Businessweek
Bloomberg Businessweek Türkiye dijital dergisine aboneliğiniz boyunca tam erişim sağlayabilirsiniz. Abone Ol

Küresel Ekonomi

Alman Ekonomik Modelinin Sonu mu?
Almanya’nın mevcut menfi gidişatı sadece aşağı doğru bir harekete değil, Alman üretim ve mühendislik kabiliyetlerinin yani “Alman Malı”nın parlak geçmişinin de sona yaklaştığına işaret ediyor olabilir
  • 26 Nisan 2024 10:54
  • Şahin Yaman
Alman Ekonomik Modelinin Sonu mu?

Dünya Ticaret Örgütüne üye olduktan sadece sekiz yıl sonra, 2009 yılında Çin Halk Cumhuriyeti’nin dünyanın en büyük ekonomisi ve en köklü sanayi ihracatçısı Almanya’yı geçerek küresel ihracat liginin zirvesine oturması sadece ekonomik bir vaka değil aynı zamanda çok önemli bir jeopolitik gelişmedir. Çin’in kaydettiği bu gelişmenin Batı ekonomilerinin aynı dönemde yüz yüze kaldığı ve tüm dünyayı etkisi altına alan derin finansal krizle de eş anlı tecrübe edilmesi bir tesadüf değildir. Eski ABD hazine bakanlarından Roger C. Altman “2008 Krizi ve Batıya Jeopolitik Darbe” adlı makalesinde, 2008 Küresel Finans Krizini Batının jeopolitik güç merdiveninden Beş altı basamak aşağıya yuvarlanmasına sebep olan bir gelişme olarak tasvir etmişti. Peki sadece hadise göreceli güç dengelerindeki kaymalar da sınırlı mı kaldı? 2008 Krizi sonrası jeopolitik sonuçları olan başka hangi ekonomik değişiklikler gerçekleşti?


Bu kapsamda, BRICS ülkelerinin Küresel GSYİH ve ticaret içindeki payının artması, BRICS ve Çin’in yüzer milyar dolar sermayeli Asya Altyapı Kalkınma Bankasını ve BRICS Bankasını kurması, Bir Yol Bir Kuşak Ticaret, Lojistik ve Yatırım Finansman politika atağı, Çin’in yüksek katma değerli sanayi ürünleri ihracatında en yakın rakibini üç dört kez katlaması, ilaveten ABD’nin sebebiyet verdiği güvenlikçi yaklaşımlar sebebiyle Atlantik ülkelerinde gözlemlenen ciddi rekabet kaybı ve enflasyonist süreçler gibi jeoekonomik sonuçları olan çok sayıda gelişme oldu. Bu ve benzeri gelişmelerin dünya ekonomisi içerisindeki uzun vadeli güç kaymaları yanında oluşacak yeni dünya ekonomik düzeni içerisindeki etkin güçlerin rollerinin yeniden dağılımı üzerinde de müthiş sonuçları olacağı açıktır. Bunların dışında bu kapsamda üzerinde durulması gereken diğer bir önemli konuda Batı ülkelerindeki klasik iş modellerinde meydana gelen gelişmeler ve bunların olası etkilerinin de olacağıdır?


Wolfgang Münchai Avrupanın önde gelen ekonomilerinin 2000’li yıllarla birlikte eş zamanlı bir gerileme sürecine girdiğinin altını çizmektedir: ‘‘İtalyan ekonomisi 2000 yılı civarında gerilemeye başlarken, Birleşik Krallık’ta küresel mali krizin ardından verimlilik artışı düşmeye başladı ve bir daha toparlanamadı. Şu anda Alman ekonomisini uçurumun kenarına getiren şey ise, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesidir. Almanya’nın mevcut menfi gidişatı sadece aşağı doğru bir harekete değil, Alman üretim ve mühendislik kabiliyetlerinin yani “Alman Malı”nın parlak geçmişinin de sona yaklaştığına işaret ediyor olabilir.


