Öğrencilerin yaz tatilinden dönmesiyle birlikte okul alışverişleri en hareketli dönemlerini yaşıyor. Eskisi gibi tek tek mağaza gezmeyi istemeyen veliler için internet önemli bir alternatif durumunda. Bir yandan çok fazla çeşit olması, diğer yandan uygun fiyatlı ürünlerin daha kolay bulunabilmesi velilerin ilgisini artırdı. Okul alış verişlerinde fiyatların kategorilerine göre yüzde 20 ila 40 arttığını ifade eden Hepsiburada Ticari Grup Başkanı Ender Özgün, her bütçeye göre farklı imkânlar bulunduğunu söyledi ve devam etti: “Her aile kendi bütçesine göre markalarını belirliyor, listelerini yapıyor ve alışverişlerini tamamlıyor. Biz, bu dönemi üç ay önceden başlattığımız bir müşteri araştırmasıyla planlıyoruz. Yaptığımız araştırmanın sonuçlarına baktığımızda aileler 9 bin 800 liralık bir bütçe ayırıyorlar ve alışverişe başlamadan önce liste yapıyor. Ürünler kategori kategori belirleniyor. Listelerin başında okul ürünleri, ofis kırtasiye ürünleri geliyor. Listelerin yüzde 78’inde bu ürünlerin olduğunu görüyoruz. Listelerin yüzde 64’ünde ayakkabı, yüzde 58’inde de giyim ürünleri yer alıyor. Yaptığımız araştırmalar sonucunda okul alışverişinin hem baba hem de anneler tarafından yapıldığını görüyoruz. Babalar genelde ailenin tamamıyla alışveriş yapmayı tercih ederken annelerin yüzde 75’i tek başlarına okul alışverişini yapıyor, demek ki anneler e-ticaret üzerinden kendi başına alışverişi tamamlıyor” şeklinde konuştu.
Bu hareketli dönemdeki teknoloji ürünleri özelinde de değerlendirmede bulunan Ender Özgün; “Teknoloji ürünleri bizim en yüksek pazar payına sahip olduğumuz ürünler. Bu kategorilerde güven, orijinallik, taksit imkanları çok ön plana çıkıyor. Bu dönemde okul alışverişine yönelik özellikle tablet ve bilgisayar kategorisinin ön plana çıktığını görüyoruz. Tabi okula dönmek demek şehre de dönmek demek. Şehre dönüş döneminde de çamaşır ve bulaşık makineleri, ev ihtiyaçlarına yönelik elektronik kategoriler de ciddi bir artış gösteriyor. Bizler de dokuz taksit imkanıyla müşterilerimize destek oluyoruz” diyor.
Ender Özgün tüketicilerin internet alışverişlerinde en çok dikkat etmeleri gereken hususlara ilişkin de bilgi verdi; “Öncelikle alışverişlerini planlamalarını, bütçelerini organize etmelerini, ilgi duydukları ürün ve markaları belirlemelerini tavsiye ediyoruz ki bilinçli bir alışveriş olsun. Güvendikleri platformlardan, bildikleri mağazalardan alışveriş yapmalarını öneriyoruz. Platform üzerinde de indirimleri ve ürün karşılaştırmalarını yapıp en uygun ürünleri bulmalarını tavsiye ediyoruz. Dediğim gibi sadece fiyat değil bu dönemde taksit imkanları da ön plana çıkıyor. Alışveriş yaparken üründe kaç taksit olduğu, aile bütçesini buna nasıl organize edebilecekleri çok önemli.”
Platform üzerinde çok sayıda hayata geçirilen iş birliklerine de değinen Özgün; “100 binden fazla satıcıyla iş birliği yapıyoruz. Yaptığımız satışların yüzde 75’i iş ortaklarımızdan geliyor. Okula dönüş demek küçük ve orta ölçekli işletmeler için daha fazla satış, iş hacmi ve yeni ciro demek. Özellikle ofis, kırtasiye, teknoloji, giyim, ayakkabı ve çanta satan satıcılarımızın bu dönemde satışları iki kattan fazla artıyor. Satıcılarımız stoklarını artırarak, mağazalarını yenileyerek ve müşterilerin ilgilerini çekecek promosyonlar hazırlayarak bu indirim dönemine hazırlandı” diyerek 2-9 Eylül tarihleri arasında okula ve şehre dönüş indirimleri içerisinde satıcıların en büyük rolü oynayacağını ifade etti.
