Businessweek
Bloomberg Businessweek Türkiye dijital dergisine aboneliğiniz boyunca tam erişim sağlayabilirsiniz. Abone Ol

Ekonomi

Birkaç Cümle Yetebilir…
Bloomberg HT Genel Yayın Yönetmeni Açıl Sezen yazdı...
  • 16 Mart 2024 09:53
  • Açıl Sezen
Birkaç Cümle Yetebilir…

Birkaç Cümle Yetebilir…Türkiye geçtiğimiz yılın Haziran ayında yapılan seçimler sonrasında “rasyonel ekonomi politikasına geçiş” tercihi yaptı.


Zira önceki politika, yüksek enflasyon, yönetilebilir olmaktan uzaklaşan bir cari denge, kontrol alanı arşa ulaşmış bir kredilendirme politikası, kaynak maliyetinin gerçeklikten uzaklaştığı bir mevduat, tasarruf yönlendirmesi, artık kontrollü izne tabi hale gelen bir döviz transferi bileşimi yaratmıştı.


Hemen herkes rasyonel bir politikaya geçilmesi gerektiği konusunda hemfikirdi. O nedenle politika değişimine piyasa tepkisi olumlu oldu.


Bir miktar yabancı girişi gördük. İçerde TL’ye dönüş eğiliminin hızlandığına şahit olduk. KKM’nin gerilemeye başlaması da bu açıdan önemli göstergelerden biri oldu.


Ancak zaman içinde oluşan birkaç sorun, yerel seçimler öncesinde politikanın istenen sonuçları üretmesine izin vermedi.


• Politika faizinin kademeli artışı, sıkılaşmanın etkisini önemli ölçüde azaltan bir faktör oldu. Hızlı bir yavaşlama yerine yavaş ve kademeli yavaşlama yaklaşımı enflasyonun düşüş hızının beklendiği gibi olmamasıyla sonuçlandı.


• Önceki politika yapısının kırılganlık konusu rezervler olduğu için, swap kanalı fazlasıyla kullanılarak iletişim bunun üzerinden kurgulandı. Swapın brüt rezerv üzerindeki etkisi başarı göstergesi olarak aktarıldı, ancak bir yandan da faiz arttığı sürece bankalara arbitraj imkanı verdi. Bu nedenle oluşan likidite fazlası parasal aktarımın etkinliğini azaltan bir faktör oldu.


• İletişim açısından rezervi yükselirken çok dillendirmek, kuru tutmak için harcanan kaynak ve swapların azalması nedeniyle rezerv düşmeye başladığında da tam tersine etki yarattı.


• Ücret artışlarının yüksek belirlenmesi, enflasyonist baskıyı artıran bir faktör olarak karşımıza çıktı. Yüksek enflasyon altında zorlanan halk talebinde haklıydı elbette, ancak maaş-enflasyon döngüsü bir kez daha belirginleşti.


• Deprem etkisi, seçim öncesi harcamalar, önceki seçim döneminde verilen taahhütlerin yerine getirilmesi, bütçe politikasında ister istemez genişleyici kalma sonucunu doğurdu.


• Yurtdışında faiz indirim hızına dair olumlu giden son çeyrek beklentileri, bu yıl ile birlikte tersine döndü. Gelişen ülkelerden 5 milyar dolar kadar tahvil çıkışı yaşandı. Yerel paralar üzerine açılan long pozisyonlar kapanmaya başladı. Giriş beklerken, ibre çıkışa döndü. Son hafta bono ve hisseden toplam çıkış tutarı 552 milyon dolar oldu. Tahvildeki 252 milyon dolarlık satış, Mayıs 2022’den bu yana görülen en yüksek haftalık yabancı çıkışı oldu.


• Yüksek gelen Ocak ve Şubat enflasyonları, dezenflasyon beklentilerini bozdu. Merkez Bankası’nın yüksek gelen enflasyona ve istenen sıkılığa ulaşmadığı düşünülen enflasyona faiz artırımı yoluyla mukabele etmekte zorlanabileceği algısı, yabancı yatırımcının görüş netliğini azalttı.


• Bunlar sonrasında hem yerli hem yabancı yatırımcıların gözünde yüzde 45’lik politika faizinin yeterli olamayabileceği algısı güçlendi. Fitch, BofA, Deutsche Bank raporları bunu ortaya koyarken, içerde de faiz artırım beklentisi büyüdü.


• TL mevduatın zorunlu karşılıklara nema ödemesine kadar politika faizinin altında kalması, sonrasında likidite fazlası nedeniyle istenen seviyelere ulaşamaması, dövize yönelimi artıran unsurlardan biri oldu. Mevduat faizleri artık yüzde 50’lerin üzerinde, ancak bu arada “seçim çekincesi, TL cazibesinden daha etkili bir motivasyona” dönüştü.


