Otomotivde Çin’in yükselişi
Çin, artık dünyanın en büyük pazarı ve aynı zamanda küresel otomotiv sektöründe son teknolojiyle Ar-Ge merkezi haline geldi. Çin Otomobil Üreticileri Birliği’nin (CAAM) 2025 Ocak ayında yayınladığı verilere göre, 2024 yılında toplam 31,28 milyon araç üretti ve 31,44 milyon araç sattı. İhracatı ise yüzde 19,7 artışla 4,96 milyon adede yükseldi. Çin’de satılan tüm araçların üçte birinden fazlasını artık elektrikli araçlar oluşturuyor, yüzde 80’i Çinli şirketlerin kontrolünde bulunuyor. Dünya genelindeki elektrikli araçların yüzde 60’ından fazlası ve elektrikli araç bataryalarının yüzde 70’i Çin’de üretiliyor.
Elektrikli araçlarda üretim adeti arttı, pazar büyüdü
Tahminlere göre, 2025 yılında dünya çapında 15 milyon elektrikli araç satılacak ve pazar payında yüzde 13,2’den yüzde 16,7’ye bir artış olacak. 2025’te elektrikli ve şarjlı hibrit araç satışlarının (BEV+PHEV) tüm dünyada yüzde 17 artarak 20 milyon adedi aşması bekleniyor.
Çin, yüzde 64 pay ile dünyanın en büyük elektrikli araç pazarı olarak öne çıkarken, 2025’te artışın yüzde 17’inin üstünde olması bekleniyor. (2024’te 11 milyon adetti) Amerika’da 2025’te elektrikli araç satışlarının yüzde 16 artarak 2,1 milyona ulaşacağı öngörülüyor. 2024’te yüzde 9 büyüyerek 1,8 milyon adet olarak gerçekleşti.
Otomotivde tüketici beklentileri yeniden şekilleniyor
Bütün bu dönüşümle beraber artık Z kuşağı ile marka sadakati oluşturmak daha da önemli hale geldi. Üreticiler artık sadece araç içi teknolojilere değil, kullanıcıların yaşam evrelerine uygun çözümler sunmaya odaklanıyor. Z kuşağının iş hayatına adım atması, aile kurması ya da uzun vadeli kararlar almasıyla birlikte beklenti ve ihtiyaçları da dönüşüm gösteriyor.
E-Otonom akıllı ve bağlantılı araç pazarı büyüdü
2030’da satılan binek otomobillerin yüzde 20’si otonom teknolojilerini içeriyor olacak ve 2035’e kadar bu oranın yüzde 57’ye ulaşması bekleniyor. Pazar, 2030 ile 2040 arasında her yıl yaklaşık yüzde 40 büyüyecek. Üreticiler, 2035 yılına kadar, otonom sürüşün 400 milyar dolar seviyesinde bir gelir sağlayabileceğini açıklıyor. Pazarın, 2030 ile 2040 arasında her yıl yaklaşık yüzde 40 büyümesi ve yaklaşık 1,7 trilyon dolarlık bir toplam değer havuzuna katkıda bulunması bekleniyor.
Deniz İpek Yolunda taşıma, Çin’in başarısı: Lojistik önem kazandı
İpekten çok daha fazlasını taşıyan Deniz İpek Yolu, farklı bölgeler arasında zengin bir ticaret çeşitliliği yarattı. Deniz İpek Yolu taşımacılığını değer zinciri Çin otomotiv endüstrisi açısından da çok önemli oldu. 2025 yılında otomobil ihracatı ve lojistik, Çinli otomobil üreticilerinin başarısıyla öne çıkarken; Çin başta olmak üzere bazı ülkelerden elektrikli araç ihracatındaki hızlı artış, bu araçların taşınma biçimini ve dünya genelinde nasıl sevk edildiklerini de dönüştürdü.
Elektrikli ve bağlantılı araçlarda siber güvenlik gündemi
Küresel bağlantılı otomobil pazarının büyüklüğü 2023 yılında 80,87 milyar dolar olarak değerlendirildi. Bu büyüklüğün 2024’te 95,14 milyar dolara ulaşması, 2032 yılına kadar ise 386,82 milyar dolar çıkması öngörülüyor. Bu süreçte tahminen, yüzde 19,2’lik bir bileşik yıllık büyüme oranı bekleniyor. 2023 yılı verilerine göre, Asya-Pasifik yüzde 42,92’lik pazar payıyla bağlantılı otomobil endüstrisine hâkim duruma geldi.
Tarife değişimleri üretimde yerelleşmeyi öne çıkardı
ABD’nin tarifeleri, otomotiv ekosistemini değiştirirken, otomobil üretiminin yeniden yerelleştirilmesinin de bu tarifelerin yarattığı etkiyle hız kazanması ön görülüyor. ABD’nin farklı ülkelere ek tarife uygulamasını yürütme kararının arkasında, üretimdeki sübvansiyonlar ve agresif endüstriyel politikalarla desteklenen yabancı otomotiv endüstrilerinin önemli ölçüde büyümesi yatıyor. Buna karşın, ABD’de satılan araçların yaklaşık yarısının ülke içinde üretildiği görülüyor.
