Bir manşet… Sonra bir tıklama. Biraz kaydırma. Belki birkaç saniyelik dikkat… 2000’lerin başından itibaren dijital yayıncılığın en kutsal metriği olan “tıklama” (click), bugün adım adım anlamını yitiriyor. Son 20 yılda içerik stratejilerinin, gelir modellerinin ve hatta haberciliğin kaderini belirleyen bu küçük davranış artık önemini kaybediyor. Çünkü dijital dünya başka bir evreye geçti: Yapay zekânın içerik üretiminden tüketimine kadar her aşamayı şekillendirdiği bir evreye.
Reuters Institute’un 2025 Dijital Haber Raporu bu dönüşümün fotoğrafını net biçimde ortaya koyuyor. Geleneksel medyanın TV’den yazılı basına, haber sitelerinden uygulamalara kadar tüm formatlarda ciddi kan kaybettiği görülüyor. Genç kuşaklar için haberin adresi artık sosyal medya, video platformları ve kişilik odaklı içerik üreticileri. Ama sadece bu da değil: Artık haberin üretilme ve tüketilme şekli de değişti. Manşetler bile yapay zekâ karşısında etkisiz kalmaya başladı.
Bugün dünya genelinde genç kullanıcıların yüzde 15’i haftalık haber erişiminde artık yapay zekâ destekli chatbot’ları da bir kaynak olarak kullanıyor. Bu oran geleneksel haber sitelerini tercih edenlerin önüne geçmese de, dinamikleri hızla değiştiriyor. Zira tıklamak için önce bir başlık görmek, ilgini çekecek bir görüntüye maruz kalmak gerekirdi. Artık buna bile ihtiyaç yok. Yapay zekâ haberleri bizim yerimize okuyor, özetliyor, bağlamlandırıyor ve hatta sorularımıza kişisel cevaplar veriyor. Yani haber sayfasına hiç uğramadan, içeriğe doğrudan ulaşmak mümkün.
Bu durum, geleneksel haberin ekonomisini kökten sarsıyor. Çünkü reklam gelirleri, ziyaretçi trafiği ve kullanıcı davranışları gibi göstergeler büyük ölçüde “ziyaret”e bağlıydı. Oysa artık bilgiye ulaşmak için siteye gitmek gerekmiyor. Bir kullanıcı, Google’ın yapay zekâ destekli arama sonuçları üzerinden içerik özetine ulaşabiliyor ya da ChatGPT tarzı bir asistanla sohbet ederek gündemi takip edebiliyor. Tıklama, bu anlamda tarih oluyor. Ve habercilik sadece okunmak için değil, “entegre olmak” için varlık gösteriyor.
Raporda özellikle altı çizilen bir diğer dönüşüm de “haber markalarının” rolüyle ilgili. Eskiden güvenilir kaynaklar ziyaret edilirdi, şimdi ise güvenilir kaynaklar yapay zekâya veri olarak entegre ediliyor. Yani bir haber sitesinin değeri artık sadece kullanıcıya doğrudan erişiminden değil, yapay zekâ sistemlerinin eğitimine dahil olup olmamasından da ölçülüyor. Habercilik içerik üretmenin ötesine geçti diyebiliriz, içerik sağlayıcısı olmak, sistemin bir parçası haline gelmekle eş anlamlı hale geldi.
Peki bu tablo, gazetecilik için bir çöküş mü? Yoksa yeni bir başlangıcın eşiğinde miyiz?
Yapay zekâ çağında en değerli unsur hâlâ “güven”. Rapor, tüm yaş gruplarında haberin doğruluğunu teyit etmek için kamu otoriteleriyle birlikte en çok başvurulan kaynağın hala tanınmış ve güvenilir haber markaları olduğunu gösteriyor. Yani insanlar artık bu markalara gitmiyor olabilir, ama bu markaların verilerine dolaylı yoldan her gün temas ediyorlar. Fark şurada: Artık insanlar değil, makineler gidiyor o sayfalara.
Tıklama ekonomisinin ölümü, aslında haberciliğin ruhunun yeniden doğuşu olabilir. İçerik artık bir kez okunmak için değil, tekrar tekrar kullanılmak, bağlamlandırılmak ve öğrenilmek için var. Bir başlığa tıklamak yerine, içeriği yaşamın içine gömme çağındayız. Haberciliğin görevi sadece haber vermek değil; veri olmak, kaynak olmak, bağlam sunmak. Gelecek, haberciliği tıklatmak için değil; onu entegre etmek için yeniden tasarlayacak. Ve belki de ilk defa, bir başlığa gerek kalmadan dünyanın gerçeklerine ulaşacağız.