• Geçen seçim öncesinde sabitlenmiş kurun şimdi de benzer şekilde sabit gidişi, seçim sonrasında kurun yükselebileceği kaygısı nedeniyle hem kurumsal hem bireysel döviz talebi yarattı. Kurumsal talep geçen hafta belirttiğimiz gibi vadeli TL sözleşmeleri ile ötelendi, ancak bireysel yatırımcı talebi bakî kaldı.


Tüm bu gerekçeler, Merkez Bankası’nı aslında uygulamak istemediği önlem paketlerine yönelmek durumunda bıraktı.


Kredi büyüme sınırlamaları, kredi limitlerinin düşürülmesi, bankalara verilmiş TL ve döviz hedefleri çerçevesindeki uygulamaların sıkılaştırılması, zorunlu karşılıklara hızlı bloke uygulamaları, kredi kartı nakit avansına getirilen sınırlama…


Tüm bunlar likiditenin kısılması ve dövize gitme olasılığı bulunan TL’nin ya azalması ya da daha pahalı hale gelmesi için kullanılan yöntemler oldu.


Bunca gerekçe saydık, ancak elbette hem hane halkının hem kurumsalların en büyük kaygısı, seçim sonrasında ekonomi yönetiminde veya ekonomi politikasında bir değişiklik olup olmayacağına dayanıyor.


Ekonomi yönetiminden gelen mesajlar bu konuda bir kaygı olmadığını gösteriyor.


Şu anda ekonomiye döviz akımı açısından yönetimi zorlayacak bir tablo da yok. Tek sorun bireysel döviz talebini ve beklentilerini yönetebilmek.


Bunun tek sorun olması, önemsiz olduğu anlamına gelmiyor elbette.


Çünkü korkan insana kaynak dayandırmak mümkünse bile çok maliyetli.


O yüzden talebe, para politikası üzerinden yanıt vermeye çalışmak, sadece seçime kadar sonuç yönetmeyi getiriyor beraberinde.


Dövize yönelime neden olan en büyük kaygıyı ortadan kaldıracak tek bir açıklama, seçime kadar kaybedilebilecek kaynağa, alınması gerekecek birçok önleme gerek bırakmayabilir.


Bugün konuşulan birçok sorun, yerel seçim sonuçlarının ekonomi yönetimi ile bağlantısını koparacak birkaç cümle ile çözülebilir.


Sonrasında ağaç yerine ormana bakıp, para politikası-enflasyon ilişkisine yeniden odaklanabiliriz.


Böylece sonuçları yönetmek yerine sorunu ortadan kaldırmış olabiliriz.


