Businessweek
Bloomberg Businessweek Türkiye dijital dergisine aboneliğiniz boyunca tam erişim sağlayabilirsiniz. Abone Ol

Teknoloji

Apple’ın Geri Dönüşüm Programının Karanlık Sırları
Apple, aygıt parçalama robotları ve geri dönüşüm yüklenicilerinden oluşan ağını eski aygıtları yeniden kullanmanın daha çevreci bir yolu olarak tanıtıyor. Uzun süren bir mahkeme mücadelesi ve Businessweek araştırması sektörün kirli sırlarına ışık tuttu.
  • 26 Nisan 2024 10:15
  • Austin Carr
Apple’ın Geri Dönüşüm Programının Karanlık Sırları

Geri dönüşüm tesisindeki çok az sayıda çalışanın, bazılarının “Apple kafesi” olarak adlandırdığı güvenli odaya erişimi vardı. Kilitli kapısının ardında, bir metal dedektöründen geçerek ve güvenlik kameraları altında, Toronto’nun kuzeyinde bir elektronik atık işleyicisi olan GEEP Canada Inc. çalışanlarından oluşan küçük bir ekip, kullanılmış iPhone’larla dolu palet boyutundaki kutuları eledi. Her birini bir dizi masada elle açarak pilleri ve diğer parçaları söktüler ve bileşenleri ayırma kutularına attılar. Kutulardan birinde yeterince malzeme biriktiğinde, deponun daha büyük bir alanına taşınıyor ve burada içindekiler büyük endüstriyel öğütücülere atılarak gürültülü bir şekilde küçük parçalara ayrılıyordu.


iPhone’lar yeniden satış için yeterince iyi görünse bile, Apple şirketinin GEEP ile yaptığı sözleşme, gönderdiği her ürünün imha edilmesi gerektiğini açıkça belirtiyordu. Apple’a göre, genellikle mağazalarında elden çıkarılan veya müşteriler yeni bir modele geçtiklerinde takas yoluyla toplanan bu cihazların değerli metalleri için hurdaya çıkarılması, yenilenmesinden daha iyiydi. Ve Apple bu cihazlardan tonlarca hurda çıkarıyordu: GEEP ile çalıştığı ilk birkaç yıl içinde şirket GEEP’e 530 binden fazla iPhone, 25 bin iPad ve 19 bin Apple Watch (saat) gönderdi.


Ancak bunların hepsi öğütücülerde son bulmuyordu. Ürünler tesisten kayboluyor, ancak GEEP’te kimse bunu fark etmiyor ya da bu konuda konuşmuyor gibiydi. Apple son derece önemli bir müşteriydi ve güvenlik konusunda GEEP’in kamu müşterileri kadar titiz davranarak atıklarının nasıl depolandığı ve denetlendiği konusunda prosedürleri zorunlu kılıyordu. Bu hikayede adı geçen çoğu kaynak gibi kariyer sıkınıtlarından ve herhangi bir yanlış işlemle ilişkilendirilmekten kaçınmak için adının açıklanmaması koşuluyla konuşan eski bir üst düzey GEEP yöneticisi, “Sizi ince eleyip sık dokuyorlar ve operasyonlarınız hakkında derinlemesine inceleme ve durum tespiti yapıyorlar. Markaları konusunda kesinlikle çok titizler” diyor.


Apple’ın endişesinin önemli bir kısmı, değerli donanımlarla uğraşan her geri dönüşüm şirketi için önemli bir zorluk olan hırsızlıktı. Bu iPhone ve iPad’ler nasıl olsa parçalanacaksa, mezbahadan önce bazılarını cebe atmanın ne zararı olabilirdi ki? Ancak çalışanlar bu tür durumlarda şeytana uymamaları için izleniyordu. Apple’ın sözleşmesi ayrıca GEEP’e gönderdiği her şeyin mülkiyetinin kendisinde kalmasını şart koşuyordu; burada bir ürünü çalmak, Apple CEO’su Tim Cook’un kolundaki Apple Watch’u araklamaktan farksız olacaktı. Bazı GEEP yöneticileri kuralları ihlal etme konusunda o kadar endişeli görünüyorlardı ki, Apple logolu tişört kutuları geldiğinde, her bir ipliği parçaladıklarından emin oldular.


Ardından sürpriz Apple denetimi geldi. Şirket müfettişleri, Apple’ın anlaşmasına dahil ettiği bir gözetim hakkı olan alanı aramak için geldiklerinde, bir dizi endişe verici sorun keşfettiler. Tonlarca alet kaybolmuştu. GEEP’in evraklarında veri tutarsızlıkları vardı. Ve daha da önemlisi, denetçiler tesisin kameralara kapalı bir bölümünde, sözleşmeye göre yasak olan iki kutu çalışır halde Apple Watch buldular. Kattaki işçiler patronlarının gergin olduğunu hissediyor ama nedenini bilmiyorlardı.