Otomotivde Avrupa’nın endişeleri yükseliyor
AB, ticaret tarifelerine ilişkin yapıcı bir çözüm bulunmasından yana açıklamalar yaparken; Avrupa otomotiv endüstrisi ise Kuzey Amerika’da araç ve parça üreten Avrupalı firmalar dâhil olmak üzere, bu durumun hem üreticiler hem de tedarikçiler üzerindeki olası etkilerine dikkat çekiyor.
Avrupa Otomobil Üreticileri Derneği (ACEA) verilerine göre, Avrupa otomobil üreticileri 2024 yılında 38,9 milyar euro (43,3 milyar dolar) değerinde 757 bin 654 yeni aracı ABD’ye ih-raç etti. Bu rakam, AB’nin ABD’den ithal ettiği 7,8 milyar euro değerindeki 169 bin 152 yeni aracı büyük ölçüde gölgede bırakıyor.
Buna karşın ACEA, uluslararası otomobil üreticilerinin ABD’de yılda yaklaşık 4,9 milyon araç ürettiğini, bunun toplam üretimin yüzde 48’ine denk geldiğini belirtiyor. Avrupa mer-kezli firmaların yaklaşık 830 bin araçtan sorumlu olduğu, ABD yapımı araçların ise yüzde 50 ila yüzde 60’ının ihraç edildiği ifade ediliyor.
Otomotivde kıtalararası değişim
Avrupa otomotiv tedarikçileri ve parça üreticileri hem doğrudan otomobil tarifelerinden hem de alüminyum ve çelik bileşenlere uygulanan tarifelerden iki kat daha fazla etkileni- yor. Daha önce Çin’in Avrupa’ya yaptığı ithalatın iki katına çıkmasıyla oluşan negatif tica-ret dengesini telafi etmek isteyen AB tedarikçi endüstrisi, ABD ile olan ticaretini artırdı. Bu da sektörü tarifelere karşı özellikle savunmasız hale getirdi. Son beş yılda ABD’ye yapılan yıllık 8,7 milyar euro değerindeki otomotiv bileşeni ihracatı, Avrupa tedarikçileri için 7 milyar euroluk küresel ticaret fazlası yaratılmasına katkı sağladı.
ABD’nin ithal otomobillere uyguladığı yüzde 25’lik tarifelerin yürürlüğe girmesi, küresel otomobil üreticilerini istihdam planlamalarından sevkiyatların durdurulmasına, fiyat artışlarının ertelenmesinden üretim planlarının yeniden kurgulanmasına kadar pek çok alanda kritik adımlar atmaya zorlayabilir. Sonuç olarak, küresel ölçekte bu tarifelerin otomobil fiyatlarının artmasına yol açması bekleniyor. Karşılıklı tarifelerin otomotiv endüstrisine doğrudan etkisi sınırlı olsa da, küresel ekonomi üzerindeki yansımalarının ciddi olacağı öngörülüyor.
Tarifeler sonrası küresel otomotivde yeni destek ve rekabet dengeleri
ABD, kıtanın otomobil endüstrisi için yaklaşan bir tehdit olan yüzde 25’lik bir ticaret tarifesiyle Avrupa’yı tehdit ederken; küresel sahnede Çin’den gelen rekabet de Avrupalı otomobil üreticilerinin stratejilerini zorlaştırıyor. Bugün Avrupa yollarında halihazırda 11 milyondan fazla elektrikli araç bulunuyor. Hindistan, yerel otomobil üreticilerinin bu kesintileri dört yıl erteleme taleplerini reddederek elektrikli otomobillere uygulanan ithalat tarifelerini düşürmeyi planlıyordu. Yeni Delhi, ABD ile bir ticaret anlaşmasının kapatılmasını önceliklendireceği konuşuluyordu.
Çin elektrikli araçlarına yönelik yeni ABD ve Avrupa tarifeleri Güney Koreli üreticiler için pazar fırsatları yarattı. Güney Kore elektrikli araç ihracatı Çin hacimlerinin gerisinde kalırken, üreticiler tasarım, performans, güvenlik ve şeffaflığa vurgu yaparak pazar payı kazanabilecek gibi gözüküyor. Bu nedenle, ABD’deki son düzenlemeler Güney Koreli üreticilere fayda sağlarken, Koreli üreticilerin başarısı, politika değişikliklerine uyum sağlamanın ötesinde teknolojik uzmanlıktan yararlanmaları ile artabilir.