Bu, Münchai’ye göre; yıllar önce başlayan ve aslına bakılırsa çok az kişinin meydana geleceğini gerçekten öngörebildiği bir endüstriyel gerileme hikayesi. Almanya’da sanayi üretimi 2015’ten bu yana kümülatif olarak yüzde 8 düşerken, euro bölgesinin geri kalanında yüzde 4 artış gözlemlendi. Bu çok büyük bir değişim ve muhtemelen daha fazlası da gelecek. Bu gerileyişin en önemli habercisi ise çelik şirketi ThyssenKrupp’un üretim planlarındaki radikal değişiklikler. Krupp CEO’sunun uzun vadede talebin düşeceğini tahmin ederek kapasiteyi yüzde 40 oranında azaltmayı önerdiği belirtiliyor. Çelik, ileri bir sanayi ülkesi için tedarik zincirlerinin en başında yer alır. Çelikteki gerileme başlarsa arkasından gerisi gelecektir. Bu aslında yapısal bir gerilemeye işaret etmektedir. Nitekim Münchai bu durumu Alman ekonomistlerin yapısal çöküş olarak adlandırdığını belirtiyor.


Yazar Alman toplumunun teknolojiye, teknik bilginin önemine dair sosyal algısında, sınai üretimin toplum olarak oynadığı rolde de ciddi bir gerileme olduğunun altını çiziyor: ‘‘Almanya’da büyüdüğüm için mühendislik ve teknolojinin Alman toplumunda oynadığı önemli role tanıklık edebildim. Eskiden otobüslerde insanların hidrolik sistemler veya diğer teknik konuları tartıştığını duymak çok yaygındı. Okulu bırakanların çoğunluğu teknik el sanatları veya bilim ve mühendislik derecelerine yönelirdi. 1970’li yılların büyük futbolcularının yanı sıra dönemin kahramanları, yeni nesil motorları geliştiren otomobil şirketlerindeki mühendislerdi. Audi’nin “Vorsprung Durch Technik” sloganı bu ekonomik modeli temsil ederdi. Porsche ailesinin merhum reisi Ferdinand Porsche’ye bir keresinde en çok hangi modeli beğendiği sorulduğunda bir sonrakinin diye cevaplamıştı. Ruh buydu. O dönem Almanya’nın geleceğe baktığı bir dönemdi. Yazar bu modelin bozulduğunu düşünüyor. Peki ne oldu, nasıl oldu da Atlantik’in ABD dışında ikinci büyük ekonomik iş modeli de gerilemeye başladı?


Yazar, jeopolitikten ziyade dijitalleşmeyi, bu paradigmayı bozan en büyük müdahaleci faktör olarak görüyor. Otomobil firmaları dizel motorlardan ve satış sonrası hizmetlerden büyük kârlar elde ediyordu. Ancak elektrikli otomobillerin tüketici elektroniği cihazlarıyla daha fazla ortak noktası ortaya çıktığından artık kârları, pillerden ve yazılımdan geliyor. Ancak artık Almanya’dan ziyade Çin ve ABD bu tedarik zincirinin çoğuna hakim durumda. Rusya’nın Ukrayna’yı işgali enerji yoğun Alman üretimine kesinlikle zarar verdi. Kimya devi BASF, bir süre önce geleceğinin Almanya dışında olduğu sonucuna vardı. Alman ekonomisi düşerken de çok üst seviyeden düşüşe geçmiş görünüyor


Yazar, ekonomik gerileme başladığında bu gelişmelerin siyaset üzerinde her zaman büyük bir etkisi olacağının altını çiziyor: 1999’da euronun kullanılmaya başlanmasından bu yana İtalya’da 11 başbakan değişikliği, küresel mali kriz ertesi Birleşik Krallık’ta Brexit referandumundan bu yana altı ila dört kriz yaşandı.