Apple kısa süre sonra GEEP’i en az 99 bin 975 ürünü geri dönüşüme sokmamakla suçladı. Hücresel ve diğer cihaz tanımlayıcıları, kruton (küçük parçalar ayrılması) haline getirilmesi gereken iPhone’ların bunun yerine Çin’deki yeni kullanıcılar tarafından yeniden etkinleştirildiğini ortaya çıkardı. 2020 yılında Apple, GEEP’e Ontario mahkemesinde 31 milyon Kanada doları (22,6 milyon dolar) tutarında sözleşme ihlali davası açtı ve çalışanların ürünlerini çalıp üçüncü şahıslara yönlendirdiği ve bu şahısların da ürünleri tamir edip “gri pazarda şüphelenmeyen tüketicilere yeniden sattığı” “dikkatlice düzenlenmiş bir plan” olduğunu iddia etti. GEEP, Apple ürünlerinin zimmete geçirildiğini kabul etti, ancak şemadan şirketin ayrıca dava açtığı birkaç “haydut çalışanı” sorumlu tuttu; Apple ile yaptığı anlaşmanın şartlarını ihlal ettiğini veya “dolaylı olarak sorumlu” olduğunu reddetti.


İlk olarak 2020 yılının sonlarında Kanadalı bir haber kuruluşu olan Logic tarafından haberleştirilen davalar ortaya çıktığında, sektör gözlemcileri şaşkına döndü. Mesele sadece iddia edilen soygunun şok edici boyutu değildi; olay, Apple’ın bir geri dönüşüm ortağını, görünüşe göre yenileme için en iyi durumda olan on binlerce iPhone’u parçalamaya zorladığını ima ediyordu. Zamanlama da garipti: Aynı yıl Apple, 2030 yılına kadar ürün yaşam döngüsü boyunca %100 karbon nötrlüğüne ulaşmayı kamuoyuna taahhüt etmiş ve bir çevre raporunda “yeniden kullanım ilk tercihimizdir” demişti. Eleştirmenler, parçalama işleminin Apple’ın çevreci pazarlamasıyla çeliştiğini ve muhtemelen daha ucuz kullanılmış donanımların yeni ürünlerin satışına engel olmasını engellemenin bir yolu olduğunu söyledi.


Ve sonra 4 yıl boyunca hiçbir şey olmadı. Bugün dava gizemini koruyor. Yeni bir dilekçe verilmedi ve başka bir işlem yapılmazsa GEEP ve Apple’ın davaları sırasıyla Ağustos ve Ocak aylarında otomatik olarak düşebilir. Apple neden bir davada geri dönüşüm programının iç işleyişinin bir kısmını ifşa edip konuyu orada bıraksın ki?


Bir Apple sözcüsü, GEEP davasının açılmasından bu yana elektronik geri dönüşümünün “büyük bir hızla” ilerlediğini ve şirketin genellikle birden fazla sahibine hizmet eden uzun ömürlü ürünler yarattığını söyledi. Sözcü, “Apple’ın sektör lideri geri dönüşüm programı, müşterilere aygıtlarını yenileme ve yeniden kullanım amacıyla analiz edilmek üzere geri getirmeleri için kolay yollar sunuyor. Bir aygıt ömrünün sonuna geldiğinde, içindeki değerli malzemeleri geri kazanmanın yenilikçi yollarına öncülük ediyoruz” ifadelerini kullandı GEEP’in avukatı John Longo ise, “bu konu mahkemede devam ederken yorum yapamayacağını” söyledi.


E-atık hırsızlığının sanıldığından daha yaygın olduğunu söyleyen uzmanlar, Apple’ın şikayetinin tek başına GEEP’i kötü bir örnek haline getirmek ve diğer ortaklarına iPhone hırsızlığı konusunda onların da peşine düşebileceği yönünde agresif bir mesaj göndermek için yeterli olduğunu öne sürüyor. Bir Çin atasözüne atıfta bulunan bir endüstri yöneticisi bunu şu şekilde ifade ediyor: “Maymunu korkutmak için tavuğu öldür”


GEEP, Apple’ın sorun yaşadığı tek geri dönüşüm tedarikçisi değil. Satıcı denetimlerini bilen eski bir Apple yöneticisi, 2010’lu yıllarda şirketin Asya’daki Li Tong Group’tan Avrupa’daki Stena Metall AB’ye kadar çeşitli geri dönüşüm firmalarında hırsızlık sorunlarını araştırdığını söylüyor. Redakte edilmiş yasal dosyalar, şirketin 2015 yılında Singapur’daki Tes-Amm’da çalışanların Apple aygıtlarını ve büyük miktarlarda pahalı devre kartları da dahil olmak üzere parçaları çaldığı iddia edilen bir komployu ortaya çıkardığını gösteriyor. Çalışanlar izlerini kaybettirmek için, Apple’ın yakından takip ettiği bir ölçüt olan tesisin gelen ve giden ağırlıklarını eşleştirmek amacıyla Apple hurdalarının kutularını Apple olmayan hurdalarla karıştırmışlar.