Dergi Erişimi
Dergi içeriklerini okumak için Bloomberg Businessweek Türkiye dijital dergisine abone olmanız gerekmektedir.Abone değilseniz abonelik satın alarak tüm dergi içeriklerine sınırsız erişim sağlayabilirsiniz
Abone Ol
Şirketler ve Yetenekler Yas Döngüsünde
Şirketler ve Yetenekler Yas Döngüsünde
Büyük bir yetenek şirket ilişkisi erozyonu daha kapıda görünüyor
Arjantin’in Enflasyonla Savaşı Bu Kez Bitecek mi?
Arjantin’in Enflasyonla Savaşı Bu Kez Bitecek mi?
Javier Milei’nin enflasyonla mücadelede izlediği farklı stratejisi yarı yolda kalabilir
Şirketinizin Hikâyesi Ne?
Şirketinizin Hikâyesi Ne?
İletişimde samimiyet ve özgünlük her zaman kazandırır
Günlük İşçinin Günlüğü
Günlük İşçinin Günlüğü
Artan işsizlik ve göç, amele pazarlarında iş arayanların sayısını arttırıyor. Ancak kayıt dışı ekonomiyi büyüten ve sosyal güvence olmadan çalışan kişi sayısını artıran günübirlik işler, çalışanların geleceğini riske atarken devletin vergi kaybına uğramasına neden oluyor.
İskontoyu Kim İstiyor?
İskontoyu Kim İstiyor?
Borsamızda eşit dağıtım varsa ve düşük fiyatlandırma olgusu ile halka arzlara rekor talep her halükarda geliyorsa; iskontolar kurumsal yatırımcının talep ettiği kadar yüksek olmamalı.
Merkez Bankalarının Altına İlgisi Artıyor
Merkez Bankalarının Altına İlgisi Artıyor
2020 pandemi yılı ve 2022 Rusya- Ukrayna savaşının başlangıç yılı altın rezervi için yeni bir milat başlattı. Merkez bankalarının son sekiz aydır devam eden kuvvetli altın alımlarına bakılırsa, bu döngü 2024 yılında da devam edecek
Kara Kıta Geleceğini Seçiyor
Kara Kıta Geleceğini Seçiyor
Dünyanın en genç nüfus ortalamasına sahip Afrika, bu yıl büyük bir demokrasi sınavından geçiyor. Afrika ülkelerinde yapılacak olan seçimlerden ortaya çıkacak sonuç kıtanın kaderinin yeniden şekillenmesi için büyük önem arz ediyor
Microsoft Dijital Çin Seddi'nin Tuğlalarını Döşüyor
Microsoft Dijital Çin Seddi'nin Tuğlalarını Döşüyor
Şirketin arama motoru, Google ve Facebook’un yıllar önce terk ettiği bir pazar olan Çin’de iyi iş yapıyor
Apple’ın Elektrikli Araç Çıkmazı
Apple’ın Elektrikli Araç Çıkmazı
Tim Cook, Tesla’yı satın alma planlarını, geçtiğimiz 10 yılda bir hurdalık dolduracak kadar otonom sürüş tasarımı üzerinde çalışmaya başlamadan önce durdurmuştu. Hikayenin iç yüzü, kararsızlık üzerine üniversitelerde okutulabilecek bir vaka niteliğinde
Airbus Boeing Krizini Fırsata Çevirebilecek mi?
Airbus Boeing Krizini Fırsata Çevirebilecek mi?
Avrupalı havacılık devi, rakibi Boeing’in 737 Max yolcu uçağındaki kalite sorunları nedeniyle zor durumda kalması üzerine, önümüzdeki on yıllar boyunca sektöre hâkim olmak amacıyla tamamen yeni bir uçak planlamaya başladı
Wall Street’in En Meşhur İşlemlerinden Biri Geri Dönüyor
Wall Street’in En Meşhur İşlemlerinden Biri Geri Dönüyor
Hisse senetlerinde sakin bir seyre yönelik devasa miktarlarda opsiyon satan ETF’lere milyarlarca dolar akıyor
Kod Yazma İşini de Yapay Zekaya mı Bırakacağız?
Kod Yazma İşini de Yapay Zekaya mı Bırakacağız?
Yapay zekanın yetenekleri karşısında hemen hemen her meslek ve kazanılan beceriler risk altında. Nvidia CEO’sunun artık kodlama öğrenmeye gerek kalmadığını söylemesi, kazanılan mesleki yetenekleri yeniden sorgulatırken, işler için gereken becerilerin 2030’a kadar yüzde 65 oranında değişmesi bekleniyor. Milyonlarca çalışan kariyerlerinin ortasında şirket değişimi yerine meslek değişikliğine yönelmek zorunda kalabilir. Beceri ve yaratıcılık ise insan-teknoloji yarışında belirleyici olacak.
Vergiyi İkiye Katlayan İstisnalara Dokunma Zamanı
Vergiyi İkiye Katlayan İstisnalara Dokunma Zamanı
Bakan Şimşek’in çalışma yapıldığını belirttiği vergide muafiyet ve istisnalarla vazgeçilecek gelir bu yıl 2,2 trilyon lira. Bu 1,2 trilyon liralık vergi gelir hedefinin neredeyse iki katı. Bu tutarın 2026’da 3 trilyon lirayı geçeceği hesaplanıyor. Uzmanlar özellikle gayrimenkul değer artışı ve elde tutma süresiyle ilgili tanınan gelir vergisi ve KDV muafiyetlerinin kalkması halinde önemli kaynak yaratılabileceği görüşünde
Piyasaların Gözü Gevşemenin Zamanlamasında
Piyasaların Gözü Gevşemenin Zamanlamasında
Küresel ekonomilerde sıkılaşma döngüsü yerini faiz indirimlerine bırakmaya hazırlanıyor. Sıkı politikaların uygulandığı dönemde rekorlar kıran piyasalar ise, erken gelecek bir gevşemenin enflasyonu yeniden yükselişe geçirmesinden korkuyor.
Borsada Yatırımcı Çok, Çalışan Yok
Borsada Yatırımcı Çok, Çalışan Yok
Borsada son yıllarda yaşanan sert yükseliş yatırımcı sayısını 8 milyona taşıdı. Ancak sektördeki çalışan sayısı hemen hemen aynı kaldı. Kurumlar nitelikli eleman bulmakta zorlanırken, gençler tercihlerini sektörde çalışmak yerine yatırım yapmaktan yana kullanıyor.
Banka Rallisi Temettü Verimini Normalleştirdi
Banka Rallisi Temettü Verimini Normalleştirdi
Bankalar bu yıl da geçen yıl olduğu gibi kârlarının yüzde 15’ini temettü olarak dağıtabiliyor. Ancak kâr artışının hisse fiyatı artışının gerisinde kalmasıyla, geçen yılki temettü verimleri bu yıl yakalanamayacak