönemde yatırımcıları hisse senetlerinden ziyade risk algısına göre farklı alternatifler sunan yatırım fonlarına yönlendirdi. Son bir senede yatırım fonlarında öne çıkan tema hisse senedi olurken bu sene piyasa aktörlerinin beklentisi değişiyor. Yükselen faizlerle sabit getirili varlıklar ön plana çıkıyor. Yıl boyunca fon performanslarında ise belirleyici katalizör yurt içinde ekonomik politikalar, yurt dışında ise Fed olacak gibi görünüyor.
Türkiye’nin Yatırım Fonları Rehberi
Türkiye’nin Yatırım Fonları Rehberi
Fon performansları ışığında fon tercihlerine dair önemli bilgiler
Enflasyonla Mücadelenin Hızı Yetersiz
Enflasyonla Mücadelenin Hızı Yetersiz
Enflasyonla mücadelenin hakkını vermek istiyorsak tüm iktisadi politikalarımızın birbirini tamamlayıcı, zamanlaması doğru ve tutarlı olması gerekiyor
Emeklinin Alım Gücüyle İmtihanı 2008’den Sonra Derinleşti
Emeklinin Alım Gücüyle İmtihanı 2008’den Sonra Derinleşti
SSK ve Bağkur emeklisi zam oranının yüzde 49,25’e çıkarılması ile birlikte memur emeklisiyle aradaki farkı kapattı. Zamla ortalama SSK emekli maaşı 11 bin 800 liraya yükseldi ancak alım gücünü tırpanlayan gelişme 2008’de aylık bağlama oranının yüzde 33’e düşürülmesi oldu. 2008’de asgari ücretin yüzde 40 üzerinde olan ortalama emekli maaşı son zammın ardından yüzde 31 altında kalırken 16 milyon emeklinin yaklaşık 7 milyonu kök aylık sınırı nedeniyle yüzde 33 zam aldı
Yapılandırma mı? Konkordato mu?
Yapılandırma mı? Konkordato mu?
Şirketler ve yöneticiler açısından konkordato ya da finansal yeniden yapılandırma arasında yapılacak tercih zor bir karar içeriyor. Ancak deneyimler, FYY yerine konkordatoyu tercih eden şirketlerin yaşamını sürdürmekte daha çok zorlandığını gösteriyor.
Profesörün Bile Geçinemediği Ülke...
Profesörün Bile Geçinemediği Ülke...
Bloomberg HT Genel Yayın Yönetmeni Açıl Sezen yazdı;