Apple, hırsızlığı caydırmak için kamyonlara geri dönüşüm tesislerine kadar eşlik etmeleri, boşaltma ve parçalama işlemlerine tanık olmaları ve genel olarak süreci belgelemeleri için dışarıdan güvenlik danışmanları tuttu. Ancak Apple’ın yolladığı hacimler göz önüne alındığında, düşük ücretli işçilerin denetimden kaçmak ve aygıtları çalmak için ciddi bir motivasyona sahip olduklarını anlamak için dahi olmaya gerek yok, özellikle de söz konusu ürün iPhone ise. Apple’ın 2018 ortasına kadar küresel geri dönüşümden sorumlu kıdemli müdürü olan Renee St. Denis yaşanan usülsüzlüklerle ilgili, “Ufacık, cebe sığıyor ve çok değerli. Ne yazık ki bazen yönetim de işin içine giriyor” diyor. Apple ile ABD ve Çin’de çeşitli e-atık şirketlerinde çalışmış olan bir geri dönüşüm mühendisi, vardiyalar sıra sında getirilen çelik bir arabanın üzerindeki su soğutucusuyla ilgili bir olayı hatırlıyor. Bir çalışan iPhone’ları gizlice arabanın altına bantlıyor ve soğutucunun yeniden doldurulması gerektiğinde bunları metal dedektöründen gizlice geçiriyordu. Güvenlik görevlisi de bip sesine arabanın neden olduğunu düşünüyordu.


Elektronik üreticilerinin ve perakendecilerin mallarını parçalatmak için ödeme yapmalarının çeşitli nedenleri var. Bazıları yeni ürün nesillerine yer açmak için satılmamış envanteri raflardan kaldırmak istiyor. Ayrıca kullanılmış ürünler imha edilmesi gereken kişisel veriler içerebilir. Parçalama aynı zamanda talep gören parçaların (kamera modülleri, sensörler, yonga setleri) yanlış ellere geçmesi ve Frankenstein olarak adlandırılan cihazlara dönüşmesi riskini de azaltıyor. Bu ürünler gerçek gibi görünecek şekilde tamir ediliyor ve yasadışı olarak yeniden satılıyor ya da hileli bir şekilde iade bile edilebiliyor. (Geçtiğimiz yıl bir grup düzenbaz, 2011’den 2019’a kadar yüzlerce Apple Store’da 10 binden fazla sahte iPhone ve iPad’i orijinal versiyonlarıyla değiştirmeye çalıştıkları için hapse mahkum edilmişti).


Bir cihazın metallerini eriterek tedarik zincirine yeniden girmelerini sağlamak kulağa çevre dostu gelebilir, ancak geri dönüşüm en çevreci seçenek olmaktan oldukça uzak bir yöntem. Bir iPhone’un geri kazanım değerinin düşük olması ve karbon ayak izinin yüzde 80’inin üretim sırasında yayılması nedeniyle, çevre açısından en sağlıklı yol, cihazı mümkün olduğunca uzun süre hayatta tutmaktır. Kolay onarım için tasarlanmış dizüstü bilgisayarlar üreten Framework Computer Inc. şirketinin kurucusu Nirav Patel, “Amaç, bir cihazın daha uzun süre dayanmasını sağlayarak ya da parçaların ve modüllerin yeniden kullanılmasının bir yolu olduğundan emin olarak, geri dönüşümcüye gitmesi gereken malzeme miktarını gerçekten en aza indirmektir. Geri dönüşüm son çaredir” diyor.


Elbette, öğütücülere gönderilen ürünlerin büyük bölümü aslında bozulmuş ya da kurtarılamayacak kadar eski durumdaki ürünler oluyor. Ve iPhone’un dayanıklı tasarımı tamir edilmesini zorlaştırabilir. Ancak Apple’ın kullanıcıları düzenli olarak en son ve en iyi modele yükseltmeye ikna eden iş modeli de, şirketi tamir edebildiği her cihazı tamir etmeye teşvik etmiyor. Bir geri dönüşüm mühendisi iş modelinin mantığını, “Apple, piyasada hala iki nesil eski telefonlar varken yepyeni bir telefonu 1000 dolara satamaz. Ne kadar çok eski telefondan kurtulabilirlerse, o kadar çok yeni telefon satabilirler” diyor.