Ender Özgün, e-ticaretten beklenti artık çok yüksek diyerek; teslimatı iki günü geçen bir siparişin müşteriler tarafında şikayete döndüğünü ifade etti. Özgün; “Ürünlerimizin yüzde 85’inden fazlasını bir gün içerisinde müşterilerimize ulaştırıyoruz. Bu sene 81 ilde pazar günü de teslimatı başlattık. Müşteri beklentileri yükselttikçe biz de altyapımızı, teknolojik imkanlarımızı ve lojistik kabiliyetlerimizi buna göre organize ediyoruz. Pazartesi okula gidecek öğrencilerimize ihtiyaçlarını 81 ilde pazar günü götürüyoruz” dedi.
Okula dönüşte kırtasiye ürünleri özelinde açıklamalar yapan Tüm Kırtasiyeciler Derneği (TÜKİD) Yönetim Kurulu Başkanı Taha Keresteci ise bir okul çantasının ortalama 1980 TL’ye dolmakta olduğunu ifade ederek; “TÜKİD olarak sektörümüzü temsilen yedi bölgeden temsilcilerin katılımı ile çalışmalar yaptık ve veriler aldık. Sektörümüzün temsilcilerinden aldığımız verilere göre okula yeni başlayacak olan bir öğrencimizin çantasının dolum maliyeti 1980 TL. Geçen yıllara göre baktığımızda diğer sektörlerde yaklaşık yüzde 100’lük bir artış söz konusu iken bu oranın kırtasiye sektöründe enflasyon rakamlarının altında kaldığını görmek mümkün. Geçen yılla bu yıl arasında kırtasiye sektöründe okul ihtiyaçlarını karşılama oranı yüzde 20. Yüzde 20’lik bir artış enflasyonun çok altında. Ürünler arasında 500 TL ile 2000 TL arasında fiyatlar değişkenlik gösterebiliyor. Örneğin mataralarda 50 TL’ye de matara olduğunu, 200 TL’ye de matara satıldığını görebiliyoruz. Sektörün tamamına ve ürünlerin hepsine baktığımızda yüksek bir artış görülmüyor. Bugün bir çocuğun çantasının dolum maliyeti 1980 TL iken bu oran, 2.000 TL’ye de, 3.000 TL’ye de, 4.000 TL’ye de çıkabiliyoruz. Özel okullarda bu oran daha farklı olabiliyor. Biz, kırtasiye sektörü olarak bunun çok dışındayız. Her üründe zam oranları çok az diyebiliyoruz. Ülkemizin tüm bölgelerinde veriler aldığımız için Karadeniz’den Güney Doğu Anadolu’ya Marmara’dan Akdeniz’e kadar kırtasiye ürünlerinde çok az bir artış görülmekte” diyor.
Bu dönemde denetimlerin önemine değinen Taha Keresteci; “Yaklaşık 20 milyon öğrenci ders başı yapacak. Bu oranın yaklaşık 2 milyon kadarının okul öncesi olduğunu belirtmek isterim. Öğrencilerimizin güvenilir ürüne ulaşması gerekiyor. Gümrük Ticaret Bakanlığı ve Piyasa Denetleme Gözetleme Daire Başkanlığı ile birlikte derneğimiz olarak sektörümüzle beraber ortak yürüttüğümüz “Kırtasiyede Güvenilir Ürün” projemiz var. Biz burada bütün ebeveynlerimizi gıda ambalajlarında baktıkları gibi kırtasiye ürünleri alırken de ambalajlara, ürünün üzerinde CE belgesi olup olmadığına, üretici, ithalatçı bilgisi olup olmadığına, arkasında EN71 testinin olup olmadığına, laboratuvar süreçlerine ve bunları gösteren belgelere bakmaları gerekiyor. Ürünlerin üzerinde herhangi bir kimlik sorunu varsa, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın internet sitesi üzerinden ya da Alo 175 hattı üzerinden şikayette bulunup, bize destek olabilirler. Bu anlamda ebeveynlerimizden destek beklediğimizi söyleyebiliriz. Ülkemizde kırtasiye sektörü üzerinde uyguladığımız testler AB normlarına uygun testlerdir. Kırtasiye sektörünün büyük bir özveri ile çalıştığını görebiliyoruz. Avrupa normları Avrupa’da 3-4 yılda bir yapılırken bizim ülkemizde her yıl bu testler isteniyor ve meslektaşlarımız burada büyük bir özveri gösteriyor. Avrupa’nın çok ilerisinde olduğumuzu görebiliyoruz. Ülke olarak güvenilir ürün oranımız yüzde 97. Bu yüzde 3’lük kısım da merdivenaltı diye tabir ettiğimiz kimliksiz, etiketsiz, markasız ürünlerden kaynaklanıyor. Herhangi bir açıklaması olmayan ürünleri ebeveynlerimiz tercih etmezse yüzde 100’ü yakalamış oluruz” şeklinde konuştu.