Geçmişten gelen otomotiv üretim merkezi: Detroit
2024 yılında ABD’de satılan 16,1 milyon yeni hafif aracın yaklaşık 6,3 milyonu büyük ölçüde Meksika, Kanada, Avrupa Birliği, İngiltere, Japonya ve Kore’den ithal edildi. Bunların hepsi ABD’ye araç ihraç edilirken yüzde 25 gümrük vergisiyle karşı karşıya kaldı.
2024’te Detroit’in büyük üçlü üreticileri ABD’de yaklaşık 1,85 milyon ithal hafif araç satarken bu, toplam küresel satışlarının yüzde 13’ünü oluşturdu. Karşılaştırma yapmak gerekirse, en büyük üç Japon markası geçen yıl küresel olarak 17,9 milyon adet sattı. 1,53 milyonu ithal edilerek ABD pazarında satıldı ve bu da yüzde 9’a denk geliyor. Almanya’nın üç büyük otomobil üreticisinin ABD’de sattığı ithal otomobiller, bu üreticilerin dünya genelindeki toplam satışlarının yüzde 7’sine denk geliyor.
Yeni otomotiv üretim merkezi: Shenzhen
Otomotiv ekosisteminde, üretim merkezleri de değişiyor. Shenzhen modern zamanların Detroit’i oldu. 2024 rakamlarına göre şehir resmen “Çin’in bir numaralı otomobil şehri” haline geldi. Bugün dünyada Shenzhen’den daha fazla elektrikli araba ve hibritin üretildiği başka bir yer yok. 2024’ten bu yana Shenzhen, elektrikli arabalar gibi hibrit araçların üretimlerinde de ülkeye öncülük ediyor. Shenzhen’de geçen yıl 2,8 milyondan fazla araç üretildi. 2023’te bu sayı 1,8 milyon adetti.
Değişen otomotiv ekosistemi, artan üretim maliyetleri
Bataryalar, motorlar ve yarı iletkenler gibi ithal elektrikli araç bileşenlerine uygulanan gümrük vergilerinin, üreticilerin üretim maliyetlerini önemli ölçüde artırması bekleniyor. Elektrikli araç batarya pazarının, 2024’teki 91,93 milyar dolar seviyesinden 2035 yılına kadar yüzde 9,6 bileşik yıllık büyüme oranıyla 251,3 milyar dolarına ulaşması bekleniyor. Batarya ömrü ve yüksek yenileme maliyetleri konusundaki endişeler, pazar büyümesinin önündeki temel kısıtlayıcı faktörler olmaya devam ederken, pazar çok zorlayıcı değişkenlerle yönünü bulmaya çalışıyor.
Kritik mineraller otomotiv ekosisteminde dönüşümün anahtarı
Ülkelerin kritik mineraller potansiyeli ve bu kaynaklar üzerindeki kontrolü, yalnızca ülkenin ekonomik toparlanmasını ve egemenliğini değil, aynı zamanda dünyanın enerji güvenliğini de şekillendirecek. Bu dinamikler, kritik hammaddeleri elinde bulunduran ülkelerin gelecekte alacağı kararların “yeni yüzyıl ekonomisinin temeli” olan kritik mineraller etrafında şekillenmesini sağlayacak.
Modern dünyada kritik mineraller, bu kaynaklara sahip ülkeleri jeopolitik ve jeoekonomide giderek stratejik liderliğe taşıyor. Dünyadaki nadir toprak yataklarının yüzde 75’ini kontrol eden Çin’e olan bağımlılığını azaltmak isteyen ülkeler yeni arayışlara giriyor.
Avrupa’da strateji değişikliği
Avrupa Komisyonu, otomotiv sektörüne yönelik iklim hedeflerinde önemli bir revizyona gittiğini açıkladı. AB otomobil üreticilerinin, yasalarda daha önce belirlenen yüzde 100 yerine, 2035’ten itibaren CO2 emisyonlarında yüzde 90’lık bir azalmaya uymaları gerekeceğini duyurdu. Ayrıca Mart 2023’te kabul edilen ve içten yanmalı motorlu (ICE) araçlara yönelik toptan yasağı öngören düzenleme de yürürlükten kaldırdı. Bu kapsamda AB otomobil üreticileri, 2035 yılına kadar emisyonlarını yüzde 90 oranında azaltmakla yüklümü olacak.
2035 yılına ilişkin hedefler, Avrupa Birliği’nin 2050 yılına kadar iklim nötr olma vizyonunun temel yapı taşlarından biri olan Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında şekillendi. AB, 2022 yılında aldığı kararla, yeni içten yanmalı motorlu araçların satışını yasaklamayı stratejik bir hedef olarak belirledi.
2025 otomotiv endüstrisi için farklı bir dönüşümle beraber, birçok etkenin bir anda değiştiği ve üreticilerin farklı stratejileri uygulamaya mecbur kaldığı bir dönem olurken, 2026 daha farklı etkenlerle üretim adetleri ve global bakışı nasıl etkileyecek hep beraber göreceğiz.