Apple, geri dönüşümün bir kısmını şirket içine taşıyarak verimliliğini (ve güvenliğini) artırdı. Çevresel inovasyon ekibi, 2016 yılında tanıtılan ve bir iPhone 6’yı sekiz ayrı bileşene ayırabilen Liam adlı bir robot geliştirdi. Bu kapsamlı ön ayrıştırma Apple’ın daha fazla metali geri kazanmasını sağladı, oysa geleneksel öğütücüler genellikle sağlam ya da çok az parçalara ayrılmış cihazları çiğniyordu. Parçalama işleminden sonra birbirine karışmış parçaları ayırmaya çalışan mıknatıslar ve diğer mekanizmalar bu süreçte çok fazla malzeme kaybediyordu


Ancak Liam’ın hassas otomasyonunun bir çıkmaz sokak olduğu ortaya çıktı. Sadece bir iPhone modelini işleyebiliyordu ve o kadar da iyi değildi. Eğer bir cihazın vidaları aşınmışsa ya da iç kısımlarında yapışkan varsa robot hata veriyordu. Proje hakkında bilgi sahibi bir kaynak Liam’ın insan müdahalesi olmadan yaklaşık 10 dakika çalışabildiğini tahmin ediyor. Bir başka kaynak ise Apple’ın zaman zaman robota hala çalışmakta olan iPhone’lar verdiğini ve medya demoları için robotun çökmemesi için daha temiz üniteler seçtiğini söyleyerek Liam’ın ölçeklenebilirlikten çok tanıtım için tasarlandığını öne sürdü.


Apple birkaç yıl sonra Liam’ın halefi Daisy’yi tanıttı. Yeni robot gelecek vaat eden yıkıcı bir yaklaşım benimsedi: Daisy’nin robot kolları ve dört istasyonlu makineleri, parçaları hassas bir şekilde çıkarmak yerine ekranları söküyor, vidaları deliyor, pilleri daha kolay çıkarmak için donduruyor ve modülleri taşıma bantlarına çarpıyordu. Bağımsız elektronik bileşenlerden oluşan çıktı, kobalt ve tungsten gibi elementler için daha iyi geri kazanım oranları sağladı. Apple’ın şu anda Daisy’nin bulunduğu Teksas’taki malzeme geri kazanım laboratuvarını açtığı 2019 yılına gelindiğinde, robot saatte 200 adede varan bir hızla 15 farklı iPhone modelini işleyebiliyor ve parçalarına ayırabiliyordu. Şirket kısa süre sonra Avrupa’da geri dönüşüm için Hollanda’daki DB Schenker lojistik merkezine ikinci bir Daisy ekledi.


Yine de Apple geri dönüşüm uzmanları ve sektör uzmanları genel olarak bu yeniliği överken, bazıları Apple’ın artık 6 yaşında olan ve yılda yalnızca 1,2 milyon iPhone’u işleyebilen (şirketin her 48 saatte bir sattığı kadar) bir makineyi övmeye devam etmesine şaşırıyor. Apple, üçüncü taraf geri dönüşümcülerin teknolojiyi lisanslamasını ve kendi otomatik sistemlerini kurmasını öngörüyor, ancak muhtemelen robotun maliyeti ve iPhone sınırlı mimarisi nedeniyle bu yönde bir gelişme hala gerçekleşmedi. Carnegie Mellon Üniversitesi Robotik Enstitüsü’nde Daisy’nin geliştirilmesine yardımcı olan bilim adamı Matthew Travers, kademeli otomasyonun yakın gelecekte elle sökme ve mevcut parçalama altyapısını artırma olasılığının daha yüksek olduğunu söylüyor. Travers, “Önümüzdeki beş yıl içinde, e-atık sorununu çözen tam otomatik bir robot çözümü olursa çok ama çok şaşırırım” diyor.


Geleneksel parçalama (demanufacturing) tesislerinde sahadaki gerçeklik çok daha az yüksek teknolojili. Apple’ın Daisy’yi Hollanda’da çevrimiçi hale getirdiği sıralarda, caddenin aşağısındaki bir başka Apple geri dönüşüm ortağı olan Re-Teck’te çalışan bir kişi, çoğu iyi durumda görünen tonlarca AirPod, Mac ve Watch’un ezilmesine tanık olduğunu hatırlıyor. Çalışan, bazı durumlarda işçilerin cihazları çekiçlerle parçaladığını söylüyor.


GEEP’in Barrie, Ontario’daki bir sanayi bölgesinde bulunan 500 bin metrekarelik tesisi, eski bilgisayarlar, televizyonlar ve hantal aletlerle dolu açık kutulardan oluşan bir karmaşaydı. Hat çalışanları turuncu tulumlar ve solunum maskeleri giyiyordu. Taşıyıcı bant neredeyse iki kat yukarıya, birincil “zincir parçalayıcıya” doğru eğimliydi. Devasa bir ofis yazıcısı, dönen öğütücülerden oluşan parçalama haznesine girdiğinde çıkan parçalanma sesi deprem oluyormuş hissiyatı veriyordu.