Almanya’da ise 1998’den bu yana yalnızca üç şansölye göreve gelmişti ancak bu siyasi istikrar döneminin de sonuna gelinmiş gibi görünüyor. Tabi bunun geniş jeopolitik ve ekonomik sonuçları olacaktır. Çünkü Almanya’da tecrübe edilecek herhangi bir kriz, daima bir Avrupa krizidir. Almanya’nın orta ve doğu Avrupa’daki komşuları Alman sanayi tedarik zincirlerine büyük ölçüde entegre olmuş durumdadır. AB, ekonomik alanı aynı zamanda Almanya’nın bütçesine yaptığı net katkılar ile euro bölgesi için sahip olduğu AAA dereceli Alman devlet tahvillerine de tamamen finansal açıdan bağımlı durumdadır.


Aslına hikaye hem ABD de hem Almanya’da tamamen rekabetle ilgili. Alman ya da Batılı elektrikli arabalarının sorunu sadece üretimlerinin çok pahalı olması değil. Sorun son teknoloji olmamaları. Mesele Çin’in elektrikli arabaları sadece ucuz değil, gayet iyi ve son teknoloji ürünü.


Özetle Alman sistemi eski sanayi paradigmalarına dayanıyor ve gelecek trendlerini yakalama konusunda hantal kalmış durumda. ABD’nin Kuzey Akım Petrol boru hattını sabote ederek Almanya’yı ucuz Rus enerjisinden mahrum bırakması, rekabetin aslında Güvenlik Bloklarının sadece birbirleriyle değil bizatihi blok içi müttefikleriyle de rekabetçi bir tavır içine girdikleri, hatta bu mücadelenin bloklar arasında yaşanabilecek kadar sert olabileceğini gösteriyor.