Depoya Bose kulaklıklardan Microsoft Surface tabletlere, Shrek 2 DVD’lerinden seks oyuncaklarına kadar her türlü rastgele malzemeler bulunuyordu. Bazı çalışanlar, yeni sabit diskler veya sadece yüzeysel kusurları olan düz ekran TV’ler gibi mükemmel şekilde kullanılabilir donanımları imha ederken garip hissettiklerini söylüyor. “Eski bir kantar operatörü olan Zachary Jackson yaptıklarının “delice” olduğunu ve şöyle düşündüğünü hatırlıyor: “Bunu gerçekten kırmak istemiyorum. Bunların hepsi gayet iyi.”


2014’ün sonlarında Apple ihalesini kazanmak büyük bir olaydı. İki eski uzun süreli çalışan, o zamanlar Vancouver ve Montreal’in yanı sıra başka yerlerde de operasyonları olan GEEP’in işinin yaşanan sorunların ardından yıllardır zorlandığını söylüyor. Evet, Apple son derece talepkâr bir müşteriydi. (Apple kafesi için metal dedektörünü ilk kurarken GEEP, alarmı çalıştırıp çalıştırmayacağını test etmek için bir işçiye botlarına ve iç çamaşırlarına küçük elektronik cihazlar saklattı. Eski bir çalışan, “Pantolonunuzun içine bir mikroçip sokmaya çalışsaydınız, metal dedektörü bunu algılardı” diyor). Ancak Apple aynı zamanda başka işleri de çekebilecek türden bir reklam müşterisiydi. Ve ödemelerini zamanında yapıyordu ki bu, operatörlerin işlenen her bir kg için üç beş kuruşa pazarlık ettiği hurda dünyasında pek de rastlanan bir durum değildi. 2015’ten 2017’ye kadar binlerce Apple ürünü boşaltılmak üzere GEEP’in Barrie’deki rıhtımına geldi.


Tesisi rayında tutmaya çalışan kişi, çenesinden aşağıya doğru uzanan kalın bir sakal şeridine sahip, güler yüzlü olmayan bir yönetici olan Roger Micks’ti. Görev adamı olarak tanımlanan Micks, verim veya ekipman arızaları ya da hayal kırıklığı yaratan yük fiyatları hakkında astlarına sürekli bağırıyordu, ancak bazıları bunun bir rol olduğunu hissetti. Öfkesinin kurbanlarından biri, Micks’in bağırıp çağırdıktan sonra birçok kez ofis koltuğunda utanmadan uyuduğunu gördüğünü hatırlıyor. Micks, boş zamanlarında Ballz Deep adlı teknesinde balık avlamaktan hoşlanıyordu.


GEEP’te hırsızlık söylentileri vardı, ancak bunlar genellikle küçük dozlarda oluyordu. Bir çalışan internette satmak üzere Beats by Dre kulaklık çalarken yakalandıktan sonra bile, video oyunlarını veya parçalanması gereken kameraları gizlice çıkarmak çok zor olmadı. Bazıları daha karanlık işlerin döndüğünü seziyordu. Eski bir emtia analisti, bir keresinde Micks’in bir e-atık ortağına gönderilmek üzere geri dönüştürülmüş malzemeleri yanlış etiketlediğini fark ettiğini ve bunu uyum departmanına bildirdiğini, ancak bu konudan bir daha haber alınamadığını söylüyor.


GEEP’in tüm iPhone, iPad ve Apple Watch’ları teslim aldıktan sonraki 45 gün içinde tekrar kullanılamayacak şekilde imha etmesi gerekiyordu. Sürece aşina bir kaynak, Apple temsilcilerinin düzenli olarak tesise ulaşan malları izlemeye geldiğini, hatta Apple kafesinden öğütücülere giden forkliftlere eşlik ettiğini söylüyor. Yine de güvenliği aşmak imkansız değildi. Micks bir paletin başka bir yere taşınmasını veya dışarıdaki bir satıcıya nakledilmesini emrettiğinde kimse bunu ikinci kez düşünmezdi. Bu kaynak, “Yüz binlerce kiloluk malzemeye bakıyorsunuz. Eğer şuradan buradan 100 kg aşırıyorsanız, kimse bunu fark etmeyecektir” diyor.