Dergi Erişimi
Dergi içeriklerini okumak için Bloomberg Businessweek Türkiye dijital dergisine abone olmanız gerekmektedir.Abone değilseniz abonelik satın alarak tüm dergi içeriklerine sınırsız erişim sağlayabilirsiniz
Abone Ol
İhracatçının Kur Dengesi Bozuluyor
İhracatçının Kur Dengesi Bozuluyor
Avrupa Merkez Bankası ile Fed’in gevşemeye farklı zamanlarda geçiş planıyla gündeme gelecek güçlü dolar, zayıf euro tablosu ihracatçıda tedirginlik yaratıyor
“İşleri Büyütelim"
“İşleri Büyütelim"
Paranın pahalılaşması “işleri büyütelim” demeyi zorlaştırıyor
Türkiye’nin Seçimi
Türkiye’nin Seçimi
Bloomberg HT Genel Yayın Yönetmeni Açıl Sezen yazdı;
Nostalji: Türkiye, Tarımda Kendi Kendine Yetebilen Yedi Ülkeden Biridir
Nostalji: Türkiye, Tarımda Kendi Kendine Yetebilen Yedi Ülkeden Biridir
Tarım sektöründeki sorunlar sürerken, enflasyonun tek hanelere indirilmesi güç olabilir
İTÜ’nün ARI’sı Daha Çok Bal Yapmanın Peşinde
İTÜ’nün ARI’sı Daha Çok Bal Yapmanın Peşinde
Türkiye’nin teknoloji alanındaki rekabet gücünü küresel ölçekte artırmayı hedefleyen İTÜ ARI Teknokent, 2030’a kadar teknoloji yaşam merkezine evrilen bir yapı haline dönüşmeyi planlıyor. 2024 yılı içerisinde kendi girişim sermayesi yatırım fonunu kuracak teknoparkın destek mekanizmalarından İTÜ Çekirdek Kuluçka Merkezi’nde girişimlerin ciroları 200 milyon dolar ve ihracat tutarları ise 115 milyon dolara ulaşmış durumda.
Şirketinizin Piyasa Değerini Algoritmalar mı Belirliyor?
Şirketinizin Piyasa Değerini Algoritmalar mı Belirliyor?
Algoritmalar karmaşıklaştıkça piyasaların dinamiklerini anlamak insanlar için gittikçe zorlaşıyor
Hızlanan Dönüşümde Değişimi Yönetmek
Hızlanan Dönüşümde Değişimi Yönetmek
Elektrikli araçların daha fazla benimsenmesi nedeniyle otomotiv endüstrisi hızlı bir dönüşüm içerisinde ve bu da otomotiv sanayi ile tedarik zinciri ekosisteminde derin değişikliklere yol açıyor.
Hertz’in Tesla Kumarının İbretlik Hikayesi
Hertz’in Tesla Kumarının İbretlik Hikayesi
Bir çift finans uzmanı iflas eden araç kiralama şirketini satın aldı ve elektrikli araç işine girdi. Ne yazık ki neredeyse her öngörüleri yanlış çıktı.
Zaman Nedir?
Zaman Nedir?
Zaman size sıradan, akışkan, sabit akımla akan bir nehir gibi geliyor olabilir. Belki de biz abartıyoruz zaman ve beyin meselesini.
Sosyal Medya İletişim Krizlerini Nasıl Çözersiniz?
Sosyal Medya İletişim Krizlerini Nasıl Çözersiniz?
Türkiye’de her yıl birçok marka veya kişi sosyal medyada iletişim krizi yaşıyor. Her alanda ciddi profesyonellerle çalışılırken bu iletişim krizleri bireysel çabalarla çözülmeye çalışılıyor. Fakat dünyadaki örneklerine baktığımızda iletişim krizleri tam tersi ciddi strateji ve planlarla çözülüyor.
Apple’ın Geri Dönüşüm Programının Karanlık Sırları
Apple’ın Geri Dönüşüm Programının Karanlık Sırları
Apple, aygıt parçalama robotları ve geri dönüşüm yüklenicilerinden oluşan ağını eski aygıtları yeniden kullanmanın daha çevreci bir yolu olarak tanıtıyor. Uzun süren bir mahkeme mücadelesi ve Businessweek araştırması sektörün kirli sırlarına ışık tuttu.
Hesap Lütfen
Hesap Lütfen
Restoran ve kafelerin artan fiyatları tüketicinin sabrını zorlarken işletmeler de bu durumdan çok memnun değil. Yüksek enflasyonun vurduğu yeme içme sektörü, kârını korumakla müşteriyi elinde tutmak arasında bir seçim yapmaya hazırlanırken tüketiciler bu alandaki alışkanlıklarını değiştirmeye başlıyor.
Sermaye Hikâyeye Akıyor
Sermaye Hikâyeye Akıyor
Paranın maliyetinin arttığı, jeopolitik gelişmelerin eski akımların yönünü değiştirdiği ortamda, tüm dünyada portföy yöneticileri hikayesi olan ve güvenli alanlara kaymaya çalışıyor. Gelişen ülkeler arasında ilk sıra kuşkusuz yeni yıldız Hindistan’ın. Ama onun dışındaki “para eden” hikayeler hangi ülkelerde?
Beşiktaş Sahada Atamadığı Çalımı Borsada Attı
Beşiktaş Sahada Atamadığı Çalımı Borsada Attı
Tarihinin kazanma yüzdesi en düşük sezonunu geçiren Beşiktaş, Galatasaray’ın 39, Fenerbahçe’nin tam 35 puan gerisinde bulunuyor. Gerek galibiyet geliri gerekse diğer gelirlerde büyük kayıp yaşayan şirket, yüzde 250 bedelli sermaye artırımı ile gündeme geldi. Ancak hisse tüm olumsuzluklara rağmen hisse getirisinde ezeli rakiplerinin toplamından fazla getiri elde etti. Ta ki, SPK’nın 6 yatırımcıya verdiği cezaya kadar...