Görünen o ki GEEP’te milyonlarca dolarlık Apple ürününü çalmak için Ocean’s Eleven tarzı kurnazlıklara gerek yoktu, sadece muhasebe ve lojistik hileleri gerekiyordu. Birileri elektronik kayıtları değiştirmeye ve Apple sevkiyatlarını bakır rulmanlar ve diğer malzemeler için kodlarla yeniden sınıflandırmaya başladı. GEEP’in daha sonra tespit ettiği gibi, bu yükler daha sonra GEEP’in iş yaptığı Ontario Gölü yakınlarında 90 dakika uzaklıktaki bir hurda komisyoncusu olan Whitby Recycling Inc. şirketine nakledildi. Whitby ve başkanı Fu Yuan Yang’ın avukatı David Rubin, Yang’ın komploya karıştığını reddettiğini ve sadece hurda metal alıp sattığını söylüyor. Rubin, “Bunun iPhone’larla hiçbir ilgisi yoktu. Eğer birisi orada olmaması gereken başka şeyler koyduysa, Yang’ın bundan haberi yoktu ve bunun bir parçası değildi” diyor.


Apple’ın şüpheli faaliyetleri tam olarak ne zaman fark etmeye başladığı belli değil. Şirket, geri dönüşümcülere gönderdiği cihazları takip etmenin yanı sıra, genellikle imha ağırlıklarını ve emtia verimlerini detaylandıran veri raporlarını analiz ediyor. Eğer bir grup iPhone’dan çıkan değerli metallerin yüzdesel karışımı farklı görünüyorsa, bu Cupertino’da kırmızı bayrakların yükselmesine neden olabilir.


Ağustos 2017’de Apple GEEP’te sürpriz bir denetim gerçekleştirdi. Kurumsal belgeleri inceleyen ve çalışanlarla görüşen denetçiler, bir işçinin iç çamaşırına sığmayacak kadar çok cihazın kaybolduğunu kısa sürede fark etti. Şirket, Ocak 2018’de soruşturmasının bulgularını paylaşmak üzere GEEP liderleriyle bir araya geldi ve nihayetinde sözleşmeyi feshederek en az 11 bin 766 pound (5 bin 336 kg) Apple donanımının parçalanmadan ortadan kaybolduğu sonucuna vardı.


Ertesi yıl GEEP, Micks ve iki eski iş arkadaşı Ted Cooper ve Steve White’a dava açarak onları komisyon karşılığında yaklaşık 100 bin Apple cihazını Yang’ın şirketine yönlendirmekle suçladı. Bu ürünler denizaşırı ülkelere gönderiliyor ve yeniden satılıyordu. Avukatları aracılığıyla yorum yapmayı reddeden Cooper, yasal başvuruda herhangi bir dahli olduğunu reddetti. White ise savunma yapmadı ve yorum taleplerine yanıt vermedi. Apple’ın soruşturması sırasında işten çıkarılan Micks de savunma yapmadı. GEEP mahkemede yaptığı açıklamada, planın kanıtlarıyla yüzleştirildiğinde iPhone’ları yönlendirdiğini kabul ettiğini söyledi.


Apple, Ocak 2020’de GEEP’e karşı kendi davasını açtı. Eski üst düzey bir GEEP yöneticisi, “Apple meselesi ortaya çıktığında işler kötüye gitmeye başladı. HewlettPackard (HP) olduğunuzu ve GEEP ile iş yaptığınızı düşünün. ‘Apple’a bunu yaparlarsa bize ne yapacaklar’ diye sormanız gerekir” diyor.


İlk yasal işlem telaşının ardından, ne 2021’de ne de sonrasında her iki davada da herhangi bir başvuru yapılmadı. Apple’ın geri dönüşüm programının kamuoyu tarafından daha fazla incelenmesini önlemek için veya sorunu özel olarak çözmüş olabileceği ve davadan vazgeçmiş olabileceği değerlendiriliyor. Bu noktada, GEEP Kanada artık mevcut değil. Barrie tesisi, birleşme yoluyla artık Apple’ın davasına taraf olmadığını söyleyen Quantum Lifecycle Partners LP’nin bir parçası haline geldi. Apple davası yakında duruşmaya taşınmazsa, ilk şikayette yer aldığı üzere, konu muhtemelen Ocak 2025’te kendiliğinden feshedilecek.


Mahkeme süreci görülmeden, iddia edilen hırsızlıkları kimin bildiğini ve ne zaman bildiklerini söylemek çok daha zor. Bazıları, komplonun karmaşıklığı göz önüne alındığında suçun haksız yere Cooper, White ve Micks’in üzerine yıkılıp yıkılmadığını merak ediyor. İnkâr edilemeyecek olan şey ise, davanın Apple’ın diğer geri dönüşüm ortaklarının güvenliklerini artırmaları ve Apple’ın operasyonları hakkında sessiz kalmaları için ölümcül bir uyarı olduğu. Son yıllarda Apple için AirPods gibi aksesuarların parçalanması üzerinde çalışan bir geri dönüşüm danışmanı davanın etkileriyle ilgili, “Tüm sektörde yankı uyandırdı: Eğer o zaman sıkı değilseniz bile, şimdi olsanız iyi olur” diyor. Dava, geri dönüşümcüleri, elektronik üreticileri arasında hala yaygın olan zorla imha uygulamasını tartışmak konusunda daha da temkinli hale getirmiş gibi görünüyor. 2023 yılına kadar “tamamen yeniden kullanılabilir” iPhone ve iPad’leri “metal müsli “ye dönüştürmekle uğraştığını söyleyen bir başka danışman da, “Apple bunu diğerlerinden daha fazla yapıyor” diyor.


Apple her yıl yenilediği cihaz sayısını (yaklaşık 12 milyon) bildiriyor ancak kaç adet cihaz aldığını ve yeniden satmak yerine geri dönüştürmeyi tercih ettiğini açıklamıyor. Operasyon hakkında bilgi sahibi bir kaynak, ikincil perakendecilerin Apple’ın parçaladığı düşük kaliteli iPhone’ların çoğunu satabileceğini çünkü bunların resmi “sertifikalı yenilenmiş” programı için yeterince bozulmamış olduğunu söylüyor. Şirket, 2022 yılında tanıtılan ve ses modüllerindeki metalleri daha iyi geri kazanmak için tasarlanmış gelişmiş bir parçalayıcı olan Taz da dahil olmak üzere geri dönüşüm makinelerine yatırım yapmaya devam etti ve şu anda 29 iPhone modelini işleyebilen gösterişli Daisy robotunu hala halka açık bir şekilde pazarlıyor. Apple, cihazlarının tamirini kolaylaştırmak için dışarıdan gelen girişimlere yıllarca direnmiş olsa da, kısa bir süre önce bu Temmuz ayında yürürlüğe girecek olan California tamir hakkı yasasını desteklediğini açıkladı. Bu yasa, üreticilerin onarım kılavuzlarını, ürünün parçalarını ve tamir araçlarını makul fiyatlarla sunmalarını gerektirecek.


Bununla birlikte, onarım hakkı savunucusu olan ve iFixit adlı onarım şirketinin kurucularından Kyle Wiens, Apple’ın benimsediği yeşil değerlere uymak için daha fazlasını yapması gerektiğini söylüyor. Wiens, şirketin “parça eşleştirme” adı verilen bir özellik nedeniyle iPhone’ların onarımını zorlaştırdığını, fabrika modeliyle yeni bir ekran veya pil takmaya çalıştığınızda telefonunuzu bozabilecek bir yazılım olduğunu söylüyor. Apple bunun gerekli bir güvenlik önlemi olduğunu söylüyor, ancak Wiens bunun basit onarımlarda keyfi hatalara ve uyarı mesajlarına neden olduğunu tespit etti. Örneğin, yepyeni iPhone’larda iki ekranın veya kameranın değiştirilmesi, otomatik parlaklık veya yüz tanıma gibi özelliklerin arızalanmasına neden oldu. (11 Nisan’da Apple, yeni iPhone modellerinin onarımında kullanılan belirli yedek parçaların geliştirilmiş işlevselliğe sahip olacağını duyurdu).


Wiens özellikle Apple’ın GEEP ile yaptığı gibi geri dönüşümcülerin cihazları parçalamasını gerektiren sözleşmelere son vermesi gerektiği konusunda kararlı. Bu uygulamanın yasadışı olması gerektiğine inanıyor, çünkü cihazlar tamir edilemese bile, içinde kendisinin ve diğer tamir uzmanlarının kendi yenileme çalışmalarında kullanmak üzere satın almak isteyecekleri parçalar olduğu kesin. “Tüketiciler her gün imha edilen kaliteli ürünlerin hacmini bilselerdi şok olurlardı,” diyen Wiens, iPhone’ları çalan ve yeniden satan GEEP çalışanlarına gelince, “Hayırlı bir iş yaptıklarını düşünüyorum” diyor.


Dergi Erişimi
Dergi içeriklerini okumak için Bloomberg Businessweek Türkiye dijital dergisine abone olmanız gerekmektedir.Abone değilseniz abonelik satın alarak tüm dergi içeriklerine sınırsız erişim sağlayabilirsiniz
Abone Ol
İhracatçının Kur Dengesi Bozuluyor
İhracatçının Kur Dengesi Bozuluyor
Avrupa Merkez Bankası ile Fed’in gevşemeye farklı zamanlarda geçiş planıyla gündeme gelecek güçlü dolar, zayıf euro tablosu ihracatçıda tedirginlik yaratıyor
“İşleri Büyütelim"
“İşleri Büyütelim"
Paranın pahalılaşması “işleri büyütelim” demeyi zorlaştırıyor
Türkiye’nin Seçimi
Türkiye’nin Seçimi
Bloomberg HT Genel Yayın Yönetmeni Açıl Sezen yazdı;
Nostalji: Türkiye, Tarımda Kendi Kendine Yetebilen Yedi Ülkeden Biridir
Nostalji: Türkiye, Tarımda Kendi Kendine Yetebilen Yedi Ülkeden Biridir
Tarım sektöründeki sorunlar sürerken, enflasyonun tek hanelere indirilmesi güç olabilir
Alman Ekonomik Modelinin Sonu mu?
Alman Ekonomik Modelinin Sonu mu?
Almanya’nın mevcut menfi gidişatı sadece aşağı doğru bir harekete değil, Alman üretim ve mühendislik kabiliyetlerinin yani “Alman Malı”nın parlak geçmişinin de sona yaklaştığına işaret ediyor olabilir
İTÜ’nün ARI’sı Daha Çok Bal Yapmanın Peşinde
İTÜ’nün ARI’sı Daha Çok Bal Yapmanın Peşinde
Türkiye’nin teknoloji alanındaki rekabet gücünü küresel ölçekte artırmayı hedefleyen İTÜ ARI Teknokent, 2030’a kadar teknoloji yaşam merkezine evrilen bir yapı haline dönüşmeyi planlıyor. 2024 yılı içerisinde kendi girişim sermayesi yatırım fonunu kuracak teknoparkın destek mekanizmalarından İTÜ Çekirdek Kuluçka Merkezi’nde girişimlerin ciroları 200 milyon dolar ve ihracat tutarları ise 115 milyon dolara ulaşmış durumda.
Şirketinizin Piyasa Değerini Algoritmalar mı Belirliyor?
Şirketinizin Piyasa Değerini Algoritmalar mı Belirliyor?
Algoritmalar karmaşıklaştıkça piyasaların dinamiklerini anlamak insanlar için gittikçe zorlaşıyor
Hızlanan Dönüşümde Değişimi Yönetmek
Hızlanan Dönüşümde Değişimi Yönetmek
Elektrikli araçların daha fazla benimsenmesi nedeniyle otomotiv endüstrisi hızlı bir dönüşüm içerisinde ve bu da otomotiv sanayi ile tedarik zinciri ekosisteminde derin değişikliklere yol açıyor.
Hertz’in Tesla Kumarının İbretlik Hikayesi
Hertz’in Tesla Kumarının İbretlik Hikayesi
Bir çift finans uzmanı iflas eden araç kiralama şirketini satın aldı ve elektrikli araç işine girdi. Ne yazık ki neredeyse her öngörüleri yanlış çıktı.
Zaman Nedir?
Zaman Nedir?
Zaman size sıradan, akışkan, sabit akımla akan bir nehir gibi geliyor olabilir. Belki de biz abartıyoruz zaman ve beyin meselesini.
Sosyal Medya İletişim Krizlerini Nasıl Çözersiniz?
Sosyal Medya İletişim Krizlerini Nasıl Çözersiniz?
Türkiye’de her yıl birçok marka veya kişi sosyal medyada iletişim krizi yaşıyor. Her alanda ciddi profesyonellerle çalışılırken bu iletişim krizleri bireysel çabalarla çözülmeye çalışılıyor. Fakat dünyadaki örneklerine baktığımızda iletişim krizleri tam tersi ciddi strateji ve planlarla çözülüyor.
Hesap Lütfen
Hesap Lütfen
Restoran ve kafelerin artan fiyatları tüketicinin sabrını zorlarken işletmeler de bu durumdan çok memnun değil. Yüksek enflasyonun vurduğu yeme içme sektörü, kârını korumakla müşteriyi elinde tutmak arasında bir seçim yapmaya hazırlanırken tüketiciler bu alandaki alışkanlıklarını değiştirmeye başlıyor.
Sermaye Hikâyeye Akıyor
Sermaye Hikâyeye Akıyor
Paranın maliyetinin arttığı, jeopolitik gelişmelerin eski akımların yönünü değiştirdiği ortamda, tüm dünyada portföy yöneticileri hikayesi olan ve güvenli alanlara kaymaya çalışıyor. Gelişen ülkeler arasında ilk sıra kuşkusuz yeni yıldız Hindistan’ın. Ama onun dışındaki “para eden” hikayeler hangi ülkelerde?
Beşiktaş Sahada Atamadığı Çalımı Borsada Attı
Beşiktaş Sahada Atamadığı Çalımı Borsada Attı
Tarihinin kazanma yüzdesi en düşük sezonunu geçiren Beşiktaş, Galatasaray’ın 39, Fenerbahçe’nin tam 35 puan gerisinde bulunuyor. Gerek galibiyet geliri gerekse diğer gelirlerde büyük kayıp yaşayan şirket, yüzde 250 bedelli sermaye artırımı ile gündeme geldi. Ancak hisse tüm olumsuzluklara rağmen hisse getirisinde ezeli rakiplerinin toplamından fazla getiri elde etti. Ta ki, SPK’nın 6 yatırımcıya verdiği cezaya kadar...